Mehmet Nuri Yardım ve kitapları hakkında
Bugün size izninizle (ya da izinsiz) çok tanınması, çok bilinmesi, çok okunması gereken bir yazarımızdan ve yazdıklarından bahsedeceğim
Çok eskiden, üniversite öğrenciliğinin ilk yıllarından tanırım onu
O gün bugündür, tevazu denince, aklıma gelen ilk isimlerden biri oldu
Edeb ve nezaket denince, aklıma gelen ilk isimlerden biri oldu
Vefa denince aklıma gelen ilk isimlerden biri oldu
Vefa derken, öyle sıradan değil, Vefanın babası sayılan ve İstanbulun Vefa semtine adını veren Ebul Vefa Hazretlerininkine benzer bir vefadan söz ediyorum
Nisyana (unutulmaya) mahkûm edilen ne kadar değerli isim varsa, bir bir gün ışığına çıkarmış, daha da önemlisi, menfaat eksenli ilişkilerin hâkim olduğu şu zaman dilimine, çıkar hesabı yapmayan bir insan kazandırmıştır: Mehmet Nuri Yardım
Yani kendisi
Önce satış hesabı yapılarak ona göre yazara sipariş edilen kitapların edebiyat dünyasını kasıp kavurduğu şu yozlaşma deminde, kitabının tutup tutmayacağına, satıp satmayacağına bakmaksızın, kendine çizdiği vefalı yolda tereddütsüz yürümesi, benimsediği misyon yazarlığını ısrarla devam ettirmesi, takdir edilmesi gereken, ama takdir edilmeyen bir durumdur.
Çünkü geniş kitleler takdir hissinden de uzaklaştı.
Çoktan beri dostluklar ve arkadaşlıklar bile menfaat ekseninde kuruluyor
Hatta menfaat eksenli evlilikler yapılıyor
Aslına bakarsanız, Mehmet Nuriler, böyle bir dünyaya sığmazlar. Onlar daha mültefit, daha kadr-u kıymet bilen bir dünyanın insanlarıdır.
Galiba bu yüzden, Mehmet Nurinin sıcak tebessümü, derin sevgisini yansıtan bakışları, saygılı tavrı, ölçülü nezaketi, edepli hitabetiyle ne zaman karşılaşsam, İşte eski İstanbul beyefendisi diye düşünmekten kendimi alamam.
Tarihin içinden çıkıp gelmiş gibidir: Gördüklerini beğenmeyecek de tekrar tarihin içine dönecek diye ödüm kopar!
Fakat o hep buralardadır: Nezaketin başkenti İstanbulda, karşılaştığı herkese hali-tavrıyla nezaket dersi vererek, hummalı bir faaliyet içinde koşturur
Bir taraftan hiçbir ayırım yapmadan yazarlarla ilgi bağı kurarken, diğer taraftan bir birinden ilginç kitaplar yazar, dergi sayfalarında kaybolmuş biyografileri, nükteleri bıkmadan, usanmadan günümüze taşır, dernekler kurar, kurslar düzenler, konferanslar verir
Binlerce hevesli gencin önünü açmak için çırpınır durur hâsılı
Kendisi kadr-u kıymet bilir, lakin onun kadr-u kıymeti pek bilinmez. Çünkü ona hâkim olan vefa, bizde vefasızlığa dönüşmüştür
Onda nezaket ve nezafet, bizde kaba-sabalık var!
Abartmıyorum, açık yüreklilikle tespit yapıyorum sadece. İçimde bıraktığı iz ve izlenimi paylaşıyorum.
Bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki, yazdığı kitaplar, kılı kırk yaran kıymette kitaplar. Fakat zihinlerin bile parsellendiği, şuurun alabora olduğu, hafızanın dumura uğradığı, kültürün kütüphanelere tıkılıp kaldığı şu görsellik asrında, lâyık olduğu satış rakamlarına bence hâlâ ulaşamadı.
Suç bizim: Misyonunu ifa eden bir yazarın eserlerine ilgisiz kalmak, en büyük suçtur: Bu sonuçtan hepimiz suçlu ve sorumluyuz!
Alıp okumanız dileğiyle kitaplardan bazılarını yazıyorum:
Mizahın izahı (Çağrı Yayınları)
Yunus Emre Divanı (Kahraman Yayınları)
Kayıp İstasyon (Anonim Yayıncılık)
Sefertası (Erguvan Yayınevi)
Yıldızlara Ulaşmak (Nar Yayınları)
Edebiyatımızda Hüzün (Yağmur yayınları)
Romancılar Konuşuyor (Nesil yayınları)
Tarihimizin Güler Yüzü (Nesil Yayınları)
Aşina Çehreler (Nesil yayınları).
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.