Valide sultanlara iftira atanlara duyurulur (5)
Padişahların validelerine karşı son derece hürmetkar davranmaları onların saraydaki hüküm ve nüfuzlarını daha da arttırmıştır.
Bunda muhakkak ki, İslamiyetin ana hakkı konusundaki müessir prensiplerinin büyük rolü olmuştur. Bu davranışta Cennet anaların ayakları altındadır anlamındaki hadisin rolü kuşkusuz çok büyüktür.
Vâlide sultanların resmî unvânı Mehd-i ulyâ idi. Vâlide sultan unvanı ilk defâ Sultan Üçüncü Murâd tarafından annesine verilmiş ve ondan sonra devamlı olarak kullanılmıştır.
Harem-i Hümâyûnun yönetimi vâlide sultana aitti. Vâlide Sultan, protokolde pâdişâhtan sonra gelirdi. En büyük ödenek de onundu
Devlet içindeki büyük nüfûzlarına rağmen, siyâsetle uğraşanları yok denecek kadar azdır. Bunun yanında, hemen hepsi hayır işleriyle meşgul olmuşlardır.
Osmanlılarda cülus merasiminden birkaç gün sonra saray, yeni bir törene daha sahne olurdu. III. Muradın cülusundan itibaren düzenlenen bu merasim padişahın annesinin Eski Saraydan alınarak Topkapı Sarayına nakli merasimidir.
Bu törene Valide Alayı ismi verilirdi. Çok tantanalı geçerdi.
Vâlide Sultânın haremde geniş bir câriye kadrosu vardı. Bütün kadınlar, sultanlar, ustalar ve câriyeler kendisinden çekinir, onu sayarlardı. Haremdeki bütün işler onun emriyle yapılırdı.
Hiç kimse emirlerine karşı gelemezdi. Harem halkının gezintilere çıkması onun onayıyla gerçekleşirdi. Vâlide sultanlara hazineden belli bir ödenek ve has derecesinde dirlik verilirdi. Vâlide sultanlara tahsis edilen gelirlere başmaklık da denilirdi.
Gelirlerini ısraf etmez, hayır işlerine sarf ederlerdi. Kanuni sonrası dönemde, haremi idare eden ilk valide sultan olan Nurbanu Sultana günlük 2000 akçelik bir maaş bağlanmıştı.
III. Mehmedin annesi Safiye Sultan ise, 3000 akçe alıyordu. Valide sultan maaşları, kısa süreli istisnai dönemler dışında bu yüksek seviyeyi muhafaza etmiştir.
Devam edeceğiz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.