Bölünmüşlüğün gri fotoğrafı
Türkiye’de sadece iki renk var:
Siyah ve beyaz.. üçüncü rengi ne siz bulabilirsiniz, ne de beğenen bulunur..
Abartılı bir değerlendirme değildir bu iddia..
önce medyaya bir bakmanız yeter..
Tuzukurular kanadının iddia ve ithamlarına bakarsanız, ülkemizin yegâne düşmanı “dinci” kanattır.. Yani, dindar, Allah’a, Peygamber’e inanan kesim.. Bu kesimin daha düne kadar okuyacakları ciddi seviyede iki gazeteleri bile yoktu..
Şimdi ağırlıkları kartel kadar olmasa da, 3-5 tane geleneklere bağlı, inançlı, ibadetli kimselerin çıkardığı demeyelim de, okudukları gazeteler var..
Bu çıkış, kendini isbata çalışma, Aydın Doğan ve Mehmet Karamehmet medyasını çıldırtıyor..
Alışmışlar düz kontak yürümeye..
Bir başkası çıkmamalı rakip olarak..
Amma çıkıyor.. Daha da çıkar mutlaka..
“Dinci” diye eleştiride bulunanlara, karşı tarafın “dinsizler” deme hakkı doğuyor.. Zaten yüzlerine vurmaya da gerek yok.. Dinsizliği şiar edinen ne kadar yazar/çizer varsa, kartel cephesindedir..
Dertleri; milleti dinden, geleneklerden, ahlâktan soğutmaktır..
Türk milleti büyüktür, köklüdür, kolay kolay yıkılmaz..
Hele 3-5 cücenin üfürüğü ile yıkılması asla mümkün değildir..
Kızıyorlar!..
Hiddetlerini yazılarına, haberlerine dökerken açık vererek, suçlu duruma düştüklerinin farkında bile değiller..
İşte bir haber-yorum örneği:
“YöK seçime bakmadı..”
Nasıl bakmamış, niçin bakmamış?
çok oy alanlardan bazıları Cumhurbaşkanı’na sunulmamış..
Muhtemelen haklıdırlar..
Bir de geçmişe bakalım..
A.N. Sezer, kılı kırk yararak solcu, militan rektör arayıp buluyor, atıyordu.. O zaman hiç ses çıkarmayan, bugün itiraz etmemeli.
Müşahhas örnek mi istiyorsunuz?
Alın size en çarpıcı örnek:
Bir önceki rektör seçimlerinde bin küsür oy alarak birinci gelen ve en yakınıyla arasında 600’den fazla fark olan, Gazi üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan yerine, yarısı kadar bile oy alamayan Kadri Yamaç’ı rektör atadığında, Sezer’e “yanlış yaptı” demişler miydi?..
Ne gezer..
Sevinerek alkış tutmuşlardı..
Din muhalifi gazeteler, gazeteciler bugün hakkaniyet sahibi olmuş gibi çığlık atıyorlar..
“Falanların ismi Köşk’e gönderilmedi..”
Evet, gönderilmedi.. Amma her enayi sizin beğenmediklerinizin içinden çıkacak diye kaide yoktur herhalde..
Yarın da, eğer Cumhurbaşkanı Abdullah Gül haklı olarak bazı isimleri ayıklarsa, esas kıyamet işte o zaman kopacağa benziyor..
üniversiteler Arası Kurul (üAK) Başkanı Mustafa Akaydın, rektörlük döneminde ilim adamı gibi mi davranmıştı, yoksa bir militan üslûbu ile Cumhurbaşkanı’na, YöK Başkanı’na sataşmayı mı yeğlemişti?..
O kişi ne yazık ki Köşk’e gönderilen isimler arasında..
ODTü rektörlüğü sona erecek olan zat, çatacak bir yer bulamamış olacak ki; Büyükşehir Belediye Başkanı’na veryansın ediyor:
“Gücün yetiyorsa gel yık..”
Aslında bunları mazur görmeli.. Saltanatları elden gidiyor, canları yanıyor.. Ne konuşurlarsa hatırlamaz olmuşlar..
Şu söze itibar edilir mi?
“Ergenekon davasında laik Cumhuriyet ve Atatürk sevgisiyle hesaplaşılmaktadır..”
Atatürk ve Cumhuriyet'i bu gibi gereksiz ve cılk sözler zedeler..
Ne gam!..
Yeter ki böyyük liderin öfkesi teskin olsun.. Maalesef olmuyor öfke teskini.. çünkü Ergenekon çetesi onların müvekkilleridir..
Devletin zararlısı, çok sevenlerden çıkar,
Devleti yıksa yıksa ahmak maymunlar yıkar,
Durmuyor kemirgeni, durmuyor heyheycisi,
Deli düğün/bayramda, dertli canını sıkar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.