Her şey vatan için!
“Bu vatan için kurşun atanı da, kurşun yiyeni de selamlıyorum”!
Bu bir başbakanın sözleridir..
Sonuçta her şey vatan için!
Dikkat! Bu çete olayında, sistem içi aktörlerin çoğu, yaptıkları her şeyi vatan için yaptıklarını düşünüyorlar.
çünkü devleti düşmanlarına karşı koruyorlarlar..
öyle inandırılmışlar.
Unutmamak gerekir ki, cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir..
Bu büyük dava uğruna bazan hukun dışına çıkılabilir(!)di ya.. çıkınca böyle oluyor işte. İstisna rutin haline geliyor..
Onlar “Vatan evlatları”dırlar.. Onların yaptıkları da “vatan için”.. Maksat vatan kurtulsun kabilinden işler!
Hani Kur’an-ı Kerim de der ya, “Şeytan sizi Kur’an’la aldatmasın” diye..
Evet evet, ey vatanseverler, birileri sizi “vatan sevgisi” ile aldatmasın!
Basında yer alan bilgilere göre “Agarta, Tibet ve Orta Asya geleneklerinde Asya’daki sıradağların içinde bulunduğu ileri sürülen efsanevi bir yeraltı organizasyonudur. Agarta’yı kitaplarında konu alan 3 yazar Saint-Yves d’Alveydre, Ferdinand Ossendowsky ve Renè Guènon’dur. Efsaneye göre Mu ve Atlantis’ten göç eden rahipler Agarta’yı kurdu. önceleri insanlıkla temas halindeydiler. Sonra gizlenme gereği görüp birbirlerine tünellerle bağlanan, dağlar içindeki kentlerine çekildiler. Agarta, Göktürk, Uygur ve Hun masallarında da “Ataların kutsal mağaraları”, bu mağaralardan geçilerek ulaşılan “gizli ülke” inanışı ile yer alıyor. Agartalıların şimdiki ‘devrenin’ sonunda yeraltından çıkacağına ve dünyadaki kötülüğü yeneceklerine inanılıyor.”
Kur’an-ı Kerim’de de Yecüc Mecüc olayının anlatıldığı bölümde, kıyamete yakın ortaya çıkacak müfsit bir kavimden söz edilir.. Tarih-i Taberi’ye göre bu tarih Mö 500 yıllarıdır..
Ben de anlatmak istediğim şeyleri kodlayarak, konuya biraz efsanevi bir boyut katayım.. 2M3S-BD! Yıllardır yazıyorum: Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, DTö arasındaki karanlık ve kanlı ilişki diye. Bu harfler de bu kelimelerin baş harflerinden oluşuyor.
Biliyorsunuz, ben yıllardır, yaklaşık 1-2 yıldır, yakın bir gelecekte bir darbe girişimin bastırılacağını yazıyorum.. Benim için bu beklenmedik bir olay değil. Sürecin çok doğru yönetildiğinden de emin değilim bu arada..
Diyorum ya, şeyhle fahişe aynı kadroda. Cuma günü Müslümanlara zikir dersi verip, Cumartesi havrada ayin yöneten adamlar var bu işin içinde.
Bana göre Ergenekoncular Türkiye’nin Tapınak Şovalyeleri. Onlara özenmişler anlaşılan.. Millattan öncesine dayanan bir tarihi geçmişten ilham alıyorlar.. Osmanlı’daki karşılıkları İttihat Terakkiciler. İmparatorluğu batıran katil sürüsü bunlar.. Sonra tek parti dönemi diktatörlüğü. Ardından darbe dönemi..
Ergenekoncuların kod adı Agartha! Bir Haham, bir Papaz, Bir Kuvayı Milliyeci. Bir Marksist ve bir Ulusalcı. Bir PKK’lı, bir Milliyetçi, bir Liberal. Gül ve haça nazire Hilal ve Gamalı Haç! Bayrak, Kur’an işin kandırmacası.. Terör ve irtica ise siyaset yapma aracı.. İşin içinde cinayet şebekeleri de var, uyuşturucu tüccarları da!
