Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Mozole fetişizmi

Mozole fetişizmi

Birileri öyle istiyor diye sahtekârlık yapamam! Ne seviyorum ne de nefret ediyorum. İçimde Atatürk’ten yana bulduğum tek şey boşluk! En azından diktatör olmasaydı bir ihtimal sevebilirdim kendisini. Lakin Kurtlar Vadisi’ndeki şu sevimli mafya karakteri Zaza’nın repliğiyle, ben diktatörleri “sevmim!”


Oldum olası sivil toplumdan yana oldum çünkü! Askeri vesayetin halkı hiç eden hegemonyasına da, dayatmalarına da karşıyım! Yani hissettiklerim neyse aynen onu dile getiriyorum. Bir kısım mozole fetişistlerine rağmen dürüstçe konuşuyorum.

Çok yüzlü mü olayım yani? Samimiyetsizce mi konuşayım? Takiyye mi yapayım? Aşağılık kompleksli tatlı su muhafazakârları gibi, bu kesime yaranmak yahut şerlerinden emin olmak için yengeç gibi yan yan mı yürüyeyim, ne yapayım?

Aklın varsa, herkesin ötekisi olmak istemiyorsan, bu memlekette 10 Kasım geldi mi, üçkâğıtçılık yapacaksın!

Kuzey Kore’yi kınadık ya! Alın işte size sıcağı sıcağına Kuzey Kore modeli zorunlu yas! 10 Kasım geldi mi, kornalar öttürüldü mü mahsusçuktan ağlayacak, yas tutuyor gibi yapacaksın! Tutmadıysan anan ağladı… Kaçınılmaz bir biçimde, çirkef ağızlardan fışkıran iğrenç küfürlere maruz kalacaksın! İnsanlık noktasında irtifa kaybettikçe, çukura gömülen bir kısım Kemalist’in hakaretlerine katlanacaksın!

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu memlekette fikir özgürlüğü falan da hikâye! Muhalefet söz konusu olduğu vakit, tüm taraflar anında tek tiplileşiyor çünkü! Hepimize geçmiş olsun! Kemalizm, sağlı sollu pek çok kesimi çoktan dönüştürmüş! Vesayet sisteminin dayatmacı karakteri yer etmiş toplumun içinde. Hal böyle iken zor görürsünüz ifade özgürlüğünü bu ülkede!

¥

Çifte standardın bu kadarı olur. Mozole fetişistleri, Kuran’a, Peygambere, başörtüsüne hakaret ederler, fikir özgürlüğü olur. Sen duygularını, düşüncelerini ifade etmek için bir cümle kurduğun vakit ise akbabalar gibi tepene üşüşür, küfürlerle hakaretlerle linç ederler! Tatlı su muhafazakârları da geri kalmaz tabii… Ruhunuzu çimdikleyen tenkitlerle onlara şirinlik ederken, size nanik yaparlar!

İşte hal böyle… Bu memlekette samimiyet sahibi olmak yürek ister!

Küfürlü kızlar

10 Kasım’da yeniden idrak ettim ki Kemalizm, bir kısım çukur şahsiyetli varlığın altına yuvalandığı bir kovuk bu ülkede! Cerahatli kişiliklerin, kin ve düşmanlıklarına alet ettikleri bir araca indirgenmiş sadece! Atatürkçülüğe asıl zarar iras eden zümre, muhafazakâr kesim değil, bu küfür saçan zümredir bana göre!

Bu arada bu ağzı bozukluğu konusunda Kemalist kadınlarda daha bir dibe vurduğunu itiraf etmeliyim. Hatta bu kadınların erkek yakınları için bir sığınma evi açmak lazım! Veya bir önlem almak…

Tez vakitte ağız boşluklarına birer tane rezervuar yerleştirmek lazım mesela! İçine de günde iki doz rezervuar bloğu atmak… Öyle ki, küfrettikleri zaman sifonu çekebilesin! Koku giderici anında devreye girsin!

Birini hedefe koydukları vakit, küfürde, erkekleri geride bırakacak kadar çirkefleşiyorlar. Daha kavgacılar! BDP’li Eli maşalı Sebahat Tuncel, halt etmiş yanlarında!


Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi