Muharrem de Bizim Ramazan da Bizim
Kendimi bildim bileli ikisi de bizim. Şimdiye kadar ikisini birbirinden ayıranları hiç anlamış değilim. Ne yazık ki, bu ayırım yüzünden ülkemiz ve insanımız çok şey kaybetti. Artık kazanma zamanıdır. Geçen hafta sonuydu, Polat Holding adına Adnan Polat, Çalık Holding adına Ahmet Çalıkın; Muharrem de Bizim, Ramazan da Bizim başlıklı iftarına katıldım. Önce davetiyedeki şu metni paylaşayım.
Muhammed Mustafanın sevgili torunu İmam Hüseyinin Kerbelada şehit edilişi dolayısıyla, Onun acısını paylaşıp, su ve etli yiyeceklerden uzak kalarak gösterdiğiniz duyarlılığa teşekkür eder, tuttuğunuz oruçların Hakktan kabülünü niyaz ederiz. Ne güzel işte. Birlik ve beraberliğin adı bu değil mi?
Aklıselim sahibi her insanın, memleketimiz adına özlediği ve istediği fotoğraf bu değil mi? Peki şimdiye kadar, Alevi Sünni ayırımı yaparak, bizi birbirimize kim düşürdü. Bunca ayrılık gayrılık neden yaşandı?
.......................
İftar programından sonra; İstanbul İstanbul olalı böyle bir Vali görmedi dediğim; Halka karşı sorumluluğunu, Hakka karşı sorumluluk olarak bilen Vali Hüseyin Avni Mutlu, harika bir konuşma yaptı.
İftarın bir başka güzel yanı ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün video konferansla iftara katılmasıydı. Ayrıca Anadolu Aleviler Derneği Başkanının şu sözü de geceye damgasını vuran ifadelerdendi.
Hz. Hüseyin efendimizi katledenlerin esas öfkesi, Hz. Muhammede idi dedi. Türkiyede ya da başka diyarlardaki Ehlibeyti sevenlerin bu gerçeği bilerek hareket etmesi, özlenen bir haldir ve doğrusu da budur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)i kabul edip seven birisi, Hz. Hüseyin başta olmak üzere Ehlibeyte karşı olumsuz tavır alabilir mi? Ehlibeytten birine yapılan saygısızlık, seviyesizlik ve sevgisizlik; direkt Peygamber Efendimiz (s.a.v.)e yapılmış demek değil midir?
........................
Sözü bu noktada Hz. Hüseyin efendimize (r.a.) bırakalım. -Ben sizi Allahın kitabına ve Resulünün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir. -Allahı öfkelendirmekle halkın rızasını kazanmak isteyen bir kavim, kurtuluşa erememiştir.
-Kıyamet günü, yalnız dünyada Allahtan korkan kimse emniyette olabilir. -Allaha isyan ederek bir şeye ulaşmak isteyen kimse, umduğundan uzaklaşarak korktuğu şeye yaklaşır.
-Hak üzere amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böyle bir durumda, müminin ölümü arzulaması yerindedir. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise aşağılık biliyorum.
-Ey insanlar! Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: Kim, Allahın haramını helal bilen, ahdini bozan, Resulünün sünnetine muhalif olan, kulları arasında günah ve zulüm yapan zalim bir yönetici görür de fiil ve sözüyle ona karşı çıkmazsa, Allah-u Teala onu da, o zalim yöneticiyi de cehenneme sokar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.