Demirel Pakdemirli Kavgası
Bugün de Ekrem Pakdemirli hocanın hatıralarına devam etmek istiyorum. Maden ocağına girmiş gibiyim.
Hele kitapta bir de hiç sevmediğim şahıslarla ilgili hatıralar var ki, tadına doyum olmuyor. Nefsimin pek hoşuna gitti.
Asla sevemediğim kişilerden birisi Süleyman Demirel’dir. Neyse kendimi frenleyip, Sayın Pakdemirli ile olan kavgayı özetlemeye çalışayım.
*
1989’da Otoyol ihalelerinde sorun yaşıyorduk. Türk parası değer kazanmıştı. Böyle olunca otoyolları yapan iş adamlarının maliyetleri artıyordu. Bu iş adamları bize dediler ki;
-“Biz antlaşmalardan vazgeçiyor, işi de bırakıyoruz.” Turgut Bey ile o zaman konuştuk, bu iş adamlarına enflasyondan kaynaklanan farkı vermeyi kararlaştırdık.
Otoyolları yapan bütün firmalara bu enflasyon farkını verdik. Böylece bu müteahhitlerin işlerine devam etmelerini sağladık.
Demirel, Bayındırlık ve İskân Bakanı Cengiz Altınkaya, ondan önceki bakan olan Sefa Giray ve Karayolları Genel Müdürü Coşkun Ulusoy hakkında sahte dosyalarla yolsuzluk iddiaları ortaya attı.
‘Bana oy verin, bunların hesabını sorayım’ dedi. Propaganda yaparken açıktan bize hırsız diyordu.
İktidara gelince Tahkikat Komisyonu kurdurdu ve bu iki bakanı da Yüce Divan’a gönderdi.
Ayrıca bir devlet bakanını geçmiş dönemde yolsuzlukları araştırması için görevlendirdi. O bakana çok baskı yapıldı ve dürüst kalamayacağını anlayarak görevinden ayrıldı.
Yüce Divan’da bu arkadaşların yargılaması bittiğinde ben ANAP genel başkan vekiliydim. O gün Anayasa Mahkemesi bizim arkadaşlarımıza beraat kararı verdi.
¥
Bu sırada yaptığım basın toplantısında; “Süleyman Bey’den bir özür bekliyoruz” dedim. “Çünkü kendisine verilen dosyaların içinden hiçbir şey çıkmamıştır. Eğer özür dilemezse bize vaktiyle söylediklerini ona aynen iade ediyorum.”
Bu konuşmamdan sonra Süleyman Bey Cumhurbaşkanı’na hakaret davası açtı. Mahkemeye çıktık. Mahkeme 38 gün gibi kısa bir zamanda bu davayı bitirdi.
Demirel’in kayınbiraderi hâkimi yazıhanesine çağırdı. Hâkime, ‘Süleyman beyin ricası var, Pakdemirli’nin davasını kabul edin, sizin için Yargıtay üyeliği yolunu açalım’ diyor.
Hâkim de bu duruma hazırdı, davayı kabul ediyor ve 38 gün gibi kısa zamanda benim aleyhimde olmak üzere davayı bitiriyor.
Bu konuşmayı bana o konuşmada yanlarında bulunan kayın biraderinin ortağı anlattı.
¥
Bu dava sonucu ben Demirel’e 83 bin dolar tazminat ödemeye mahkûm oldum. Bu parayı taksite bağlayarak Demirel’e ödedim.
Mahkemeden sonra temyiz için Yargıtay’a başvurduk. Yargıtay’da bu davayı üçe, iki kaybettim. Böylece karar kesinleşti.
Türkiye’de iç hukuk yolları bitince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdum. 2002 seçimlerinden önce AİHM bu davayı sonuçlandırarak benim lehime karar verdi.
Böylece Demirel’e ödediğim 69 bin Euro parayı devletten geri almış oldum. Mahkemeyi kazanmam basında küçük bir yazı ile geçiştirildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.