Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Empati aldatmacası

Empati aldatmacası

Bir gazeteci, çarşaf giyiyor ve objektiflerin karşısına geçiyor. Amacının ise sadece empati yapmak olduğunu açıklıyor. Resmin altındaki açıklamayı okurken zihnimde binlerce soru işareti belirdi ve düşündüm. Tamam… Nasrettin Hoca’nın “bana eşekten düşeni getirin” sözü meşhurdur ama Allah’ın rızasını kazanmanın dışında hiçbir amacı olmayan müslüman bir hanımın yaşadığı baskıları bu yöntem ile anlamak mümkün olabilir mi? Sanmam… Ya da eşekten gerçekten düşmüş biriyle düşmüş gibi yapan aynı şeyi hisseder mi? Elbette edemez… Çünkü birinde gerçekten düşmenin verdiği acı vardır diğerinde ise kişi acıyı tanımlama çabası içindedir

Asırlarca bu toprakların bağrında erdem yetiştiren öncülerimizin bizlere kazandırdığı bazı değerler vardır. Bu değerler ikliminde bencilliğe geçit yoktur. İnsanımız kendini düşündüğü gibi başkalarını da düşünmedikçe gerçek müslüman olamayacağına inanır ve bu şuurla yaşar. Mesela hiç tanımadığınız biri size yaşadığı sıkıntılardan bahsetse içiniz burulur ve yardımcı olmaya çalışırsınız. Ama Allah’ın dini için envai çeşitli imtihanlara düçar olan bir müminin yaşadığı duygu gündelik hayatımızda yaşadığımız sıkıntılardan çok daha farklıdır. İnandığı değerler uğruna haksızlığa uğrayan ve bedel ödeyen bir kişinin duygularını anlayabilmek için, onun gibi bakmak ve onun gibi hissetmek gerekir. Aksi takdirde yaşananlar yalın bir acıma duygusundan öteye gidemez…

Bilirsiniz imanınıza gelen zarar, size her şeyden daha büyük elem verir. Böyle zamanlarda sıkıntınızı bütün bedeninizde ve ruhunuzda hisseder her şeyi göze alırsınız. Mal mülk, evlat, eş akraba ve bütün imkanlarınızı feda eder ve bu değerleri korumaya çalışırsınız. Çünkü bu size bireysel olarak yapılmış bir saldırı değildir. Mesela mümine bir genç kız, örtüsüne yapılan saldırıların tek başına bir örtü düşmanlığı olmadığını aksine bunun imanına yapılan bir taarruz olduğunu bilir ve direnç gösterir. Bu nedenle belki gündelik hayatımızda olup bitenlerle ilgili empati geliştirebilir, o kişiyi anlamanın kıyısına gelebilirsiniz. Ancak inananların imanlarına gelen saldırıları ve buna bağlı olarak yaşanan o pak duyguyu belki insan tarafınızla biraz hissedebilirsiniz ama bunu tamamen anlayabilmeniz mümkün olamaz. Bir mümine hanımın yaşadığı baskıları anlayabilmeniz için, tıpkı onun gibi samimiyetinizi içtenliğinizi takınacak ve onun gibi bakacaksınız. O kültürel havzanın içine girmediğiniz sürece onu anlayamazsınız. Anlamadığınız sürece de bu tesettüre girmeniz tek başına hiç bir anlam ifade etmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi