Birileri iş üzerinde
İpin ucu ha kaçtı, ha kaçacak..
Önce hemen, sözün başında belirtmeliyim ki, burada bir istihbarat oyunu oynanıyor.. Hiçbir şeye hemen inanmayın. Hele size fasıklar bir haber getiriyorsa, dikkatli olun.
Bazı insanlar dün doğru iken bugün yanlış olabilir. Dün yanlış iken bugün doğru olabilir.. Bazı insanların bazı işleri yanlış, bazıları doğrudur.
Her topluluk içinde ajanlar, münafıklar, müfsitler her zaman vardır. Dün vardı, bugün de var, yarın da olacaktır..
Bazan yanlış adamlar doğru, dürüst adamlar yanlış söyleyebilir..
Şu konuda haklı olan biri, benzer bir başka konuda haksız da olabilir..
Adaletse sözkonusu olan, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı durmalıyız.
Ve bilmeliyiz ki, haklı olmak, kimseye haksızlık yapma hakkı da vermez.
Suçluya uygulayacağınız cezanın şekli ve şiddeti bile haksızlığa dönüşebilir…
Bazı zanlardan sakınmamız gerekir. Birileri hakkında bir iddiada bulunuyorsanız, o iddia ettiğiniz şey o kişide yoksa, siz o şeyi yapmış gibi muaheze olunursunuz..
Son günlerde her kafadan bir ses çıkıyor..
BDP’lilerin Apo’yla görüşmeleri, her iki tarafta da kızılca kıyameti koparttı..
Öyle bir zabıt var mı? Varsa bu açıklanan metin mi? Değilse kim neden böyle bir şey yapma gereği duydu. Eğer bu metin doğru ise, Apo neden böyle bir ifade kullandı? Bu metni kim, niçin açıkladı? Bu soruların cevabını bulmamız gerek.
Ve tabii hepsinden önemlisi o metinde ifade edilen iddialar gerçek mi?
Apo’yu devletin kullandığı söylendi.
Apo’nun Ermeni, hatta Mecusi olduğu söylendi. O da Said Nursi’nin doğduğu köyden başlayarak, bir “paralel devlet”den söz ediyor ve Cemaatın hocasının Amerika’da rehin tutulduğundan söz ediyor..
Birilerinin “Paralel devlet” dediği şeye bir başkası “Yeşil Ergenekon” diyor. Bir başkası “Ergenekona karşı Manas”dan söz ediyor..
Siyaset dünyasında hiçbir şey göründüğü gibi değil.. Sahne Maskeli baloyu andırıyor.
Melek maskeli şeytanlar, şeytan maskeli melekler, birbirlerine maske takmaya çalışanlar. Hepsinin söylediklerinde doğru şeyler de var, yanlışlar da.
İftira etmekten sakınmıyorlar.. Doğru söze yalan katıyorlar.. “Ağuyu altın tas içre sunuyorlar, bal da onun suç ortağı”.
Siz siz olun, kafanızı kiraya vermeyin, emin kaynaklardan doğru bilgeye ulaşmadan suizanla hareket etmeyin, hatta düşmanınız hakkında bile..
Sözü dinleyelim doğrusuna tabi olalım, sözü kim söylerse söylesin.. O sözü söyleyen kişi, şimdi bunu durup dururken niye söyledi, ne zaman söyledi, kime karşı söyledi onu da hesaba katalım. Bazan vurdukları taş değil, vurdukları taşın vurduğu taş önemli olabilir..
Bir kişiye ya da topluluğa olan düşmanlığımız bizi onlar hakkında haksızlığa sevk etmemeli.
İnsanların ahvali şahsiyeleri ile ilgili konularda daha fazla ihtiyad etmek gerekir..
Ve yine unutmayalım ki, insanlar doğdukları ana-babaları kendileri seçmiyorlar, doğduğu zamanı, yeri de, derilerinin rengi ve cinsiyetlerini de.. Bunları gizlemelerinin ötesinde başka türlü gösteriyorlarsa, korkularından mı kripto özelliklerinden dolayı mı ona da bakalım..
Sabatayları biliyorsunuz, Pakraduniler ve daha niceleri.. “Dersimin kayıp kızları”, “Gürbüzler”..
En basitinden garip bazı kişilerin, işçilerin nüfus cüzdanlarının taklidini yapıp ya da onların adına kendi resimleri ile nüfus cüzdanı çıkartıp, onlar adına şirket kurup, sahte imza ile piyasadan mal alıyorlarmış.. Bu işin nerelere kadar uzandığını görelim..
Bu işin mikro’su da var, makro’su da. Yereli, ulusalı, belgeseli de var, uluslararası da..
Aman, kafanızı kiraya vermeyin..
Bunların şeyhi de var, fahişesi de, sağı-solu belli değil. Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, Yargı, STK, her yerde varlar.. Alevi-Sünni, Kürt-Türk, müslim-gayrimüslim, hepsi var.. Kimi servete, kimi makama tamahı, kimi siyasi ihtirasları sebebi ile, kimi tehdit ve şantajla bir şekilde ikna edilmişler..
Benim görüşümü biliyorsunuz. ABD, derin devleti tasfiye etmiyor. Kontrol dışı unsurları tasfiye etmeye çalışıyor. Bizimkileri de oyuna dahil etmek istiyorlar. Birileri üzerinde baskı oluşturarak ötekileri teslim almaya çalışıyorlar.. Kemalist/Ulusalcı kadro silah bırakmak istemiyor, bizimkilerin oyuna girmesini de..
Gıybet, dedikodu ve iftiradan sakınalım, ama tartışmalardan da gafil olmayalım. Hakikat ayrıntılarda gizli olabilir..
Derin yapılar tarikatları, sermaye grublarını ve iktidarla yakın ilişki içinde, siyasete etki eden yapıları yakın takibe almış gözüküyorlar. Aman dikkat!
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.