İki saatlik yürüyüş - 2
Beden ve ruh sağlığı arasındaki dengeyi kurmuş ve bu doğrultuda bir yaşam felsefesi edinmiş kişi kendini sever ve değerini bilir. Bu kişi başkalarını da aynı minvalde sever ve saygı duyar. Çünkü sevgi ve saygıyı kişi kendisi üretir ve buradan insanlara dağıtır. Bunun için önce sevginin kaynağına sahip olması gerekir. Aksi takdirde sahip olmadığı bir şeyi başkalarına vermesi mümkün değildir…
Sağlık, beden ve ruh bütünlüğü ile birlikte ele alınır. Çünkü sağlıklı bir fizyoloji aynı zamanda kişinin beyin ve ruh kimyasını da etkiler. Bu nedenle hem bireysel hem de toplumsal kaynaklarımızı harekete geçirmeli ve sağlıklı nesillerin yetişmesi için gayret göstermeliyiz.
Çağımızın kronik ve öldürücü hastalıkları listesine giren obezite ile mücadele için ise, işi ciddiye alan bir devlet politikasının geliştirilmesi ve bu çalışmaların desteklenmesi gerekmektedir. Ancak bu çalışmalar kapsamında desteklenen kişilerin kendileriyle ilgili olumlu düşüncelere sahip olmaları ve negatif kalıplardan kurtulmaları gerekir.
Zira bir kişi eğer sağlıklı bir kimlik geliştiremezse, kendine ait olmayan kültür kırıntılarının içinde eriyip gider. Bu gün kapitalist sistemin yaptığı da budur… Topluma empoze edilen “Şişman Kadın” imgesi kapitalist tüketim hastalığının bir sonucudur. Ne yazık ki, bizim kadınlarımız kendilerine aktarılan bu düşüncelere esir olup bütün vaktini görselliğe harcıyor ve özünden yavaş yavaş uzaklaşıyor. “Anadolu Kadını” böyle bir tehditten çok uzaklarda iken şimdilerde o da üretim ve tüketim mekanizmaları arasında türlü risk ve tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır.
Batı kültürü kadını tamamen nesneleştirmesine rağmen dışarıya ihraç edilen algı tam tersidir. Batı’da alabildiğince özgür ve özneldir sanki kadın. Aslında kadın adına kozmetik ve sinema sektörü ile “Görüntü” üzerine yoğunlaşan; “İçerik/Nitelik”ten çok fazla bahsetmeyen bir tiptir onun arzuladığı.
Her şeye rağmen şişmanlık ve kadının toplumsal görev ve işlev adına edindiği tüm şekilsel algı ve endişeler yine de sorun olmaya devam etmektedir. Ancak bu sorunu ortadan kaldırabilmek için cadde boyunca vitrinlere baka baka yürümenin, mutfağı diyet listeleriyle süslemenin, tartıyı kapının eşiğine koymanın, eşofmanları giyip en yakın parka koşmanın ötesinde sağlıklı bir düşünce ve sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirmeye ihtiyacımız vardır.
İlham kaynaklarımız sayılamayacak kadar çoktur. Bina temelin üstünde yükselirken, en önemli şey statik hesabıdır. Terazisi ve mihengi şaşmış düşünce ve eylemler unutmayalım ki, abur cubur ve orantısız tüketim sonrası gelen hazımsızlık ve şişmanlığa benzer.
Kişinin bedenine maraz olan bu düşünce ve eylemleri terbiye etmenin yollarını da dinimiz birkaç formülle bizlere aktarmıştır.
Az yemek; Az uyumak; Az konuşmak; Az gülmek; Hareketli olmak; Sağlıklı beslenmek; Sabah hayata erken başlamak; Öğle uykusu uyumak (mümkünse tabi); Düşünmek, tefekkür etmek; Hayal kurmak ve hedefler belirlemek.
Eğer bu kıstaslara uyarsanız hem kilolarınızı hem de hayatınızla ilgili birçok sorunu halletme, çözme imkânına kavuşabilirsiniz. Ancak bunu kendiniz için isteyin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.