Kimilerine göre bu “Kemalist terör örgütü!”dür.. Kemalizmi bir maske, kalkan, makyaj malzemesi gibi kullanıyorlar..
Türköne’ye katılıyorum: “DTP’nin PKK’ya yakınlığı, CHP’nin Ergenekon’a yakınlığına eşittir.”
Daha ileri bir şey söyleyeyim. Baykal’ın Demirel’e uzaklığı Apo’ya “uzaklığı” kadardır(?!)
Burada bir Kürt Ergenekonundan söz edebiliriz. Apo sistem için “yabancı” biri değil!
Tekrar bir daha söylüyorum: Terör de, irtica da yalan. Sivas’ta ve Başbağlar’da kibriti çakan elin arkasındaki el aynı eldi!
Bir kere daha söyleyeyim. Bu, derin güçlerin kendi aralarındaki bir savaştır.. Burada demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti isteyen taraf 3. taraftır. Ergenekonu tasfiye edip, yerini almak isteyenler, Ergenekon karşıtı kampanyaya şimdilik destek veriyorlar.. Yani bu iş, derin yapı içindeki kontrol dışı unsurların tasfiyesi işidir. Asıl sorun, kimin kimi tasfiye edeceği konusudur. Kontrol dışı unsur kimdir bu mençhul..
Bir de ABD’lilerin eski “Bizim çocukları”, ABD’nin ılımlı İslâm politikasından rahatsız.. Kendilerinin 2. plana itilmesinden dolayı kıskançlık histerisi yaşıyorlar. Yoksa soğuk savaş döneminde, adına kontrgerilla denilen, bu gayri nizami harp unsurlarının çete başı ABD değil mi idi?
Hatırlayın, ABD Irak’ı işgal edene kadar Saddam ABD’nin İran’a karşı kullandığı tetikçi değil mi idi. İşi bitince bir kenara atıldı. Şimdi eski Amerikancılar, başımıza ulusalcı kesilirken aslında Saddam sendromu yaşıyorlar.. ABD’nin dostu yok, çıkarları var. Aynı şeyi daha dün Apo’ya yapmadı mı?
Soğuk savaşta, yeşil kuşaktaki sünni gençleri sağ partilere ucuz oy deposu olarak kullanmak üzere dizayn edilen, alameti farikası “antikomunist”lik olan, Demirel’in peşine takılan ve onu umud haline getiren “Müslüman(!?)” karekteri, bu oyun içinde sıradan bir piyon seviyesinde iken, bunun yerini ılımlı İslâm’la stratejik ortaklık alınca, birileri kıskançlık histerisine kapılmış gibi gözüküyor..
İpin ucu ha kaçtı ha kaçacak.! Bu işin bundan sonra geri dönüşü yok. önümüzdeki günlerde kafalar daha da karışacağa benziyor..
Korkarım birileri savaş baltalarını çıkarttı ve saldırı için hazırlık yapıyor..
Kimse iddialarından vazgeçmiyor.
Anamuhalefet lideri açık açık darbecilerin, çetecilerin avukatlığına soyundu.
Malum media taciz atışlarına başladı bile.
Kimileri sinmiş gibi gözükse de, birileri meydan okumaya devam ediyor..
Gelecek günler bu günleri aratabilir.. Açıklanacak isimler, açıklanan isimleri gölgede bırakacak gibi gözüküyor. Olaylar da öyle..
Bana sorarsanız, ABD, NATO ya da AB tarafından da olsa, bu kirli çamaşırların ortaya dökülmesi iyi oldu.
Bu iş ne kadar gecikseydi, içinden çıkılması o kadar zor olacaktı.
Zaten yeteri kadar geç kalındı..
Askeri şura öncesi, sonrası ve 30 Ağustos sonrası gelişmelere dikkat.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.