Yıllar boyu ölüm konuşan ülke olmak
Bayrağa sarılı tabutlarda şehitler
Öldürülen PKKlılar
Patlayan mühimmat deposu, düşen helikopterler
Açlık grevi çerçevesinde, ölmeye yatmış yüzlerce tutuklu ve mahkûm
Trafik kazaları, cinayetler, ölümler
Son olarak da idam tartışmaları
Asalım mı, besleyelim mi?
Kenan Evren, gencecik insanların konjonktür gereği olarak idam edilmesini eleştirenlere, böyle cevap vermişti:
Asmayalım da besleyelim mi?
Kısacası, Türkiye, yıllardan beri sürekli olarak ölüm konuşan bir ülke konumunda
Zaten biz, yakın tarihi tümüyle ölüm (idam) kokan bir ülkeyiz
Menemen Olayı: İdamlar
Dersim İsyanı: İdamlar
Şeyh Said İsyanı: İdamlar
Devrimler: İdamlar ve sürgünler
Hatırlayalım ki, bütün suçları şapkaya direnmekten ibaret olan 78 kişiyi asmış bir yakın tarihten geliyoruz
Basit bir şapka yüzünden çeşitli bölgelerde toplam 78 kişi idam edildi.
Of (Rizeye bağlıydı o tarihte) bombalandı
Uğruna bunca kurban verilen şapkayı, askerler ve polisler dışında şimdi kimse takmıyor.
İşin tuhafı, idamlardan, ölümlerden gelen Türkiye, hâlâ ölüm konuşuyor
ABDnin bazı eyaletlerinde, Rusyada ve Çinde idam var diyerek gerekçesini sağlam kazığa bağlamak istiyor, Sayın Başbakan...
Oysa Rusyanın, Çinin dünyası belli: ABD ise sadece asarak değil, ülkelerini işgal ederek de insanları kitle halinde öldüren bir ülke
Vietnamda, Afganistanda, Irakta yaptıkları ve körü körüne desteklediği İsrail vasıtasıyla Filistinde yaptırdıkları ortada
Bunlar Türkiyeye emsal olabilir mi? Olamaz elbette. Çünkü Türkiye Rusya, Çin, yahut ABDye katılmaya değil, Avrupa Birliğine katılmaya çalışıyor.
Bu çerçevede onlarca Uyum Yasası çıkardı
İdam cezasını geri getirmek, bir geriye dönüş sayılayacağından, kimseye anlatılamaz. ABdeki Türkiye karşıtlarına da iyi bir fırsat olur:
İşte Türkiyenin hali derler, yeni yandaşlar bulurlar.
Şu durumda idam cezası geri getirilecekse, önce Avrupa Birliğine katılmaktan vazgeçildiği ilân edilmeli
Zaten bu, vazgeçmek anlamındadır.
¥
Öte yandan, açlık grevleri konusunda devletin tavrını da anlamak lâzım: Açlık grevine gidenlerin dayattıklarını yerine getirmek, şantaja boyun eğmek anlamına alınır ki, bunun altından kimse kalkamaz
Çünkü arkasından başka dayatmalar gelir
Hatta bu yol, Aponun tamamıyla serbest bırakılmasını istemeye kadar gider.
Bunu Türkiyeye, özellikle de şehit ailelerine izah edemezsiniz.
Dolayısıyla hiçbir siyasi parti bu riski göze alamaz. Zaten âdil de olmaz.
Ak Parti iktidarı, verilebilecek tavizi zaten verdi. Kürtçe savunma hakkını gündemine aldı. Bugün-yarın bu konu sonuçlanır.
Bu aşamada BDPnin daha makul olması, en azından konuyu kaşımaması gerekirdi: Fakat BDP bir kez daha kendi içinden yönetilmediğini gösterip hem açlık grevine katılma, hem de Meclis komisyonlarından çekilme kararı aldı.
Şöyle ya da böyle: Türkiye yıllardan beri ölüm konuşuyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.