“Savaş” ve “Ayrılık.”Her ikisi de insanoğlunun kaderindeki vazgeçilmezlerden. İkisi de olmazsa olmazlardan. İkisi de olacak ve yaşanacaklardan.


Elbet “savaş” denilince sadece devletlerin birbirleriyle savaşı akla gelmemeli. Ayrılık denilince de savaşların, kavgaların, göçlerin sonucunda meydana gelen ayrılıklar gelmemeli.

Netice itibariyle bugüne kadar yer küremizde meydana gelmiş ve bundan sonra da gelecek olan savaş ve ayrılıkların sebebi; insanoğlunun esas savaşması gereken nefsiyle savaşamadığı ve bu savaştan galip çıkamadığı içindir.

*

Bu haftaki kitabımızın adı; “Savaş Ve Ayrılık.” Eserin ismi hiç yabancı gelmedi. Çünkü yaklaşık 8 aydır bu romanda geçen hadiselerin yaşandığı Rumeli illerinde epeyce savaş ve ayrılık hikâyeleri dinledim.

Truva Yayınları’ndan çıkan ve kendisi de bir Rumelili olan Ramis Çınar’ın romanı ise bugüne kadar Rumeli tarihlerine, hikâyelerine, şiirlerine, romanlarına aktarılmamış hadiselerden meydana gelmiş.

Bilinir ki, hep Rumeli’den Türkiye’ye göç edilmiştir. Rumeli ya da Balkanlar’dan gelenler burada kalmıştır ve bir daha dönmemiştir.

Oysa dönmemeleri için çok sebep vardır. İşte bunlardan ikisi; “Savaş Ve Ayrılıktır.”

Bu romanın yazarı ise tam tersine bir iş yapmış ve normal şartlarda Türkiye’ye gelen, burada okuyan ve sonra memleketine, toprağına, insanına hizmet etmek amacıyla geri Bulgaristan’a dönen “okumuş bir adam,” kendi ve ailesi ekseninde dönen olayları anlatmış.

İnsanların nefisleriyle yaptığı savaşın mağlubiyet öcünü; hunharca, sinsice, sıcak ya da soğuk savaşlarla, masum insanlardan nasıl alındığını dile getiriyor.

Roman, Rumeli’de olup biten olayların; bir kaç köyde, birkaç ileri gelen adamın, bitmek tükenmek bilmeyen geçici hevesleri uğruna verdikleri mücadele ve bu mücadele karşısında; toprağına, ailesine, dinine bağlı birkaç iyi insanın, savaşlara nasıl kurban edildiğini anlatıyor.

Evet “Savaş Ve Ayrılık” romanı, Ramis Çınar’ın olayların içerisinde bir kasırga gibi dönüp, hemen her hadiseden yara alarak yazdığı bir roman.

¥

Sözü burada yazara bırakalım.

“Savaş Ve Ayrılık romanında bir ailenin çalkantılarla dolu hikâyesi anlatılırken, arka planda Rumeli’nin tarihini etkileyen önemli olaylar da ele alınıyor.

31 Mart Vakası’ndan sonra meydana gelen süreçte Balkan Savaşları, Bulgaristan ve Romanya arasındaki muharebeler, esaret, Moldova’daki esir kampları, I. Dünya Savaşı, Rumeli’den İstanbul ve Anadolu’ya yapılan göçler, kolera salgınının yaşandığı yıllarda yapılan hac yolculukları, ölümler, doğumlar, acı ve çilelerin ardından kurulan yeni hayatlar, romanın arka katmanlarında yer alıyor.”

¥

Kısaca şöyle özetleyelim romanı.

İstanbul’da medrese bitirip memleketine geri dönen bir molla... Kaybedilmiş Rumeli topraklarında tutunmaya çalışan bir aile... Yıllar yılı emek ve mücadeleyle korunmaya çalışılan bir düzen...

Truva Yayınları: 0216- 537 70 20