Bölünmüşlükten Nasıl Kurtuluruz?
Hepimizin ortak arzusudur birlik, dirlik içinde olmak.
Bölünmeyelim, parçalanmayalım deriz.
Cemaatin önemine vurgu yaparız.
İnanırız ki, cemaatte rahmet, ayrılıkta azap var!
Lakin, buna bir türlü muvaffak olamayız!
Acep nedendir?
***
Şah-ı Rusül (aleyhissalatü vesselam) Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:
“Muhakkak ki, şeytan, sürüden ayrılıp yalnız kalan koyunu yakalayan kurt gibi, (cemaatten ayrılıp yalnız kalan) insanın da kurdudur. Ayrılmaktan, ayrı kalmaktan sakının. Cemaate (İslam toplumuna) ve mescide yapışın!..”(Ebu Davud,Salat,47’de ve Ahmed b.Hanbel’in Müsned’i ile Tirmizi’nin Sünen’inde benzer anlatımlarla).
İslam toplumuyla birlikte hareket etmenin önemini vurgulayan başka bir hadiste de şöyle buyurur:
“Allah’ın eli cemaatle beraber, şeytan ise cemaatten ayrılıp muhalefet edenle beraberdir”(Tirmizi,Fiten,7).
Müslüman; cemaatten ayrılmayacak, mescitlerden uzaklaşmayacak, şeytana ve ehl-i küfre yem olmayacak tamam da, bu kadar mescit ve cemaate rağmen acaba sonuç neden istenildiği gibi değil!
Mescid ve cemaatlerde bir sorun mu var?
Birlik ve dirlik, beraberlik ve kardeşlik neden sağlanamıyor?
Ayrılık, gayrılık, bölünmüşlük ve parçalanmışlığın önüne neden geçilemiyor?
Galiba, teslimiyette bir problemimiz var!
Allah’a ve O’nun gönderdiklerine tam teslimiyette sorun yaşıyoruz muhtemelen.
***
Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Ey İnananlar! Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler ancak Müslüman olarak can verin!..”
Bu ayetin mefhumundan anladığımız şudur:
Allah’a iman etmekle O’na söz verdiniz.
Ey Müslümanlar!
Bu verdiğiniz söze karşılık Allah’a olan sorumluluğunuzu hakkıyla yerine getirin!
Sakın ola ki, Allah’a teslim olmadan ölmeyin.
Ölecekseniz mutlaka O’na teslim olarak ölün!..
Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakınmak ve tam teslim olmak!..
***
Bu ayet, Hz.İbrahim ve Hz.Yakup (aleyhimesselam)’ın oğullarına yaptığı vasiyeti çağrıştırıyor:
Allah cc. Bakara,131-132.ayetlerde şöyle buyuruyor:
“Rabbi ona ‘teslim ol’ dediğinde, karşılığı şu oldu: ‘Alemlerin Rabbine teslim oldum.’ İşte İbrahim, kendi oğullarına bunu vasiyet etmişti; nitekim Yakup da öyle yaptı: ‘Yavrucuklarım! Allah size en saf, en temiz inancı seçti. Şu halde (Allah’a) tam teslim olmadan can verecekseniz sakın ölmeyin’(yani ancak O’na teslim olmuş olarak can verin!)”
Evet, madem ölüm hak ve gerçek, madem ölmemek insanın elinde değil, o halde dirilişin de, ölümün de Rabbi olan Allah’a teslim olmuş olarak yaşayın ve de ölün!..
Mesaj bu!
***
Bir başka ayetle bu mesajı pekiştirelim ki, “neden olmuyor?” sorularına cevap olsun:
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın!”(Al-i İmran,103).
Acaba, Allah’ın ipi nedir?
Kur’an’ın ilk muhatabı olan Allah’ın Elçisi Hz.Peygamber (aleyhisselam) efendimize bunu sorduğumuzda aldığımız cevap çok nettir:
“Allah’ın ipi Kur’an-ı Kerim’den başka bir şey değildir.” (Bkz: Müslim,2/227; Tirmizi,4/343).
Ayrılmamak, şeytan ve gayrimüslim’e yem olmamak için, demek ki önce cemaatin hep birlikte, bireylerin de her biri Allah’ın ipi Kur’an-ı Kerim’e tam sarılacaktır.
Bu sarılış, Allah’a tam bir teslimiyeti de beraberinde getirecektir.
***
Bundan sonrası kolaydır.
Kur’an’da buluşup birleştikten sonra ayrılık gayrılık bitecek, bölünmüş parçalanmışlık sona erecek, “bünyanün mersus” olan bir İslam cemaati teşekkül edecektir.
Çünkü, Allah ve Rasulü daima doğruyu söyler.
twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.