Eşitlik
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. Türkiye’de de kutlandı. Ortada kutlanacak bir tablonun olup olmadığı önemli bir tartışma sorusu. Devekuşunun başını kumun altına gömmesi benzeri bir durum mevcut Türkiye’de. Bunun böyle olmasında Türkiye tek mes’ül değil.
Türkiye’nin başını kumun altına gömmesine imkan sağlayan bir süregelmiş uluslararası literatür de var. Buna göre Türkiye hiçbir eleştiriyi hak etmeyen, mükemmel bir kadın hakları ülkesidir. İlginçtir buna inanmış batı demokrasileri, kendilerini inandırmakla da kalmamış, tartışmasız tek ‘gerçek’ olarak lanse ettikleri bu duruma Türkiye’yi de inandırmışlardır. Haydi onlar dışarıdan böyle bakıyor veyahut böyle görmek istiyorlar Türkiye’yi, çünkü bu işlerine geliyor veya bunun böyle lanse edilmesi onların kendi emel ve amaçlarına hizmet ediyor, diyelim ki bu böyle, Türkiye’ye ne oluyor da bu yalana ortak olabiliyor? Bununla ne kazanacağını düşünüyor? Yalancının mumu ne olursa olsun eninde sonunda yatsıda sönecek değil mi? Bu gerçeği nasıl oluyor da görmezden gelebiliyor?....komik duruma düşüyor…birçok cevaplanmamış soru…
Geçtiğimiz 2012 yılını cinsiyet endeksi üzerinden yapılan araştırmalarda kadın erkek eşitliği raporuna göre iki cins arasındaki uçurum açısından 135 ülke arasında 124. olarak kapadık. Bir taraftan diğer İslam ülkelerine tepeden bakıcı bir ideolojinin seksen senedir arap kadınlarından türk kadınlarının ne denli ileride olduğu mesajını dünyaya haykıracaksınız, diğer taraftan da bu rakamlarla gülünç duruma düşeceksiniz. Bir taraftan cumhuriyet, kadına karşı ataerkil düzeni kaldırdı diyeceksiniz diğer taraftan da bunun yerine devlet erkilliğini yerleştireceksiniz. Bir taraftan kadına erkek şiddetini kınayacak, reklam filmleri hazırlayıp ses getireceksiniz diğer taraftan kadına devlet şiddetini görmezden geleceksiniz. Bir taraftan kanunlar önünde kadın ve erkek her vatandaş eşittir diyeceksiniz, diğer taraftan da bırakın kadın ve erkeği kadınları eşit yapamayacaksınız.
Bu ülkede kadın erkek eşitliği de yoktur. Kadının kadına eşitliği de yoktur! Bu ülkede her vatandaş da kanun önünde eşit değildir, olamamıştır maalesef. Güçlüler haklıdır güçsüzler haksız… Kadınlar güçsüzdür, haksızdır. Güçlü adam olamayan adamlar ise suçsuzdur(!), dolayısıyla da haklı (!)… Sözde adaletin güçsüz kadına karşı güçlü adamdan yana duruş sergilemesi de bundandır bu ülkede maalesef!
Kadın kadına da eşit değildir. Başı açık kadınla başı örtülü kadın hiç eşit olabilir mi…öyle olduğunu kim iddia edebilir… Başörtülü kadın vatandaşlık haklarını idrak edebilir mi ki diğer kadınlara ve erkeklere eşit olsun?
Güya başörtüsü yasağı üniversite öğrencilerine kalktı, bakınız daha iki gün önce Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğrencisi Tuba Karaca, başörtülü olduğu için ders sırasında bazı hocalarının alaycı tavırlarına ve hakaretlerine maruz kaldığını iddia etti ve “Birçok kez dersten ağlayarak çıktım” demiş. Tuba Karaca’ya hocalarından biri ‘sen rahibelere benziyorsun, cehennemliksin, ben Kur’an’ı iki defa hatmettim, Kur’an’da kapanmak diye bir şey yok’ demiş. Bir diğeri, ‘çarşaf Suriye’den gelmiştir. Buna gerek yok. Siz neden kapanıyorsunuz’ diye soruyormuş. Bir başka hoca ‘başını aç, her şey tamam da başındaki olmamış’ derken bölüm başkanı Tuba’nın babası Ahmet Karaca’ya ‘senin kızını buraya değil, psikoloğa göndermen lazım’ diyormuş.
Nasıl? Türkiye’de kadınlar eşit mi? Ne dersiniz?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.