Erdoğan için değil geleceğimiz için!
Faydalar kadar tehlikelerin de farkında olmayı bize kazandıran hikmet, basiret ve ferasetli olma yeteneği bizlere verilen ilahi bir nimettir. Ne acı ki ülkemizin meclis içi muhalefeti bu nimetten yoksun bir siyaset izlemektedir.
Yılların ihmal, gaflet ve ihanetleri sebebiyle kasten ve bilerek maddi ve manevi sahalarda geri bıraktıkları Ülkemize sahip çıkmak için gece gündüz uğraşanlarla devamlı kavga halinde olan meclis içi muhalefeti hayretle izliyoruz.
Ülkenin Cumhurbaşkanını zehirleyerek öldürtecek kadar kansız ve vicdansız özel harbin maşalarını partilerine alıp meclise sokacak kadar basiretsiz ve ferasetsiz gayri millî bir muhalefet belasıyla karşı karşıyayız. Bu zihniyeti meclis dışına atıp milli bir muhalefeti meclise sokacak basireti ve feraseti de meclis dışındaki milli partilerde hâlâ görememenin sıkıntılarını birlikte yaşamaktayız.
Ülkemiz bugün, ehliyet, adalet ve birlik ilkelerinin gerçekleşmesine destek hayra iyiliklere, barışa motor, yanlışa ve haksızlığa ve firen olacak milli bir muhalefetten yoksundur. İktidarın her yaptığı icraat yanlıştır anlayışındaki muhalefet belasıyla karşı karşıyayız. İktidarın getirmek istediği “Başkanlık” sistemine karşı çıkmaları da bu yanlış muhalefet anlayışın bir tezahürüdür.
Ve üstlendikleri görevlerinin gereğidir. Asırlarca tüm İslam âleminin birliğini sağlayan hilafet (Dünya Liderliği)müessesini kaldırdık diye her yıl bayram yapanların “Başkanlık” sisteminin Ülkemize getireceği faydaları ve önleyeceği tehlikeleri anlamaları mümkün değildir. Başkanlık sistemi bölmez bölünmeyi önler.
Zayıflatmaz güçlenmeyi sağlar. “Neye layıksanız öyle yönetilirsiniz” Hadisi Şerifinin gereği toplum layık olduğunun karşılığını alır. Koltuk için seçmenine ihanet eden milletvekili transferlerini ortadan kaldırır.
Bakanların meclis dışından atayan bir başkanlık sistemi liderlerin kapı kullarını ve dalkavuklarını azaltır. Meclis’in devlet başkanını denetleme ve uyarma gücünü çoğaltır. Başkanlık sistemi bilhassa ülkemizin doğu bölgesini “Kürdistan Devleti kuracağız” yalanıyla bölmek isteyenlerin umutlarını ve tezgâhlarını boşa çıkarır. Özel harbin taşeronu Ergenekon Terör Örgütüne bağlı ve Ermeni Asala Terör örgütünün devamı olan P.K.K’nın ve patronu İsrail’in ülkemizi bölme planlarını ortadan kaldıracak “Başkanlık”sistemine karşı çıkılmasının sebebini hâlâ anlamayacak mıyız.?
Okyanuslar ötesinden Dünya’yı yönetmeğe kalkan Amerika Birleşik Devletleri’nin birliğini ve gücünü başkanlık sisteminden almaktadır. Bugün Belçika, Hollanda ve Yunanistan gibi başkanlık sistemine geçemeyen ülkelerdeki çok başlılıktan kaynaklanan sorunları hâlâ görmeyecek miyiz?
Koalisyon hükümetlerinin bu ülkeleri ne hale düşürdüklerini görmüyor muyuz? 12 Eylül 1980 öncesi ülkemizde çok başlılığın hâkim olduğu hababam sınıfı hükümetleri ne çabuk unuttuk? Yakın bir gelecekte içinde Apo’nun başbakan yardımcısı ve P.K.K’lıların da bakan oldukları C.H.P-M.H.P-B.D.P koalisyon hükümetlerini ülkemize ve başımıza bela etmek istemiyorsak “başkanlık sistemini” sağlayacak anayasa değişikliğini acilen yapmalıyız.
Tarikatlarda, cemaatlerde, sivil toplum örgütlerinde partilerde çift lider kabul edilmiyor da devletin yönetiminde çifte başlılık nasıl savunulabilir? Türkiye son yıllar istikrarlı tek başına iktidarla maddi ve manevi devamlı büyüyen bir ülke konumunda. Bugünkü Cumhurbaşkanı ve Başbakandan oluşan iki başlı sistem elbisesi bu ülkeye artık dar gelmektedir.
Birilerin; “Başkanlık sistemi Başbakan Erdoğan için getirilmek isteniyor” yalanına kanmamalıyız. Tam aksine Başkanlık sistemi Başbakan Erdoğan’a değil doğan ve doğacak olan nesillerimize yarayacaktır. İstişare, ehliyet ve emanet ilkelerine riayet edilen bir “Başkanlık sistemi” iktidarı gelecek nesillerimizin güçlü ve müreffeh bir Türkiye’de yaşamaları için gerekmektedir.
Neticede Hz. Süleyman (a.s)’a kalmayan mülk Erdoğan’a da son doğana da kalmayacaktır. Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah(c.c) isabetli karar vermede yöneticilerimizin, halkımızın ve hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Amiin.