Türkiyeleşen bir ABD (II)
Amerikada geçtiğimiz Salı günü yapılan başkanlık seçimlerinin sonucunu irdeliyorduk. Seçimlerin üzerinden sadece bir hafta gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, Amerikan siyasetçileri seçimin Cumhuriyetçi partiye yaşattığı şoku unuttular bile.
Bunun sebebi önlerinde önemli bir finansal uçurumun oluşması. Onun eşiğinde şimdi Başkan Obamanın liderlik yapmasını ve iki partiyi daha da ayrıştırıcı değil de bir nevi katalizör görevini üstlenerek arayı bulması bekleniyor. Obama ailesi de seçimin sonucunu kutlama imkanını bu nedenle bulamadılar. Hemen işe koyulup ülkeyi kenarına geldiği uçurumdan geri çekmek gerekiyordu. Ancak Salı gecesini Çarşambaya bağlayan ilerleyen saatlerde Obamanın kazandığı kesinleşince güzel bir konuşma yaptı başkan. Kendisine güvendikleri için Amerikan halkına teşekkür etti. Bölücü değil birleştirici olacağının sinyallerini verdi. Ertesi gün kendi partisi içinde gönüllü olarak çalışan partililerle yaptığı toplantıda ise gözyaşlarını tutamadı, onların emeğine olan minnetini titreyen sesiyle dile getirdi.
Romney ailesi ise kazanan değil kaybeden taraf olarak çok üzgün gözüküyordu, seçim sonuçlarının açıklandığı saatlerde. Özellikle bayan Romney, ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Bir buçuk yılı aşkın bir süredir eşi başkanmışçasına hareketli bir tempo, zirvede bir ilgi ile koşuşturmuşlardı ama, bunun da sonu gelmişti. Herhalde kimse Romney çiftinin yerinde olmak istemezdi, o gece.
Seçim sonuçlarıyla birlikte eleştiriler, yorumlar, iki parti için de kendini sigaya çekmeler de başladı. Elitist Cumhuriyetçiler büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Romneynin alması beklenen Florida, Ohio, Wisconsin ve Virginia eyaletlerini Obamanın almış olması gerçeğinin şokunu, bir türlü atlatamadılar. Onun içindir ki; özellikle Ohiodaki sayımlar Cumhuriyetçilerin didiklemesi ile saatler aldı ve Romney yenilgiyi kabul etmeyi gecenin ilerleyen saatlerinde bile reddetti. Ohioda iki aday atbaşı gidiyordu. Uzmanlar, şimdiye kadar yazılan tarihe bakarak şunu söylediler: Ohio eyaletini kaybeden hiçbir başkan adayı başkan olamamıştır. Yani Ohio eyaleti bir indikatör olarak görülüyor. Romney kaybetmeyeceğine emin şekilde, gitgide artan Obama oylarının bir şekilde önüne geçebileceğini zannetti, ancak yanıldı. Amerikan siyasi kültüründe, kaybeden şahıs da kazanan kadar seçmenlerinin önüne çıkar ve yenildiğini beyan eder. İşte o konuşma bile, bu nedenle gecikti. Sonuç itibariyle Ohio da her zaman Cumhuriyetçi oy kullanan Virginia da Obamaya gitti. Çok ilginçtir her seçimde swing state tabir edilen yani sallantıda eyalet olarak görülen Floridada da sandıklar Obama dedi. Oysa Cumhuriyetçi partinin üssü niteliğindedir Florida. Amerikan kültüründe ununu eleyip eleğini aşmışların, tuzu kuruların, yaşça ileri, artık hayatlarının son demlerini lüks ve nimetler içinde geçirmek isteyen yaşlıların yaşamayı tercih ettiği siyaseten muhafazakar bir eyalettir Florida. Ona rağmen Obama dedi, insanlar burada da.
Ve yorumlar hemen başladı. Ülke bölündü! Elden gidiyor! tonunda eleştiriler ekranları Çarşamba sabahının ilk saatlerinde başladı. Bölünmüş bir Amerikadan bahsediyordu, seçim sonuçlarıyla sükutu hayale uğrayanlar. Bizim ülkemizde seçim sonuçlarına getirilen yorumlardan farksızdı diyebilirim. Ak Parti % 47 alınca, Ama % 53 Ak Partiye karşı diyen zihniyet benzeri bir tutuma girdiler. Sanki o % 53 tek bir blok cepheymiş gibi, güya sayı oyunlarıyla, kendi kafalarınca insanları kandıracaklar. Zamanında % 21 küsur oy alan RP için de yapmışlardı benzer yorumları. Obamadan haz etmeyenlenler şimdiye kadar Cumhuriyetçilerin kazandığı hiçbir seçimden sonra söylemedikleri gibi ülke bölünmüş durumda, ülke insanının neredeyse yarıya yakını Obamaya karşı gibi sözler edince, Amerikanın da Türkiyeye benzediğini düşünmeye başladım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.