Yine Muharrem yine İsrail kudurdu
4 yıl evvel (2008-2009) 22 gün süren Gazze saldırısı sırasında Yeni Akitte ( 01.01.2008) Akiften ilhamen Yine mah-ı Muharrem yine matem! başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O günden bugüne Filistinlilerin maruz kaldığı saldırıların, bir deja vu sahnesini andırdığını ve yansıttığını söyleyebiliriz. Zira İsrailli bazı çevreler bu saldırıların kendileri açısından da deja vu boyutu taşıdığını söylüyorlar. Filistinliler açısından da saldırılar bir deja vu sahnesini andırıyor ve yaşatıyor. Bu deja vu (bu anı daha önce görmüştüm duygusu) sahnesinin iki boyutu var. Bunlardan birisi, seçimler ve diğeri de 4 yıl önceki saldırılar gibi bu sefer ki saldırıların da Muharrem ayına isabet etmesidir. Hem seçimlerin arifesine hem de yeni hicri yılbaşına ve Muharrem ayına denk geldi.
Haaretz yazarlarından Gerşon Baskinin haberine göre; esasında Gilad Şalit pazarlığından sonra İzzettin Kassam Tugayları Komutanı Ahmet Caberi ile İsrailli askeri çevreleri arasında ateşkes mutabakatına varılıyor. Hatta aynı kaynağa göre; Ahmet Caberi, İsrail makamlarından kendisine suikast düzenlemeyeceklerine dair yazılı bir güvence alıyor. Lakin her zamanki kalleşlikleri ağır basıyor. Netanyahunun seçimler arifesinde saldırmasının sırrı işte burada yatıyor. Natanyahu, Hamasla mütareke atmosferinde girdiği seçimi kaybederdi... deniliyor. Demek ki, Netanyahu ve savaş çılgınları seçimlere giderken Hamas karşısında daha sert görünmek istediler. Saldırının nedeni budur. Aynısını 2008-2009 saldırısında Ehud Olmert ile Tzipi Livni yapmıştır. O dönemde ise Netanyahu bu saldırının faydasını sorgulamıştır. Şimdi ise aynı kaygıları muhalefetten Tzipi Livni dile getirmektedir. Bununla birlikte, Netanyahunun evdeki hesapları çarşıya uymayabilir. Maksadının aksiyle tokat yiyebilir. İsrail Çevre Bakanı Gilad Erdan, savaş gelecek yıla sarkarsa güvenlik nedeniyle seçimlerin ertelenebileceğini açıkladı. Netanyahu saldırı ile seçimin sonuçlarını etkilemeye çalışırken Hamas da karşılık vererek seçimlerin vaktini ve varlığını etkiliyor. Nereden nereye?
Deja Vu sahnesinin Filistinlilere ve İslâm âlemine bakan yüzü de şudur: İsrailin saldırıları yine kandillere denk geldi veya getirildi. Şimon Peres, 1996 yılında seçimleri kazanmak için Kana katliamına imza attığında hacılar Arafatta vakfeye durmuşlardı. Ortalık Kurban Bayramıydı. Şimon Peres ise Kurban Bayramında Kanalıları kurban etmiştir. Ve 2008-2009 Gazze saldırısı da yine Muharreme denk gelmişti. Mehmet Âkif Ersoy da İslâm dünyasının çoktan beri Muharrem ve Kerbela ortamında yaşadığını ifade etmiştir. Bunu şiir ve mısra kalıplarına dökmüştür. Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi şiiri İslâm dünyasının acıklı manzarasını aksettirmektedir.
PEK HAZİN BİR MEVLİD GECESİ
Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed,
Aylar bize hep Muharrem oldu!
Akşam ne güneşli bir geceydi...
Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!
Âlem bugün üç yüz elli milyon
Mazlûma yaman bir âlem oldu:
Çiğnendi harîm-i pâki şerin;
Nâmûsa yabancı mahrem oldu!
Beyninde öten çanın sesinden
Binlerce minâre ebkem oldu.
Allah için, ey Nebiyy-i mâsûm,
İslâmı bırakma böyle bîkes,
İslâmı bırakma böyle mazlûm.
7 Receb 1331 - 30 Mayıs 1330 (1914).
4 yıl önce ise Mısırda İsrailin stratejik hazinesi Mübarek firavunların tahtını işgal ediyor ve Âkifin tasvir ettiği kara tablo devam ediyordu. Bununla birlikte, o saldırılar Türkiye ile İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası oldu ve İsrail bölgedeki eski kalelerinden birisini kaybetti. Filistinlilerle barış yapamayan bir İsrail İslâm âlemine ulaşamaz. Saldırıları da, ortak köprüleri yıkar geçer.
Şimdi ise 4 yıl önceki Gazze saldırılarından farklı bir atmosferde yaşıyoruz. Netanyahu bile sığınaklara saklanıyor. Ben Gurion Havaalanı güvenlik nedeniyle uçuşa kapatılıyor. İsrailde hayat duruyor. Çelik Kubbe kevgire dönüyor. Demek ki Âkifin tasvir ettiği karanlık tablo dağılıyor. Mübarekin indirilmesinin temel nedenlerinden birisi Filistin meselesine duyarsızlığı idi. Şimdi ise duyarlı bir yapı var. Arap Baharı ülkelerinden Mısır Başbakanı Hişam Kandil, Gazzeyi yalnız bırakmadı. Keza Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdusselam da soluğu felaketzede Gazzede aldı. Artık Arap Baharı ile birlikte Gazzenin dostları var. Gazzenin dostları artarken İsrailin dostları azalıyor. Mısırda yapılan Başbakan Erdoğan, Mürsi, Halit Meşal ve Katar Emiri Hamdın katıldığı dörtlü toplantı bunun kanıtıdır. Muharrem hicri takvimin janus aydır. Hem hezimetlere ve hem de zaferlere açık yüzü vardır. Hazreti Peygamber, Hudeybiye sulh anlaşmasından sonra hemen Haybere yönelir. Hazreti Peygamberin Haybere akını Zilhicce ve Muharrem ayına denk gelir. Şimdi Yahudiler de Müslümanlara hep bu ayda saldırıyorlar. Lakin Hayber Gazvesi gibi Muharremin rövanşı da yine bu janus ayda alınabilir. İnşaallah nöbet ve sıra Müslümanlarda. Janus Muharrem yeni deja vulara gebe.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.