Newroz’a 5 kala Hürriyet’te penguen krizi
Nevroz’a beş kala, ne İmralı umurunda toplumun, ne de köstebek! Gündem, resmen tımarhane ahalisinin hallice… Bu yazıda ben de bu akli melekeleri devre dışı bırakan gündemin akıntısına kapılacağım!
Kısacası Nevroz ateşiniz içinizde kalacak! Derin Vatikan eliyle giden öcü Papa’nın yerine gelen cici Papa’nın “hoşgörülü” mesajlarını da yorumlamayacağım! İmralı görüşmelerindeki “radyoaktifimsi sızıntının” kimleri, süreci hangi şiddette ve de nasıl etkilediği de dert değil!
Asıl hayati mesele, çizgi dünyasında irticai faaliyetler yürüten, kendini bilmez bir penguen zararlısından, berrak zihinleri korumak! Çizgi dünyasını kamusal alanlaştırmak! Başörtülü penguenleri formatlamak!
Yoksa yakında bu dindar kesim daha bir azıp, Noel Ağacı yerine minare dikmeye kalkar! Donald Duck’un sevgilisi Daisy de penguenden etkilenip, hidayete erer ve başörtüsü takar! Sonra da domino etkisiyle tüm çizgi karakterleri…
Çizgi dünyası İran olur maazallah! Al sana travmatik bir Çizgi baharı!
O halde hadi bundan böyle penguenin, başörtülüsünü değil, çağdaş, laik, Atatürkçü olanını sevelim! Başörtülü, irticai faaliyetler içerisinde bulunan yani haddi aşan penguenleri, kitaplarımızdan def edelim!
Eğitim Sen, çizgi dünyasındaki alkol yasağına da taksın! Öyle ya, Temel Reis çağdaşça alkol alarak çağdaş bir profil çizecek yerde, çocuklara ne diye Ispanak aşılasın?
Hadi Hürriyet bir halt etti ve yaptı bu tımarhanelik haberi! İdeolojik sorumluluk sahibi olarak davranıp kendince, dindar mahallenin başına zabıta kesildi. Ürünleri denetledi. İslami figürler içermesi nedeniyle sakıncalı buldu. Ceza kesti. Kitapları mühürledi. Timaş’ı, “Suçlanan taraf” olarak ilan etti!
Anlayamadığım Timaş’a ne olduğu! Timaş, sadece gülüp geçilecek tipte böyle provokatif bir haberi neden bir “suçlama” olarak kabul etti? Neden “ben yapmadım, Amerikan Kapps Book yaptı” diyerek paniğe kapıldı ki? Neden suçlu psikolojisine girip savunmaya geçti?
Kitaplarda, başörtülü bir figür kullanmak, suç unsuru mu ki?
Hadi onların kafataslarını, ideolojik sel suları bastığı için akli melekeleri devre dışı kalmış! İdrakleri boğulmuş. Beyin kıvrımları düğümlenmiş! Algı yolları tıkanmış! İdeolojik kramplarla kıvranıp duruyorlar da, böyle komik durumlara düşüyorlar.
Peki, Timaş’a ne oluyor?
Yayınevinin reaksiyonunu gören de zanneder ki, “Paytak penguen” başörtüsüyle değil, uyuşturucu maddeyle yakalanmış! Hürriyet’e değil, narkotiğe…
Bana göre bu meselede, Hürriyet’in özür dilerken dahi “suç isnad eden” tutumu ne kadar sorunlu ise, Timaş Yayınevi’nin, “suçluluk psikolojisine girmesi” de o oranda sorunludur.
Mesela Timaş neden sormadı, “İslami kesim, çocuklarına empoze edilen çizgi dünyasındaki kilise, peder, rahibe gibi Hıristiyanlığa ait doneleri çıt çıkartmaksızın sineye çekerken, bir başörtü neden bu kadar zorunuza gitti” diye? “Türk ve yabancı filmlerde aşağılanan, hakir görülen, hatta terörize edilen Müslüman karakterlere bile bizim mahalleden benzer bir reaksiyon olmadığı halde, nedir sizdeki bu telâşe?”
Bu işte, muhafazakâr camia konusunda beni üzen, endişelendiren asıl mesele!