Atatürke niçin düşmanlar?
Bu yazının konusunun başlıktaki soruyla ilgisi yok.
Başlık Güneşten Rıza Zelyutun dünkü yazısının. Rıza Bey bir dizi ipe sapa gelmez laf ediyor. Ya cahil, ya da kasıtlı. Bu yüzden, başlıktaki sualini sonraya bırakıp, yazısındaki bazı noktalara dikkat çekerek gerçeği göstermek istiyorum.
Belki algılayabilir diye...
Vahdettinin Sevr Antlaşmasını imzaladığını söyleyen Rıza Bey, Mustafa Kemal önderliğinde bu işgale karşı direniş başlatıldı. Bunun üzerine kendisi İstanbuldaki kukla hale gelmiş Vahdettin hükümetince suçlu ilan edildi diyor.
Bu ifadeler tarihi hakikatlerle çelişen yalanlarla dolu. Zira, M. Kemali Anadolu halkını organize edip harekete geçirmesi için görevlendiren Vahdettinin ta kendisi. Tarihi hakikatler ve M. Kemalin Falih Rıfkı Ataya anlattıkları bunu gösteriyor. Hatta Vahdettinin, Saraya damat olmak isteyen M. Kemali Anadoluya gitmeye ikna etmek için çok uğraştığı da sır değil. Nitekim bunu M. Kemal de itiraf ediyor. Cemal Granda, bizzat M. Kemalden, Beni Milli Mücadeleyi başlatmak üzere bunca paşa arasından seçip Anadoluya gönderen Vahdettindir sözlerini duyduğunu yazıyor, Atatürkün Uşağı İdim adlı kitabında. Hatta, gerekli finansmanı da Vahdettin sağlamıştı. Hem de birçok devlet kuruluşunun tahsisatını keserek ve Çengelköydeki şahsına ait çok değerli atları satarak...
Sevr konusuna gelince... Rıza Beyin yalan söyleyen resmi tarihe göre iddia ettiğinin aksine, Vahdettin, Sevr Andlaşmasını bütün baskılara rağmen imzalamadı. Vahdettin, Hilafeti kurtarması için M. Kemali Anadoluya göndermiş, ama ihanete uğramıştı. Hiçbir zaman Anadolu hareketini bastırmak için İngiltereden yardım almamış; bilakis Anadoluya sürekli yardım etmişti. Hatta, Sevri imzalayan Damat Feriti Sadrazamlıktan etmişti. Nitekim Yılmaz Çetinin Son Padişah Vahdettin adlı kitabındaki şu ifadeye dikkat ediniz: Sadrazam Damat Ferit Paşa, Sevr Anlaşmasını Padişaha tasdik ettiremeden 17 Ekim 1920de istifa etmek zorunda kaldı.
Rıza Zelyut diyor ki: Siyasal dinciler de Atatürk ve eserleri ile savaşmayı tarihsel bir görev gibi üstlendi. Burada siyasal dinci kavramını çirkin bulduğumu belirtmekle birlikte, İslamın gönülden bağlılarının neden M. Kemali sevmediklerine dair birkaç gerçeği hatırlatmak istiyorum.
M. Kemalin, yaptığı devrimlerle, müslümanın hayat düsturu Kuran hayata amir olmaktan sökülüp atılmış, Hilafet kaldırılarak müslümanların siyasi birliği ve otoritesi yıkılıp yerle yeksan edilmiş, Peygamberin önderlik ve örneklik vasfı yaşanan hayattan uzaklaştırılmış, İslama ait ne kadar değer, ilke, prensip, kural vs. varsa, siyasi, sosyal, hukuki, iktisadi ve benzeri bütün alanlardan uzaklaştırılmış, hayatı kuşatan din bireyin vicdanına hapsedilmiş... Şimdi bir müslüman, dinine bu kadar müdahale eden birini nasıl sevsin?
Rıza Beyin Kurtuluş Savaşı ile ilgili derdine başka yazıda temas edeceğimden geçiyor, işlediği tarih ve gerçeklik cinayetine dikkat çekmek istiyorum. Diyor ki: Kurtuluş Savaşına karşı çıkan İskilipli Atıf haini bu amaçla bir kahraman haline getirildi.
Oysa, İskilipli Atıf Hocayı zulmen asan Ankara İstiklal Mahkemesinin zabıtlarında bile Atıf Hoca hakkında böyle bir iddia yok. Atıf Hoca, Şapka Kanunu çıkarılmadan iki yıl önce şapkanın batı taklitçiliği olduğuna dair bir kitapçık yazdığı için, kanun iki sene geriye yürütülüp hukuk cinayeti işlenerek idam edildi. Resmi tarihte bile böyleyken, zulmün üstünü örtüp, Atıf Hocayı kurtuluş savaşına karşı çıkan hain olarak itham etmek nasıl bir hainliktir, ona da siz karar verin.
Mustafa Kemali dinsiz/din düşmanı göstermeye çalışıyorlar suçlamasında bulunan Rıza Beyden cevap vermesini istiyorum: M. Kemal dindarsa, niçin dini hayattan silip süpürerek bireyin vicdanına hapsetti? Niçin İslama dair ne varsa hayattan uzaklaştırdı?
Rıza Bey, genç kuşakları kandırıp çağdaş gençlik yerine aklını kullanmadan oy verecek ümmetçi gençlik imal etmeye çabalıyorlar sözüyle hem kötü niyetli, hem kasıtlı, hem de cahil olduğunu ifşa etmiş oluyor. Ümmetçi anlayışa sahip olanlar aklını kullanamazmış. Oysa Ümmetçinin hayat düsturu Kuranda, tam 49 ayette akıldan söz edilir, aklını kullanma emredilir. Asıl aklını kullanamayanlar, yalanlar üzerine bina edilmiş tarihin gözlerine taktığı at gözlüğü ile, burnunun dikine gidip, etrafta olup biten gerçekleri de, asıl ilerlemesi gereken istikameti de göremeyenlerdir.
Şimdi Rıza Bey ve onun gibi düşünenler, merak ettikleri Atatürke niçin düşmanlar? sualinin cevabını bir daha düşünsünler. Eminim cevabı bulacaklardır. İtiraf etme yürekliliğini gösteremeseler de...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.