Terör örgütüne karşı pek çok kişiden farklı bir tutumu var İçişleri Bakanı’nın. Öyle taviz verecekmiş, idare-i maslahat yapacakmış, çeşitli mülahazalarla örgütün kazanımlarına göz yumacakmış gibi bir duruşu yok(tu).

Ancak Bakan Şahin’in, PKK’ya destek veren ülkeleri açıklamasıyla durum değişti. Sanki Bakan, imaj değişikliğine gidiyor, baskıya dayanamamış da gidişata uyma gereğini hissetmiş, artık PKK’ya karşı demir yumruklu bir İçişleri Bakanı olmayacakmış gibi. Nitekim, PKK’ya destek veren ülkeler olarak sadece Suriye, Irak, İran ve Ermenistan’ı sayıyor.

PKK’ya yardım eden ülkeler sadece bunlar mı yani?

Peki ABD nerede?

O ABD ki, Kuzey Irak’ta Kürt devletini kurdu. Çekiç Güç uçaklarıyla PKK’ya askeri ve teknik malzeme, gıda ve giyecek yardımında bulundu. Örgütün Kuzey Irak’ta yerleşip kök salmasına, her türlü eğitim kampı ve üsleri kurmasına, lojistik destek sağlamasına izin ve destek verdi. Türkiye’nin operasyonlarını engelledi. PKK teröristlerine askeri eğitim verdi. Çekiç Güç’ün Kuzey Irak’ta oluşturduğu Kürt devleti, PKK’ya lojistik destek sağladı, otorite boşluğu bölgeyi PKK için elverişli bir alan haline getirdi.

Baştan beri PKK’ya dost olan ABD, PKK ile direkt teması 1984’te kurdu. 1991’den beri iyi ilişkiler içinde. 2003’te PKK’nın güçlenmesine yardım etti. 2004’te Saddam’dan kalan silahları ve patlayıcıları verdiği PKK’yı İsrail’in güvenliği için gerekli gördü. Irak’taki Balckwater üzerinden PKK’lılara her türlü yardımı yapıyor, bombacı ve keskin nişancı yetiştiriyor. Washington’da PKK sempozyumu düzenledi.

Ya Almanya?...

Başbakan, 28.09.2012’de verdiği demeçte Fransa ve İskandinav ülkeleriyle birlikte Almanya’yı teröre destek veren ülkelerden saydı. Başbakan’ın açıklamasından 2 ay sonra İçişleri Bakanı’nın Almanya’yı liste dışı bırakması nasıl ve neyle açıklanacak?

PKK, Almanya’da 3 bölge ve bu bölgelerin altında 28 ayrı birim halinde örgütlenmiş. Bu birimlere bağlı daha alt birimler ve hücreler var. Lobi çalışmaları yapıyor, siyasi destek alıyor, maddi katkı sağlıyor, ticari faaliyetler yapıyor, “bağış kampanyaları” adı altında milyonlarca Euro para toplayıp transfer ediyor. Başbakan’ın ifadesiyle PKK’nın Almanya’da 6 milyar Euro değerinde parasal kaynağı var. Deniz Feneri’ne kan kusturan Almanya, PKK’nın parasal oyunlarına göz yumuyor. Roj TV’nin yanısıra Serxwebun, Sterka Ciwan gibi yayınlar ile bir çok internet sitesi ve değişik isimler altındaki dernekler, Almanya’daki Kürt gençlerinin PKK’ya katılmasını sağlıyor.

Bütün bunlara rağmen İçişleri Bakanı’nın Almanya’yı liste dışı tutmasının anlamı ne ola ki?

Bu arada İsrail nasıl unutulur? Terör örgütü ile İsrail arasındaki bağlantı gün gibi ortada iken... İsrail’in PKK’yı “taşeron” olarak kullandığı açıkken... PKK’nın kimi eylemlerinin, bölgede İsrail’e ihale verilmesi üzerine kesilmesi gibi gerçekler varken... MOSSAD’ın KCK yönetimi ile temas halinde olduğu, PKK’lılara eğitim verdiği, yardım ve kontrol ettiği biliniyorken...

