Nikah Yetkisi İmamlara da Verilmeli
Müslümanlar açısından nikah sadece bir aile kurumundan ibaret değildir!
Aynı zamanda, Müslüman’a sevap kazandıran bir ibadettir.
Nasıl ki, nikahsız bir ilişki, İslam’da haram ve günahsa nikahlı ilişki de helal ve sevaptır.
Bu yüzden nikahlı evlilikler, ibadet sayılırlar.
***
Nikah müessesesinin bu dini yönü sebebiyledir ki, Müslümanlar, medeni hukuka göre kıyılan nikahlarla yetinmeyip bir de “dini nikah” kıydırma ihtiyacı duyarlar.
Halk arasında “imam nikahı” adıyla bilinen bu nikah, “Allah’ın emri” ve Peygamberin kavli” ile yapıldığı için “dini nikah” özelliğini kazanır.
Eşler, bu nikahla Allah adına söz vererek birbirleriyle evlenmiş ve yuva kurmuş olurlar.
İşte, nikahı ibadet yapan ve sevaplı kılan da işin bu yönüdür.
Oysa, İsviçre mahreçli medeni kanunla kıyılan nikahta, bu tür dini argümanlar yoktur.
Nikahın maddi/şekli unsurları (icap-kabul-şahitler gibi) vardır belki ama, olması gereken dini/manevi/ruhi unsurları yoktur.
Müslümanlar, olmayan bu unsurları tamamlamak için imam’a başvururlar.
Yıllarca bu uygulama devam etmiş ve hala etmektedir.
Ama, nedense Müslümanların seçtiği iktidar ve hükümetler, yıllar boyu bu ikili uygulamayı ortadan kaldırıp birleştirmeyi akledip gerçekleştiremediler.
Muhtarlara verilen nikah kıyma yetkisini, imamlara vermekten imtina ettiler, kaçındılar.
***
Batıda, herhangi bir kilise papazının kıydığı nikah geçerlidir.
Ama Türkiye’de, cami imamının kıydığı nikah geçersizdir.
Üstelik, “resmi nikah”tan önce “imam nikahı” kıyan bir imam, TCK’na göre suç işlemiştir ve hapis cezası ile tecziye edilir.
Çoğunluğu doğu bölgelerinde olmak üzere ülkemizde resmi nikahlı eşinden başka bir kadınla “imam nikah”lı evlenen erkekler hiç de az değildir.
Devlet yetkilileri de bunları pekala bilir.
Ama, bu durum eğer şikayete konu olursa, imam yasaya aykırı suçtan cezaevini boylar.
Bu ülkede, “imam nikahı” kıymak suçtur, ama “zina etmek” suç değildir.
Yani, nikahsız birlikte yaşamak kanunen serbest, resmi nikahsız imam nikahı kıymak kanunen yasaktır!..
Böyle bir çelişki, dünyanın hiçbir yerinde yoktur!
***
Yeri gelmişken bir çelişkiye, daha doğrusu bir yozlaşmaya daha değinelim.
Ölen babasının aylığını almak için bazı kadınlar eşlerinden resmen boşanıyorlar!
Kanunen dul sayıldıkları için de kendilerine maaş bağlanıyor.
Ancak, bu kadınlar resmen boşandıkları kocalarıyla, hiçbir şey olmamış gibi evliliklerini sürdürüyorlar!
Sorulduğu zaman da; “Biz imam nikahıyla boşanmadık ki, dinen evliliğimiz sürüyor!” diyorlar.
Peki, bunlar dinen evli iseler, bu resmi boşanmanın anlamı ne?
Bunlar mahkemede boşandı iseler, dinen evliliklerinin sürmesi ne?
Maalesef, kutsal evlilik ve aile kurumunu bu şekilde yozlaştırıp oyuncağa çevirmede, istismarcı bu insanlar kadar devletin de suçu vardır!
Bu ucube uygulamaya ve çelişkili ikili oyuna, artık mutlaka bir son vermelidir.
***
Yapılacak iş, Diyanetin resmi görevlilerine de vakit geçmeden nikah kıyma yetkisi vermektir.
Böylece, “resmi nikah” ile “dini nikah” ayırımına son verilmeli, ikisi tek çatıda birleştirilmelidir.
Biliyorum, “laikler” buna da karşı çıkacaktır ama endişeye mahal yok!
Herkes kendi inancına veya inançsızlığına uygun nikah ortamlarını seçmekte özgürdür.
Ama, Müslümanlara inançsız muamelesi yapmaya da kimsenin hakkı olmamalıdır.
twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.