Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ölüm üzerine

Ölüm üzerine

 

Her nefis ölümü tadıcıdır.. Ölüm, en büyük ibret dersidir..
 
 
Ölüm, asude bir bahar ülkesidir bir rinde..
 
Ölüm, dünya sürgününün bitmesidir..
 
Ölüm, ölümlü hayatın sonudur.
 
Nefes alıp vermekle yaşar derler. Değil. Her nefes alışverişte biraz daha ölür insan.. Hayat denilen şey, ölüme doğru bir yürüyüştür.. Gerçek hayat, doğmadan önceki ve ölümden sonraki hayattır.
 
Bu dünya sadece bir imtihan yeridir.
 
Bu dünyada her şey geçicidir.. “Vakit, nakittir” derler. Değil. Vakit ömürdür aslında..
Ölüm karşısında herkes susar! Biz hep ölüm gerçeği ile iç içe, yüz yüze yaşadık ve hâlâ aynı gerçekle iç içe geçmiş gibi sanki hayatımız.. Paris’ten gelen cenazeler, ülke gündeminin en önemli konusu idi.. Neyse ki korkulan olmadı.. Tam da o güne denk gelen bir başka ölüm olayı yaşandı. Birand öldü.. Beklenmiyordu. Ölüm işte bazen ansızın gelir bulur sizi.
 
Bizim kuşak artık yolcu.. Bir gün, biz de gideceğiz.. Bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız, söylediğimiz ve söylememiz gerekirken söylemediğimiz her şeyin hesabını vereceğiz. Yaşadığımız her anın hesabı sorulacak..
Ölülerin arkasından çoğu zaman güzel şeyler söylenir.. Keşke o sözler, o kişiler yaşarken söylenseydi.. İş işten geçtikten sonra söylenen sözün ne faydası var..
Ölülerin arkasından dua etmek gelenektir. Keşke diriler için de dua etsek.. Diriler için de rahmet dilesek..
 
Hasta olunca hatırlıyoruz Allah’ı (cc)! Yaşlanmadan, Azrail’in ayak sesleri yaklaşmadan düşünsek keşke bazı şeyleri.
 
Ölüm, birçok kişi için kurtuluş değil. Acılarla dolu yeni bir dönemin başlangıcı olarak.. Kimileri için kurtuluş, bir müjde.. Cehennem ateşi, Esad’ın ve İsrail’in zehir ve ölüm saçan bombalarından daha can yakıcıdır.. Ve yaşarken birçoğumuz o ateşe doğru koşmaktadır da, kimse onları kurtarmak için hiçbir şey yapmamaktadır.. Ölüm yaklaşınca dua etmek, oralarda bir yerde varolabileceğini düşündüğümüz bir gücün merhametine sığınmak adına bir şeyler yapmanın kimseye bir faydası yok aslında..
Allah bu kainatı belli bir gayesi olmadan gelişi güzel yaratmış olabilir mi? Onları yaratıp başıboş bırakmış olabilir mi? Ölümden sonra bir hayat varsa, yaşadığı zamanın hesabı sorulmayacak mı? İyilik yapanlar ve kötülük yapanlar arasında bir ayırım olmayacak mı? İlahi bir adalet yok mu? Cennet ve cehennem yok mu?
 
İnkarcılar, bu dünyada heva ve hevesleri uğruna bir türlü kabul etmedikleri bu gerçekle, öbür dünyada yüzleştiklerinde geri dönmek için artık çok geç. Bu böyle de, peki yaşayanlar, ölüm gerçeği üzerinde neden düşünüp, iş işten geçmeden kendilerine bir yol çizmezler.. Allah cenneti de, cehennemi de boşuna yaratmadı.. Peygamberlerin bize getirdikleri kitaplarda anlatılan tek bir hakikat vardı. Şeytanın yalanlarına kanıp hakikatin üzerini örtmeye çalışanların saptırmaları dışında, akıl sahipleri için aslında hakikat, ulaşılması çok güç bir şey değil.
 
Görkemli dini törenler aslında bu temel hakikati değiştirmiyor.. PKK’nın kurucuları, Birand ya da Rusya’da öldürülen PKK’ya silah desteği sağlayan Mafia babası, Suriye’de şehid düşen kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençler, herkes aynı yere gidiyorlar. Herkese yaptıklarının hesabı sorulduktan sonra herkes hak ettiği yere gidecek.. Keşke bu işi bir korku, keder, üzüntü, hasret meselesi yapmadan, ahret ölçüsü içinde değerlendirebilseydik.. Bizim geleneğimizde ölülerin arkasından, “Allah rahmet etsin”, “Allah taksiratını affetsin” denir. “İnna lillah ve inna ileyhi raciun” denir.. Kılınan namazda rahmet dilenir.. Kıralı, şeyhi, alimi, kadını, erkeği, herkes için bu böyledir..
Allah’ın acıması istenir. Çünki insan eksiktir. Hepimizin günahları var. Günahlarının affı dilenir. Hepimiz O’ndan geldik ve sonuçta O’na döndürüleceğiz.. Son yolculukta yine O’nun mabedine getirilip, onun için helallik ve dua istenir.. Keşke insanlar, ölmeden önce gelseler o divana. Helalliği istenecek insanlarla kucaklaşsalar. Dostlarını son yolculuğuna uğurlamaya gelenlerin birçoğunun cami avlusunda öbek öbek bekleyişlerini anlamak benim için zor..
 
Cennet de, cehennem de boşuna yaratılmadı. Herkes yaptığının hesabını verecek. Miskal ve zerre kadar iyilik ve kötülük yapanlar yaptıklarının karşılığını görecek. Cennet ve cehennem onun için 7’şer kat yaratıldı.. Keşke ölülerin arkasından ağlayanlar, kendi geleceklerini düşünseler de, iş işten geçmeden, yaşlanmayı beklemeden ne yapacaklarsa yapsalar..
 
Birand profesyonel bir gazeteci idi. Zor günlerde ilginç tartışma programları yaptı. Son zamanlarında 28 Şubat dönemine ilişkin önemli itirafları oldu.. Geleceğe ilişkin farklı umutları vardı. Ama ecel geldi. 
 
Ne demişler: Ecel geldi cihane, başağrısı bahane.. 
 
Ölüm en büyük ibret dersidir. Keşke ibret alabilsek.. Ölen ölür, kalanlar ilk gün ağlasalar da sonra unutulur. Hayat böyle devam eder gelir.. Kalanlara baş sağlığı dileriz ama, gün gelir onlar da ölür. 
 
Allahım! Bize hakkı hak, batılı batıl göster, Hakta toplanmayı nasib et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Selâm ve dua ile. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
21 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi