Biz Fâtihlerin Torunları mıyız?
SORU: Bugünkü Türkiye Müslümanları Fatihlerin, Kanunilerin, Barbarosların torunları mıdır?
CEVAP: Kesinlikle değildirler
Fatihlerin ve diğer büyüklerimizin torunları olacağız ve cuma günü hafta tatili yapamayacağız
İslam medreseleri ve tasavvuf tekkeleri kapalı ve yasak olacak
Başörtüsü yüzünden İslam kadınlarına ve kızlarına, dindar memurelere, öğretmenlere ve avukatlara baskı ve zulüm yapılacak
Sabah namazlarında camiler boş olacak
Laikçi bir zihniyet temel insan haklarımızı ve hürriyetlerimizi ayaklar altına alacak
Hem Fatihin torunu olacaksın, hem de bugünkü zillet ve rezalet içinde sürüneceksin
Bu ikisi bir araya gelir mi?
SORU: Görüşme ve konuşmalarla PKK terörü bitirilebilir mi?
CEVAP: Bitirilemez
PKK terörünün amacı doğu ve güneydoğu Anadoluya Ermeni nüfusu getirilmesi, Pontusta bir Rum bölgesi kurulması, Küçük Asyanın tekrar Hıristiyanlaştırılması, İsrailin geleceğinin güvence altına alınmasıdır. PKK taşerondur. Bu savaş bugünkü zihniyet ve kafa ile bitmez, bitirilemez, bitirtmezler
SORU: Büyük kapalı spor salonlarında yapılan Mevlana törenlerine nasıl bakıyorsunuz?
CEVAP: İyi bakmıyorum. Bu yapılanlar turistik ve folklorik gösterilerdir. Mevlevî tarikatinin erkanı, âdâbı, kuralları vardır. Eskiden Mevlevihanelerde kadınlar ayrı yerde otururlar, semayı kafes ardından seyrederlerdi. Şimdiki showlarda kadın erkek karmakarışık oturuyor. Hattâ bazı Demci Dedeler genç erkeklerle genç kızları birlikte sema ettiriyor. Mevlevilik Şeriat esası üzerinde tasavvufi hizmetler yapan bir tarikattir. Mevleviliğin esası edebtir. Hazret-i Pîr efendimizin ruhaniyetinin bugünkü ticarî, turistik, folklorik törenlerden memnun ve razı olduğunu sanmam. İleride mütecâsirlerin başına nâgehâni belalar ve silleler gelebilir. Kubi-i Hoda sada nedâred
Angeh ki zened deva nedâred
Hak sillesinin sedası yoktur
Bir vurdu mu hiç devası yoktur
SORU: Filanca zat büyük adam mıdır?
CEVAP: Değildir. Çünkü gerçekten büyük adam olanlar kendi reklamlarını yapmazlar ve yapılmasına izin vermezler. Gururlu, kibirli, egosantrik, kendine âşık, küçük dağları ben yarattım sanan kimseler ünlü olabilir ama büyük olamazlar. Büyükmüş gibi görünseler de gerçek büyük değildirler.
SORU: Bugünkü Türkiyede yeterli, tatmin edici islamî hizmet ve faaliyet yapılıyor mu?
CEVAP: İki türlü islamî hizmet yapılıyor. Birincisi Allahın rızasına, Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetine, Kurana, Şeriata, hikmete uygun gerçek İslamî hizmetlerdir. Yapanlardan Allah razı olsun. İkincisi, hizmet gibi gösterilen, aslında hizmet olmayan birtakım aldatmacalardır.
SORU: Yapılan gerçek hizmetler yeterli midir?
CEVAP: Kesinlikle yeterli değildir. Elimizdeki imkan ve fırsatlarla, hürriyetle, parayla bugün yapılanların yüz misli hizmet yapılabilir. Yapamıyoruz
SORU: Türkiyede gerçek derviş var mıdır?
CEVAP: Elbette vardır ama sayıları çok ama çok azdır. Günümüzde kendilerini derviş zannedenler derviş değil, muhibtirler.
SORU: Dindar ve şuurlu bir Müslüman Latin=Lâdin hurufuna ve yazısına taraftar olabilir mi?
CEVAP: Olamaz. Anadilleri Türkçe olan Türkiye Müslümanlarının yazısı, alfabesi İslam ve Kuran yazısıdır.
SORU: Nur talebeleri Latin harflerine mi, Kuran yazısına mı taraftardır?
CEVAP: Üstad Bediüzzaman hazretleri Latin yazısına Lâdin demiştir. Risale-i Nurların yeni yazı ile basılmasına geçici olarak ruhsat ve fetva vermiştir. Gerçek Nurcuların indinde yazı İslam ve Kuran yazısıdır. Bu sahada ihlasla büyük hizmet veren Yazıcı Nurcu kardeşlerimi ve diğer Müslümanları can u gönülden tebrik diyorum. Cenab-ı Hak say ve gayretlerine Kuran harfleri adedince mükafat versin.
SORU: İslamdan başka Allah katında hak, geçerli, makbul, doğru din var mıdır?
CEVAP: Yoktur. Usûl bakımından Hz. Âdemden bu yana tek hak din İslamdır. Asıllarda, temellerde, esasta hiç değişiklik olmamıştır. Sadece teferruatta, Şeriat ahkamında değişiklikler olmuştur. Allah katında İslamdan başka hak ibrahimî dinler vardır sözü Kuranı tekzib olacağından küfürdür. Sevgili din ve iman kardeşlerimi bu konuda uyarıyorum, imanlarını bu gibi bozuk inançlardan korusunlar.
SORU: Onların gözleri var ama nice gerçekleri ve realiteleri görmüyorlar. Bu basiretsizliğin sebebi nedir?
CEVAP: Haram yiyorlar
Harama bakıyorlar
Şehvetlerine tâbi oluyorlar
Lüks hayat sürüyor ve israf yapıyorlar. Gıybet ve tecessüs ediyorlar
Kendi kusur ve ayıplarına bakmıyor, başkalarınınkilere bakıyorlar
Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ribaya bulaşıyorlar
Namazı ya hiç kılmıyorlar, yahut tehâvün ile (hafife alarak yalap şalap) kılıyorlar
Ve gözleri olduğu halde güneş gibi parlak gerçekleri görmüyorlar.
SORU: Çok günahkar, çok kusurlu, çok hatâlı bir kimse olduğu halde kendini çok beğenen bir kimse olgun bir insan olabilir mi?
CEVAP Kesinlikle olamaz. O insan kılıklı bir eşektir.
SORU: Resulullah Efendimizin mütevatir, sahih, gerçek hadislerini AB normlarına, Feminizm standartlarına göre ayıklayan kimseye ne lazım gelir?
CEVAP: İlim okumuşsa küfür lazım gelir. Tevbe etmesi, imanını ve nikahını tazelemesi gerekir.
SORU: Pakistanlı Fazlurrahman nasıl bir kimsedir?
CEVAP: Binden fazla icazetli din alimi, fakih ve müftü tarafından lanetlenmiş bir bidatçidir.
Bu adamı din alimi, din önderi olarak görenler akıllarını yemiştir. Vay, İslamı bu gibilerden öğrenenlere!
SORU: İslam kadınları için farz namazları camilerde mi kılmak efdaldir, evlerinde kılmak mı?
CEVAP: Bütün fıkıh kitaplarımızda evlerinde kılmalarının efdal olduğu yazılıdır.
SORU: Camileri öncelikle erkek Müslümanlarla mı doldurmak gerekir, yoksa kadınlarla mı?
CEVAP: Camilerin her vakit namazında erkek Müslümanlarla dolması, doldurulması gerekir. Erkekleri bırakıp da camileri kadınlarla doldurmak on drt asırlık İslam tarihinde görülmemiş çok vahim bir bidattir?
SORU: İslam dininde reform, yenilik, değişiklik yapılabilir mi?
CEVAP: İslam tahrife uğramamıştır, kesinlikle reform yapılamaz. Zaruriyat-ı diniyede, mevrid-i nasta reform ve değişiklik yapmak isteği ve teşebbüsü küfre yol açar.
SORU: Tüzel kişilere yani derneklere, vakıflara, tarikatlara zekat verilebilir mi?
CEVAP: Verilemez. Zekat, Kuranda açık ve seçik olarak zikr edilmiş olan sekiz sınıf gerçek şahsa, insana temlik suretiyle verilebilir. (Bunların bir kısmı zamanımızda yoktur).
SORU: Dindar bir Müslüman tv seyredebilir mi?
CEVAP: İçinde ahlaksızlık, küfür, nifak, fısk, fücur, fitne ve fesat bulunmayan haberleri, terbiyevî programları seyredebilir ama seks, fuhuş, küfür, nifak, şeytanlık, azgınlık dolu programları seyretmek haramdır.
SORU: Lüks ve ihtişamlı umre seyahati yaptım. Ebu Gamgam yedi yıldızlı otelinin tepesindeki kral süitinden (Hâşâ) ayaklarımın altındaki Kabeye baktım diyene ne lazım gelir?
CEVAP: Küfür lazım gelir.
SORU: Doyduktan sonra yemenin hükmü nedir?
CEVAP: Devamlı olarak doyduktan sonra yemeye devam etmek haramdır. Böyle yapanlar salih ve kamil Müslüman değil müsrif, günahkâr. fasık ve facir Müslümandır. Müslümana en lüks, en ağır, en pahalı, en ihtişamlı yemekler layıktır. Bunları patlayıncaya tıksırıncaya kadar yemesi caizdir diyenin küfre düşmesinden korkulur.
SORU: Bir yıllık İslamî ve millî yazımızla okuma bilmeyen, 1928ten önce yayınlanmış Türkçe bir kitap eline verilince, sanki Çince veya Tibetçeymiş gibi aval aval bakan bir Müslüman nasıl bir Müslümandır?
CEVAP: Cahil bir Müslümandır. Yüksek tahsil yapmışsa mürekkep ve katmerli cahildir.
SORU: Osmanlıca yazıyı okumaya başlamak ne kadar zaman alır?
CEVAP: Kuran harflerini tanıyorsa bir saatte sökmeye başlar, Bir ay sonra basit hikaye ve roman kitaplarını okuyabilir. Bilmediği kelimeler için lügata bakar.
SORU: Bağlılarına Osmanlıca okuma ve yazma öğretmeyen cemaatler, tarikatlar, gruplar vebal altında mıdır?
CEVAP: Hem de büyük vebal altındadır.
SORU: O kurumun yayınladığı tefsir kitabının birinci baskısı niçin toplatıldı?
CEVAP: Vahim hatalar vardı. İkinci baskıda bunları daha kaypak bir üslup ve ifade ile gizlediler.
SORU: İslamî hareketin içine Kriptolar, Dönmeler, Pakraduniler karışmış mıdır?
CEVAP: Karışmış olduğunu zan ve tahmin ediyorum. Bugünkü içten sinsi din tahripçiliği, sapıtmış da olsalar tek kimlikli gerçek Müslümanlar yapamaz.