Bir şeyi nasıl gördüğünüz o şeye hangi pencereden baktığınıza bağlıdır. Eğer insana ve insanı ilgilendiren olaylara İslam’ın penceresinden bakarsanız doğruyu doğru, eğriyi eğri görürsünüz. Küffarın penceresinden bakarsanız karanlığı güneş zanneder ve yolunuzu şaşırırsınız. Bu da öyle bir şey… Bizler için büyük önem arz eden kutsal değerler, karşı tarafa büyük korku veriyor. Bu nedenle Müslümanlara saldırmayı yaşamlarının bir parçası haline getiriyorlar.

Afyon Valiliği’nin, liseli gençlerin mescit talebine destek vermesi ve içkiye getirdiği sınırlama çağdaş kesimin temsilciğini yapan kesimler tarafından eleştiri bombardımanına tutuluyor. Bu güruhlar, yaşamlarını İslam düşmanlığına adadıklarından, insanların inançları ile ilgili taleplerini büyük bir felaket olarak görür ve her şeyin kötüye gittiğini toplumun büyük tehlike ile karşı karşıya olduğunu savunurlar. İnsanların haram ve helal konusundaki hassasiyeti bu kesimler tarafından kabul edilemez birer talep olarak görülür.

Felaket tellallığı yapan bu insanlara baktığınızda, bu toplumdan ne kadar kopuk ve uzak olduklarını fark edersiniz. Onlar toplumu ve toplumun güç aldığı değerleri tanımazlar, tanımak da istemezler.

Köklerine bağlı kalan saf Anadolu insanı, camiyi, namazı, iffet ve erdem sahibi olmayı yaşamının birinci gayesi olarak görür. Buna karşın içki, zina, kumar, hırsızlık, yalan… gibi eylemlerden de uzak durmaya çalışır. Kendilerini çağdaş kesim olarak tanımlayanlar, emperyalistlerin bu topraklara ektikleri tohumlardır, o yüzden bu insanların değerlerine olan bağlılığını hiçbir zaman anlayamazlar. Ve hiçbir zaman bu toplumun sevdiğini sevemez, ağladığına ağlayamaz, sevindiğine sevinemezler. Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe sempati duyarken İslam’a ve Müslümanlara büyük kin kusarlar. Ve… anlaşılıyor ki bu insanların Müslümanlarla ve İslam’la hiçbir bağlantıları yoktur. Bunlar bu güne kadar tıpkı Sabetay Sevi’nin çocukları gibi hareket etmişlerdi ama artık gerçek yüzlerini daha bariz ortaya koyuyorlar.

Şimdilerde agresiflikleri biraz daha artmış durumda… Dini mabede hapsederek, İslam’ın karşı olduğu alkol kumar ve fuhuş kokan eğlencelerinin önünü açmak ve bizim çocuklarımızı özünden uzaklaştırmak istiyorlar. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor, insanlarımız bağırıp çağıran bu güruhların adlarının Müslüman olduğuna bakmıyor kimliklerinin hayatlarına ve dillerine nasıl yansıdığına bakıyor.