İngiltere’yi liste dışı bırakmak mümkün mü? PKK içinde İngiliz MI6’dan ajanlar olduğu, örgütün Cemil Bayık kanadını bu birimin kontrol ettiği, bazı İngiliz milletvekillerinin Şam’da Apo’yla görüştüğü, İngiltere’de PKK’nın birçok gazete ve dergisi yayımlandığı, İngiliz gazetecilerin Kuzey Irak’ta PKK için kuryelik yaptığı, PKK’nın Avrupa temsilcisinin İngiliz Parlamentosunda PKK’yı anlattığı ve daha niceleri gerçek iken...

Fransa’da Kürt Enstitüsü açıldı. PKK’nın radyoları ve dergileri bulunuyor, ticari faaliyetleri var. Fransa, PKK eliyle bölgede zemin tutma yarışında. Ya Rusya? Öcalan 1992’de Şam’da Rusya ile ilk görüşmeyi yaptıktan sonra Rusya’da Kürt Radyosu yayına başladı, Moskova’da Kürt Sempozyumu düzenlendi, PKK Rus Meclis binasında basın toplantısı yaptı. 1997’de Rus Milletvekilleri Apo’yu ziyaret etti. Suriye’den kaçan Öcalan bir süre Rusya’da kaldı. Rusya şimdi biraz geri duruyorsa bu, Türkiye’nin, PKK’ya olan desteğini dondurması karşılığında Çeçenistan’ı Rusya’ya satmasından değil mi?

Hollanda’da “Sürgünde Kürt Parlamentosu” toplandı, Kürdistan Kültür Festivali düzenlendi, PKK’nın istihbarat bürosu ve Kurd-Ha haber ajansının bürosu bulunuyor.

Danimarka’da Kom-Kar ve Kürt Kadınlar Birliği dernekleri kurulu. 1994’te PKK sempozyumu düzenlendi, 1995’te ERNK büro açtı. Radyo Botan, Radyo Welat ve Kürdistan Radyoları yayında. İspanya’da PKK’nın resmi temasları oldu, Kürdistan Enformasyon Merkezi ve PKK’nın radyosu açıldı.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde PKK’nın bürosu var. İsviçre’de PKK destekli 17 dernek, Radyo Lora ve Kürdistan Resiste Dergisi yayında. Lozan’da Kürdistan Sempozyumu düzenlendi. PKK’nın irtibat bürosu ve kampı var.

Belçika MED TV’nin yayınlarına, “Sürgündeki Kürt Parlamentosu”na izin verdi.

İtalya Apo’ya villa tahsis etmişti. PKK destekli Kürdistan Sempozyumu yapıldı. Kürdistan Enformasyon Ofisi açıldı. Bir heyet Şam’da Apo’yu ziyaret etmişti. ERNK temsilcisi Kani Yılmaz Kırmızı Bültenle aranırken, İtalya’da basın toplantıları yapıyordu. PKK’nın; Kanada, Avusturya, Finlandiya, Suudi Arabistan, Avustralya ve Norveç’te de bazı faaliyetleri bulunuyor…

Abdullah Öcalan’ın, yakalandıktan sonraki ifadelerinde söyledikleri, birinci ağızdan itiraf niteliğinde. Öcalan, PKK’ya yardım eden devletleri tek tek sıralıyor. Bunlar arasında İçişleri Bakanı’nın liste dışı bıraktığı Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Romanya, Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa, Amerika ve Lübnan da var.

Bunları niçin gizleme gereğini hissediyorsunuz, niçin bunlara yer vermiyor, yokmuş gibi davranıyorsunuz Sayın Bakan?

Başbakan’ın daha önce yaptığı açıklamalarla da çelişmiş, bir nevi Başbakan’ı yalanlamış olmuyor musunuz?