Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Çocuğun güvenliği sağlanmalıdır

Çocuğun güvenliği sağlanmalıdır

Yapılan araştırmalar, büyük kentlerde kayıp çocuk sayısının hızla arttığını gösteriyor. Anne babanın gözünden dahi esirgediği çocuklar, kendilerini bekleyen tuzaklardan habersiz evden uzaklaşıyor ve bilinmez kavşaklarda kaybolup gidiyor. İstisnalar vardır ve olacaktır da... Ama bir çocuk sebepsiz yere mutlu ve huzurlu yuvasını bırakıp, bilinmez dehlizlere doğru sürüklenmez. Çocukların büyük bir kısmı evdeki olumsuz şartlara bağlı olarak kaçıyor bir kısmı ise kaçırılıyor...Eğer ailede, sözel fiziksel ya da duygusal şiddet varsa ve çocuk bu olumsuz şartlar altında baskıya maruz bırakılıyorsa küçük bir fırsatta evden kaçmayı planlıyor. Yirmi dört saat içinde bulunamayan çocukların pek çoğu ölümle tanışıyor ve aile ancak çocuğun cesedine ulaşabiliyor. Kayıp çocuklar arasında, intihar edenler, sokak çetelerine katılanlar, kazaya kurban gidenler de oluyor. Evden çıkan çocuk sokakta kendisini nelerin beklediğini bilmeden sürükleniyor. Aile ise, hatalarına kurban ettiği çocuğu geri getirmek ve yeniden kazanmak için büyük zorluklar yaşıyor ama hataları telafi etmek kolay olmuyor.

Kayıp çocukları değerlendirirken anne babanın hataları göz ardı edilmemelidir. Çünkü günümüz anne babalarının büyük çoğunluğu, çocukları ile kurdukları ilişkilerinde ve sorunlarına getirdikleri çözüm konusunda kendi dönemlerinin kural ve kaieleri ile hareket ediyorlar. Elbette ki eğitimde hiç değişmeyecek temel kaide ve kurullar vardır ve bu kurallar çağlar boyu geçerliliğini korur. Fakat, birey ve toplumların hayat algıları, yaşam tarzları ve beklentileri değiştikçe sorunlara getirilen çözümlerde buna göre genişletilmelidir. Mesela bizim çocukluğumuzda baba çocukları ile pek yüz göz olmaz, sert ve mesafeli durur bir sorun olduğunda direk kendi düşüncesini dayatırdı. Bu elbette ki eğitimin temel kaideleri ile uyumlu bir davranış değil ancak o dönem bizler babanın bu tavrını otoritenin bir parçası olarak görür ve kabullenirdik. Babayı sert ve mesafeli bilirdik. O yüzden yaşadığımız sıkıntıların çoğunu sorun olarak görmez hayatımıza devam ederdik..Şimdi ise sesinizi hafif yükseltseniz, çocuk kendisine yapılanı kabullenemeyip, evden kaçmaya karar verebiliyor, intikam almaya kalkabiliyor, arkadaş etkisiyle yanlış yollara sapabiliyor. Eskiden çocukların hayatı evle oyun oynadıkları alan arasında geçerdi. Oysa şimdi internet ve cep telefonları var, bu nedenle çocuklara yardımcı olmak ve yönlendirmek daha zor fakat bu mümkün.

Ziyan olan çocukların akibetini düşündüğümüzde, yeni çözüm metotları ve yaklaşım biçimlerine ihtiyaç duyduğumuzu görüyoruz. Bu yaklaşımın temeli, ahlak ve maneviyata yaslanıyorsa bu çocukları yeniden kazanabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi