Konu İsrail olunca Fethullah Gülen neden susuyor?
Seçimler yaklaştıkça etekleri tutuşan Netanyahu, kuduz bir köpek gibi Gazzeye saldırdı. Kadın, çocuk demeden, tam 135 Filistinliyi vahşice katletti. Vicdansızca yakıp yıktı!
Zaten zor koşullarda yaşayan o 135 Filistinli insanın hayatı, Netanyahu kuduzu için sadece basit bir seçim yatırımıydı. Tıpkı Obamanın Amerikadaki seçimler öncesinde, Suriyede akan kana seyirci kalarak Yahudi lobilerine kompliman yapması gibi, Netanyahu da Gazzenin dünyasını başına yıkarak, tabanına kompliman yaptı.
Bunun akabinde Obama, İsrailin, Gazze şeridindeki militanlarca atılan füzelere karşı, kendini korumaya hakkı var dedi ve aynı lağım çukuruna battı! Muktedir olamadığı o kahrolası iktidar uğruna, paramparça olmuş çocuk cesetlerine aldırmaksızın ve Hüseyin isminden utanmayarak
Neyse ki bu arada adam gibi sesler de çıktı! Örneğin, Kuduz bir köpek ısırsa kimi suçlardınız? Köpeği mi, sahibini mi? Bütün suç Amerikanın
İsrail köpeğini desteklediği için diyerek, silleyi İsrailin suratına şaklatan Robert De Nironun sesi gibi!
Şahsiyetli tepkilerden biri de, kendisi de bir Yahudi olan Noam Chomskynin, İsrailin son Gazze saldırısına ilişkin tepkisiydi. Chomsky, katliamın hemen ardından İsraili kınayan bir açıklama yayınladı. Açıklamasında dedi ki, Gazzenin istilası, bombalanması, Haması yok etmekle ilgili değildir. İsraile füze saldırısını durdurmakla da alakalı değildir. Barışa ulaşmak da değildir.
İsrailin Gazzeye ölüm ve yıkım yağdırma, modern muharebenin ölümcül silahlarını, savunmasız bir halka karşı kullanma kararı, onlarca yıllık Filistin etnik temizliğinin son safhasıdır.
İsrail, gelişmiş saldırı jetleri ve gemilerini, yoğun nüfuslu mülteci kamplarını, okulları, apartmanları, camileri ve varoşları bombalamak; hava kuvvetlerini, hava savunmasını, donanmasını, ağır silahlarını; topu, mekanize birlikleri, komutası, ordusu olmayan bir halka saldırmak için kullanıyor ve bunu savaş olarak tanımlıyor. Bu bir savaş değil, cinayettir!
İsrailliler işgal altındaki bölgelerde, kendilerini savunmak zorunda olduklarını iddia etmekle, işgal kuvvetleriyle ezdiği bir halka karşı kendisini koruma anlamına gelmektedir. Başkasının toprağını işgal ederken, kendini savunamazsın. Bu savunma değildir. Ne derseniz deyin bu bir savunma değildir.
Alıntıladığım bu iki beklenmeyen açıklamadan sonra, dünya ve ülke kamuoyunun beklediği Fethullah Hocaefendinin yorumu sizi mutmain etti mi bilmiyorum ama beni etmedi. Açıkça ifade etmem gerekirse, Fethullah Gülen Hocaefendinin, İsraili tek cümleyle dahi kınamaması, eleştirmemesi sizce de garip değil mi? Önce sessiz kalmayı, sonra da susar gibi konuşmayı tercih etmesi tedirgin edici değil mi? Bakın, İsrailin Gazze katliamına ilişkin yorumu şu: İslam dünyası adına buna çok ihtiyaç var
Suriyedeki problemi çözemezsiniz siz. Filistindeki problemi çözemezsiniz, Allahın inayeti olmazsa. Bu açıdan da sürekli duaya kilitlenip, Cenab-ı Hakka tazarru ve niyazda bulunmak lazım. Arkadaşlarımız her gece kalksınlar, teheccüd kılsınlar. Alsınlar ellerine bir dua mecmuası
El-Kulubud-Dariayı mı alırlar, kendilerinin okudukları bir duayı mı alırlar
Başlarını yere koysunlar
Çocuğu kuyuya düşmüş bir insanın, kuyunun başında sızlaması gibi
Doğum esnasında, hanımının iniltileri karşısında ona dua eden bir insanın, kelimeleri şuurla söyleyişindeki edayla bir dua
Bir tazarru
Bir niyaz
Acaba Hocaefendi, konu İsrail olunca neden susuyor? Ya hiç konuşmuyor ya da susar gibi konuşuyor, neden? Neden Yahudi asıllı Chomsky kadar olsun, Robert De Niro kadar olsun kınamıyor İsraili? Belki de kınayamıyor
Öyleyse neden veya kimlerden korkuyor? Herkül.com aracılığıyla bir yanıt vermesini rica ediyorum.