CHP aynen devam!
Mars mars! CHP ne yapmaya gayret ediyor bilmiyorum ama CHPli olmayan biri olarak memnunum. Ben ve benim gibi düşünenler memnun olduğuna göre CHP’nin durumdan hiç hoşnut olmaması gerekir. Ama ne yalan söyleyeyim CHP hiç bir şeyin farkındaymış gibi de gözükmüyor. Oysa Başbakan Erdoğan yerden yere vuruyor CHPyi, onun bile çok farkında oldukları söylenemez. Çözüm sürecinde bir bakanını görevlendirdiğini açıkladı Sayın Başbakan. O da muadili CHP’liyi aramış telefonda görüşmüşler. Partisi ile görüşüp geri döneceğini söylemiş CHPli yetkili. Telefonu kapatış o kapatış o günden beri ne arayan var ne soran’mış… Danimarka yoluna çıkmadan bunu bizlerle paylaşan başbakan istihzalı bir tonda siz bakmayın bunlar böyledir dışarda böyle konuşurlar ama sonra da yapılması gerekeni yapmazlara getiriyor… Ben sayın başbakanı dinlerken biraz da beceriksizdir bunlar diyen bir alt yazı okudum sanki sözlerinde. İki yüzlülüğün de ötesinde bir sorun bu. İki yüzlü olmak bile belli bir bilgi birikimi ve onu belki başkalarınca olmaması gerektiği gibi ama kendince ‘doğru’ şekilde kullanmayı da beraberinde getirir. Ayrıca geride bıraktığın bütün alanları taramayı açıkta hiçbir şeyin bırakılmadığına da emin olmayı gerektirir. Oysa maalesef CHP bunları bile yapabilecek kapasiteden yoksun gözüküyor şimdilik. Sonuçta da ne oluyor? Halk olan biteni görmüyor mu? Tabii ki görüyor, daha başbakanın bakın açıklarım uyarısına fırsat vermeden CHP Loğoğlu’nun çözüm sürecinin CHP kanadını temsil eden vekil olduğunu açıkladı. Ama nafile… Başbakan gündemi kendi yönetiyordu çoktan. CHP’nin açıklaması da sadece tepkisel bir savunma olarak algılandı. Suç üstü yakalanan yaramaz küçük çocuk misali…
CHP’nin bu hafta gelen ikinci ‘tuhaflığı’ diye tasvir edeceğim davranışı da Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’den geldi. Aman Allah’ım adamcağız da ne kadar nefret varmış…bilemiyorum ki bu zamanların insanı mı CHP’li milletvekili. Bana daha çok seksenli bilemediniz doksanlı yılları hatırlatıyor sözleri…
Kamuda kıyafet serbestliği için 12 milyon imza toplayan ve 18 Mart tarihinden itibaren isteyen memurların başörtülü, kravatsız olarak işe gitmesi için eylem başlatan Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) tepki göstermiş Aygün. “Memur-Sen adlı İslamcı sendika ‘kıyafet özgürlüğü’ adı altında başta okullar olmak üzere kamu kurumlarında ‘türbanlı devlet’ için harekete geçti” demiş ve eklemiş “memurlar dün ise türbanla geldi; bu İslamcı sendika KESK’liler içeri atılır ortada yok, cemevi yasaklanır ortada yok, solcu öğrencilere 15-20 yıl ceza verilir ortada yok, Alevi-solcu memurlar fişlenir, işten atılır, sürgün edilir ortada yok, gazetecilere müebbet istenir ortada yok, AKP’nin kolları altında türban eylemi yapar ancak! Kamuda türbanı yasallaştırmak için Memur-Sen’i sahneye süren AKP’nin hedefi Suudi Arabistan tipi barbar, faşist, dinci bir diktatörlüktür! Ey halkım tanı bunları!”
Evet halkım tanı bunları!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.