Senaryo gerçek oldu, ABD askeri Pakistan'a girecek!
Dostumuz, kardeşimiz, gönül bağlarıyla bağlı olduğumuz bir ülke, Pakistan, dün çok trajik bir gün yaşadı. Son zamanlarda çalkantılar içinde oradan oraya sürükleniyor görüntüsü veren ülkenin en önemli siyasi figürlerinden biri, korkunç bir saldırı sonucu hayatını kaybetti. Daha önce çok sayıda insanın öldüğü saldırıdan sağ kurtulan Benazir Butto, dün, son derece iyi planlanmış görüntüsü veren saldırıdan kurtulamadı. Böylesine tehdit altında bulunan çok önemli bir kişinin korunamaması ve suikastin arkasında hangi güçlerin olduğu çok tartışılacak. Butto'nun ölümü, yakın tarihimizin en önemli suikastlerinden biri olarak tarihe geçecek. Babası idam edildi, bir kardeşi Paris'te zehirlendi, diğer kardeşi suikastle öldürüldü. Şimdi de kendisi, muhtemelen seçimlerde ciddi başarı kazanacakken ortadan kaldırıldı. Belki hiç aydınlanmayacak bir suikast bu.
Pakistan halkının başı sağolsun. Derin üzüntülerini paylaşıyoruz. Bu acı, sadece Butto'nun öldürülmesinden değil. Bu acı, Pakistan'ın içine sürüklendiği durumdan ve bundan sonra olacaklardan da kaynaklanıyor. Savaşta, işgal altında bulunmayıp da savaş şartları yaşayan bir ülkenin adım adım çöküşe, bölünmeye hatta iç savaşa doğru sürüklenmesinden kaynaklanıyor. Başbakan Tayip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush'la görüşmesindeki en önemli maddelerden biri Pakistan'dı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iktidar ve muhalefet temsilcileriyle bir araya gelerek yaşanan krizi yumuşatmaya çalıştı. Son aylarda ülkede endişe verici gelişmeler yaşanıyordu. Ve bu ülke nükleer bir güç. Batı ile Doğu arasındaki küresel çatışmanın en önemli cephe ülkelerinden biri haline getirilmişti.
Sri Lanka'dan dönerken uçağına saldırı yapıldığı iddiasıyla yere iner inmez darbe yapan Pervez Müşerref, 11 Eylül sonrası ABD'nin bölgesel operasyonlarından en önemli müttefikiydi. Bush yönetimi onu "istediklerimizi yapmazsan ülkeni taş devrine döndürürüz" diye tehdit etmişti. Müşerref'in işbirliği hiçbir zaman tatmin edici bulunmadı. Afganistan'ın işgali, iç savaş, Taliban ve ABD operasyonlarında Pakistan hep belirleyici rol üstlendi. Bu süreç, darbelerle dolu tarihi olan Pakistan'daki iç siyasi ve toplumsal yapıyı büyük oranda sarstı.
Afganistan işgal edildi, Pakistan'da istikrarsızlık başladı. Bazı bölgelerin kopma eğilimi arttı. Taliban ve El Kaide'nin etkin olduğu bölgelere nüfuz edilemedi. Son haftalarda Afganistan'a yakın bölgelerde Pakistan ordusuyla yerel güçler arasında ağır çatışmalar yaşanıyordu. Daha da önemlisi, ABD Veziristan gibi bölgelerin kontrol edilememesi halinde askeri müdahale yapmakla tehdit etti.
Müşerref'in iktidarı paylaşmama yönündeki tavrı, iç siyasi kavgalar, etnik gerginlik, Şii-Sünni çatışmalarının artması, Taliban etkisi ve daha bir çok sorunun yanında Pakistan'ı nasıl bir kaosun beklediği en önemli soru. Bundan sonra Irak kadar da Pakistan'ı tartışacak dünya. Bugün sadece bir ayrıntıyı vereyim:
Müşerref 3 Kasım'da olağanüstü hal ilan etti. 2 Kasım'da ABD'li bir istihbarat şirketi, "nükleer silahların İslamcıların ya da ordu içindeki şahin grubun eline geçmeyeceğini" açıkladı. Yani olağanüstü hal ilanından bir gün önce. İstihbarat şirketinin Ortadoğu uzmanı The Washington Post gazetesinde "müdahale"nin gerçek sebebini açıklamış oldu. Açıklama, ABD yönetimini rahatlatmayı, Pakistan'ın nükleer silahlarının kontrolüne ilişkin kaygılarını gidermeyi amaçlıyordu. 12 Kasım'da aynı gazetede AFP kaynaklı bir haber yayınlandı. ABD'nin, Pakistan nükleer silahlarını korumak için gizli bir planı olduğuna ilişkin rapordan söz ediliyordu. Washington'ın silahların kontrolünü ele almayı planladığı, iyimser senaryoya göre Pakistan ordusunun ABD'ye destek vereceği bildirildi.
Kötümser senaryoya göre ise, Müşerref'in kontrolü kaybedeceği, siyasi krizin derinleşeceği, ABD karşıtı güçlerin nükleer silahların kontrolünü ele geçireceği ve bunun bir ya da iki yıl içinde olabileceği belirtiliyordu. Bu hesaba göre Pakistan ikinci İran olacak, nükleer güç İsrail'i tehdit edecekti. Tehlikeyi önlemek için önümüzdeki yıldan itibaren Pakistan'a ABD askeri gönderilecek, ülke içinde operasyonlar yapılacak ve yedi yıl orada bulunulacaktı. İşte o senaryo sanki şu an gerçekleşiyor. Geçtiğimiz ay pazarlıklar sona erdi ve Ocak'ın ilk günlerinde ABD askerlerinin Pakistan'a girmeye başlaması kararlaştırıldı. Butto'nun öldürülmesinden sonra ortam oluştu. ABD askerleriyle Pakistan halkı arasında keskin bir çatışma başlayabilir.
13 Kasım'da Pakistan Dışişleri Bakanlığı açıklama yaptı. ABD'nin planına karşı çıktı ve nükleer silahları koruyacak güçte olduklarına duyurdu.
Pakistan ABD'nin küresel savaşının tam merkezinde. üslendiği rol onu parçalıyor. İç savaşa sürüklüyor. Keskin iktidar çatışmalarına, etnik ve mezhep kavgalarına iti-yor. Büyük bir kaos beklentisi var. Afganistan ve Irak'tan sonra Pakistan yeni bir kurban olabilir. Pakistan'ı kurtarmak için seferber olunmalı. Yoksa bu ülke iç çatışmalara sürüklenecek, parçalanacak, korkunç bir nükleer krizin içine yuvarlanacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.