Gizli ordunun gücü
Yüzbinlerce kişiden oluşan gizli bir ordudan söz ediliyor.. Bunların silahlı oldukları ve maaşa bağlandıkları söyleniyor. Derin devletin böyle bir kayıtdışı gücünden söz ediliyor.
Peki İstihbarat bunu nasıl bulamıyor ya da Sayıştay nasıl bu mali ve idari işlemleri tesbit edemiyor..
Tam da bütçe görüşmelerinin yapıldığı böyle bir zamanda cevabını arayan önemli bir soru bu! Kimine göre 21 Aralıkta kıyamet kopacak. Kimi dünyada işlerin çok karıştığını düşünüyor ve Tanrıyı kıyamete zorlamaya çalışıyor. Kimi ise bu iş için elini çabuk tutuyor ve bu konuda Tanrıya da ihtiyaç duymuyor..
Fransız devrimcilerin Bastili yıkması gibi, Ulusalcılar 13 Aralıkta Silivriyi yıkmaya çalıştı..
Ellerini çabuk tutmaları gerek, çünki İsrail bastırıyor. Suriye konusunda ABD ve Rusya arasında örtülü bir mutabakat sağlandı. Türkiye ile Rusya arasında bir ortak anlayış zeminine ulaşıldı. İran ve Irakın nefesi kesilmek üzere.. Mısırda taşlar yerinden oynamışken birileri Türkiyede de bir şeyler olsun istiyor..
Suriye sorunu çözülecek olursa PKKnın da nefesi kesilecek. Zaten kış geldi.
Ergenekoncuların Neoconların, şahinlerin ellerini çabuk tutmaları gerekiyor..
Ama işte bu kadar.
Daha önce de derin devlet bu gizli orduyu harekete geçirmeye çalıştı olmadı. En başarılı operasyon Cumhuriyet mitingleri idi ama bitti.. Artık bu kişileri değil tetik çekmek, meydanlarda pankart taşımaya ve slogan atmaya bile ikna edemiyorlar..
Ergenekon davasında sona gelinirken, 12 Eylül davası başladı ve 28 Şubat iddianamesi her an mahkemeye sunulabilir.
Kapıda Muhsin Yazıcıoğlu, Özal, Mumcu, Sıvas davaları da var ve bunun arkası gelecek.. Yeni tutuklamalar olacak. Bu arada Yargıtaydan çıkacak karar var.. Ya karar kesinleşecek ya da dava yeniden görülecek..
28 Şubatın brifingli yargısının verdiği kararlar, yeniden masaya gelecek bu arada..
Şu günlerde TBMM Genel Kurulunda Darbeleri Araştırma Komisyonunun raporu da müzakere edilecek..
Türk Ergenekonu da Kürt Ergenekonu da İsrailin en büyük umudu.. Geçen gün Yeni Akitin manşetinde bu konu vardı. PKK İsrailin umudu haline geldi. Kendi gelecekleri için umutlarını PKKya bağlamış gözüküyorlar..
Aslında bu durum hem İsrail, hem de PKK açısından bir şans değil, tam anlamı ile bir talihsizlik..
Bu beyanları, Türk ve Kürt çevrelerinde tam bir şok etkisi yaptı.. Bu lobinin her iki kesimdeki uzantıları, işbirlikçileri, savunucuları bu vesile ile deşifre oldular..
Bu durum CHPlilerin de midesini bulandırmaya başlamış olsa gerek.. CHP, İPle aynı çizgide. Hatta CHPnin yerel seçimlerde BDP ile İstanbulda işbirliği yapmasından söz ediliyor.. ADD ve ÇYDDnin CHP ve aynı zamanda Ergenekonun arka bahçesi olduğunu herkes biliyor artık..
İktidara karşı ortak bir cephe kurulmuş durumda.
Bunların mediadaki uzantıları da belli. Başta Aydınlık, Cumhuriyet ve Sözcü var.. Ardından Yeni Mesaj, Yeniçağ 450.000lik bir paya sahipler 4.800 binlik toplam tirajda.. Tek başına Zamanın yarısı kadar bile değiller.. Yani %10 bile değiller aslında. Dindarı, Kemalisti, sağcısı, solcusu, Futbolcusu, Milliyetçisi bu kadar..
İddialarına bakılırsa o gün epey olay çıkarmak istiyorlardı.. İşin içine ABDyi de katacaklar. Herhalde İsraili katacak halleri yok.. Bu arada Türkiye İran olmayacaktır diye slogan da atmayacaklar! AK Partiyi hedefe oturtacaklar, bir de yargıyı, Polisi tabii.. Olaya Jandarma müdahale ederse ne yapacaklar bilmiyorum. Orduya rağmen, orduya karşı TSKyı savunmak!
Şimdi böyle düşünüyorlar ama, yarın birbirlerini suçlayabilirler..
Öfkesi aklından büyük kalabalıklarla, haddinden fazla şiddet yolu ile gayedeki hikmete ulaşmanın mümkün olmadığını anlamak için bunların biraz Mecelle okuması gerekiyor..
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. O, tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirendir. O, bize şer gibi gelen şeyleri hayra çevirendir.. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.