Besle PKK’yı, oysun gözünü
Fransa’da infaz edilen PKK’lı teröristlerden birinin babası diyor ki “oymuşlar kızımın gözlerini. Her birinin yüzüne üçer mermi sıkılmış! Sakine ve Leyla’nın beyni dağılmış! Benim kızımın gözü oyulmuş! Bu şekilde vahşice katledilmişler.”
Bir canavardı doğurdukları bu ölüm makinesi kadınların. PKK, onların eline doğdu! Beslediler… Büyüttüler…
Gençler ölüyordu. Terörist gençler, asker gençler, polis gençler… Çocuklar, kadınlar… Masum siviller. Binlerce annenin yüreği, evlat acısıyla yanıyordu. Ateş düşüyordu Habillerin, Kabillerin hanelerine… Bu ülkede artık evlatlar babalarını değil, babalar evlatlarını gömüyordu.
Binlerce gencin başına kopan kıyametti PKK!
Terör nedeniyle ölen insanların cenazelerini bir arada düşünün… Habillerin ve Kabillerin cesetlerini… Sonra da PKK’nın kurucusu bu kadınların sonunu seyredin. Örgütün, acıkınca sahiplerini nasıl yediğini görün! Suratlarını dağıttığını, örgüte hayat veren beyinlerini parçaladığını, gözlerini oyduğunu!
İşte sözde Kürtlere özgürlük getireceği iddiasıyla ortaya çıkan PKK bu!
Fransız polisi bu infazın, evlerine kolaylıkla girebilen yakın arkadaşları tarafından işlenmiş olabileceği iddiası üzerinde duruyor.
Arkadaşlıkları bile bu kadar bunların! İnsan değil bunlar, başka bir tür, android…
Bu androidlerde vicdan yok! Vefa yok! Kadir kıymet bilmek yok! Din yok, iman yok! PKK’nın, güç ve iktidar uğruna bireysel iradelerine beton döktüğü bu varlıklardan ne Kürtlere ne de kendi sistemleri içinde olan PKK’lılara hayır yok!
Bakın, terör üzerinden güç ve iktidar sahibi olan kadınların beyinleri dağıtıldı, gözleri oyuldu, suratları parçalandı… “Gölgelerin gücü adına” besledikleri canavar, sular durulunca sahiplerinin canını aldı! Hatta canlarını almakla kalmayıp cesetlerini gövde gösterisinde malzeme olarak kullandı. (Bu infazların, barış yörüngesine girildiği şu tarihi süreçte, artarak devam edeceğini tahmin ediyorum!)
Bu infaz vesilesiyle Kürtler, PKK’ya yamuk yapanların gelmişine geçmişine, sadakatine, gözünün yaşına bakılmaksızın uğrayacağı mutlak akıbet konusunda uyarıldı. Belli ki PKK, Hakan Fidan’ın barış süreci konusunda start alması sonucu, uluslar arası planda, hatta Kürtlerin nezdinde güç ve itibar kaybına uğrayacağı için paniğe kapıldı! Bu yüzden, terör örgütü PKK’ya mutlak surette itaat etmesini istediği Kürtleri, sınama ihtiyacı duydu! PKK, militanları nerede olursa olsun infazdan kaçamayacaklarını vurguladı! PKK, her ne kadar bu infazla “beynini yedi” ise de Avrupa’daki gücünü de kanıtladı. Kerameti İsrail’den menkul gücünü… Zira PKK’nın Avrupa’da, İsrail gizli servislerinin bilgisi dışında asla kımıldayamayacağını artık sağır sultan bile biliyor.
Şimdi PKK ve BDP’liler teyakkuz halinde! İnfazlar devam edeceğine göre sıra kimde? Acaba PKK’nın mönüsünde bu kez beyin takımından kimler var?
Ha gayret Hakan Fidan!
Barış süreci adeta sırat köprüsü Türkiye için… Zira her fırsatta yazdığım gibi, İsrail’deki seçimler yaklaştıkça, bölgede karışıklıkların gittikçe artacağını tahmin ediyorum. PKK’nın örgüt içinde daha bir acımasızlaşacağını… Bölgede barış ve huzurun istenmeyeceğini!
Bu yüzden, İsrail yamağı neo-derin devletin Tanrılarını kızdıran Hakan Fidan, “Le Mythe Sisyphe” deki Sisifos gibi… Tam Kürt sorununu çözecekti ki bu derin yapının ayak oyunuyla, başlangıç noktasına geri döndürülüverdi. Ama yılmadı…
Başbakan sahip çıkmasa, canına okuyacaklardı. Güç yetirmeye çalıştığı şey bu kadar güçtü yani, imkânsızdı.
Sisifos için, “Tepelere doğru tek başına didinmek bile insanın yüreğini doldurmaya yeter!” diyor ya Camus!
Aynen öyle…
Pes etmemek bile yeter bence!