Bütün işleri vurmak kırmak yakmak
Öncelikle muhabirimiz Mehmet Özmen’e geçmiş olsun dileklerimizi ve şifa dualarımızı iletelim.
Yıllardır şu sorunun peşinden giderim.
-“Solun belli bir kesimi anarşiden beslenmektedir. Acaba ülkemiz ve milletimiz için bu kesimin taş üstüne taş koymuşluğu var mıdır?”
Bu mümkün değildir, o zaman; ‘Güneş’e Ay, Ay’a Güneş demek olur ki,’ Güneş’e Ay, Ay’a Güneş de sadece bunlar diyebilir.
Ülkemizdeki solun tarihine baktığımızda öne çıkan üç şey vardır. “talan, tahrip ve tahrik.” Elbet marifetleri bu kadar değildir.
Yine yakın tarih boyunca milletin başına gelen tüm musibetlere bakıldığında da altından solun belli fraksiyonları çıkar.
¥
Hayâl üretmiyoruz, yakın tarih incelendiğinde görülür ki, ülkenin ve milletin çektiği tüm zulümlerin çeşitli katmanlarında sol kesimlerin imzası vardır.
Buyurun kim istiyorsa yakın tarihi “vicdan gözlüğünü” takarak incelesin. Memleketin hangi köşesinde bir gözyaşı varsa, acı varsa, felaket varsa sebebi bellidir.
Fikri olmayanın öfkesi, düşüncesi olmayanın kini vardır. Her ikisi de olmayanın elinden ve dilinden her türlü zorbalık akar.
Türkiye’de sol diktatörlüğünün hüküm sürdüğü yıllardan itibaren günümüze kadar, hemen her aklıselim sahibi insanı geçmişe yolculuğa davet edelim.
Bu yolculukta şahit olacaklardır ki, ne memleket için ne de millet için zerre hayırlı bir adımları olmamıştır.
Mesela bu yolculukta karşımıza çıkacak ilk icraatları ve değişmez tavırları; milletin dini ve milli değer yargılarına karşı çıkışları görülecektir.
¥
Bir toplumun milli ve manevi değerlerine sırt dönen başka halklar olabilir ve onları anlayarak dersiniz ki;
-“Adamların dinleri bizim dinimizden değil, dolayısıyla uğraşırlar. Biz de onlara karşı mücadele edelim.”
Peki malum zihniyete sahip belli bir kesimin, halkımızın dini ve milli değerlerine açtıkları savaşa ne diyeceğiz?
Bu topraklarda yaşayıp da milletin dinine, diyanetine, halkı bir arada tutan mayaya karşı çıkanlardan ne beklenebilir?
Tarih boyunca nice mazlumlar daha feci şekilde bunların hışmına, arbedesine, kırmasına, yakmasına maruz kalmamış mıdır?
Evinde seccadesi bulunan, köyünde minaresi olan veya secde edilen en küçük mezradan en büyük şehirlere kadar, ülkeyi karış karış dolaşsanız, hiçbir metrekaresinde bunların olumlu bir adımına rastlayamazsınız.
¥
Musevilerde de İsevilerde de ve diğer inanç mensuplarında da öyle veya böyle bir Allah inancı vardır ve yeri geldiğinde bu inançlarına sahip çıkarlar.
Fakat bu malum kesimin, ne gibi değer yargıları olduğu ve hangi inanca yakınlık duydukları belli değildir.
Bu sebeple Allah, ilgili kesimin her türlü şerrinden milletimizi ve bütün dünya insanlığını korusun.
Allah’ın dediğinden öte yol gitmez Mehmet Özmen, tekrar geçmiş olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.