Din! Din! Din!
ABD Başkanı Obama’nın ikinci dönemine başladığı hafta başı ard arda sıralanan merasimleri seyrederken başlığı tekrar ettim durdum. Bir kere daha Amerika’nın din ve devlet işlerini ayırmak şöyle dursun, bilakis iç içe tuttuğunu gördüm, hatırladım. Tuhaf…niye böyle dediğim az sonra anlaşılacaktır… Tabii din denince bizim kafamızdaki gibi bir din anlayışını tahayyül etmek doğru olmaz hiçbir şekilde. Ancak öte yandan Amerika çerçevesinde düşününce bizdeki din ve devlet işlerinin ayrışmasını anlamak mümkün değil. Dolayısıyla ne din ne de sekülerlik anlamında çıkış noktalarımız örtüşüyor. Bugün benim dikkatinize getirmek istediğim ABD bağlamında din ve devlet işlerinin ayrışması konusuna bir örnek, daha doğrusu ayrışamaması konusuna bir örnek. Başkan’ını dini bir törenle yemin ettirerek Beyaz Saray’a dört yıllık bir süre için daha uğurladı Amerikalılar geçtiğimiz pazartesi günü. Seçim kasım ayında yapılmış ve sonuçlanmış olmasına rağmen, ülkenin siyasi kültürü gereği ocak ayında yapılıyor görev teslimi. Bu sefer Obama, Obama’ya teslim etti görevi malum. Kim bilir belki bundandır, dört sene önce seçildiği zaman görülen kalabalıklar yoktu başkent Washington’da. Ne de olsa dört sene önce tarihinde ilk defa zenci bir başkan gören Amerikan halkı için bu eşi benzeri bulunmaz bir kutlamayı hak ediyordu, bunun içindir ki akın akın kalabalıklar yemin töreni gününde başkentte toplanmıştı.
Bu seferse birçokları soğuk hava koşullarına karşın evlerinin sıcaklığında ekran karşısında takip etmeyi seçtiler. Gördükleri de din, din ve daha fazla dindi. Dinle başladı seremoni günü. İşin ilginç tarafı bu Başkan yardımcısı Joseph Biden için yadırganacak bir şey değildi. Zira katolikti zaten. Ve geleneksel bir katolik aileden geldiği için de 1880’lere ait aile İncil’ine el basarak yemin etti. Ancak din olgusu Başkan Obama’ya oldukça yabancıydı. Zira kendini dindar olmayan bir Hıristiyan olarak niteliyordu. Buna rağmen yapılması gerekeni yapacaktı. O sabah da erkenden ailecek Episkopal Kilisesi’ne gittiler Başkan Obama ve Başkan Yardımcısı Biden. Düşünebiliyor musunuz benzer bir seremoninin Türkiye’de resmi olarak camiye gidiş ile başladığını…alimallah hemen kafamıza yeni bir balyoz indirme hazırlığına başlar “bizimkiler.”
İbadet faslı tamamlanınca ABD Kongresi’ne geçti iki aile. Sonra yemin töreni için Kongre binasının balkonuna çıktılar. New York’tan gelen 250 kişilik bir kilise korosu davetliler arasında onları bekliyordu. Önce açılış duası yapıldı. Sonra bir ilahi gökleri inletti. Sonra Biden karısının elinde tuttuğu aile İncil’i üzerine elini koyarak yemin etti ve sözlerini Allahım bana yardım et ile bitirdi. Sonra bir şarkı ve şiir okundu. Daha sonra tekrar bir ilahi…
Obama da karısının elinde tuttuğu İncil üzerine yemin etti ve Biden’ın yaptığı duayı tekrarladı. Sonra bir papaz kapanış duasını yaptı. Washington meydanında toplanmış bir milyona yakın kişi amin dedi. ABD’nin milli marşı ile yemin merasimi tamamlandı. Kongre binasına geri dönen başkan, başkan yardımcısı ve eşleri sayılı davetli için verilen öğlen yemeğine katıldılar. Yemekte de yine din! din! ve daha çok din! vardı. Şöyle ki, önce dua edildi. Arkasından yemek yendi, kısa selamlama konuşmalarının her biri Allah size merhamet etsin, rahmetini esirgemesin babında dualarla bitirildi. Sonra hediyeleşme faslına geçildi; ki bu aşama da da dualı sözler döküldü hep hediye sahiplerinden. Bunlar tamamlandıktan sonra bir papaz gelerek yemek bitiminde dua etti. Ve en son olarak da Yunan ortodoks kilisesini temsilen bir papaz dua etti. Yemek bitti! Sonra mı? Resmi geçit ve akşam verilen balolardan sonra Obama ve Biden’lar ertesi sabah Washington’un Katolik kilisesi olan Milli Katedral’de buldular kendilerini… yine dua etmek ve yine ilahi söylemek üzere…
Kimse Amerika’da din devlet işlerini ayırmış demesin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.