D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Soykırımlar çağı sürerken, tarihten soykırım çıkarmak!

Soykırımlar çağı sürerken, tarihten soykırım çıkarmak!

Bazı dünya güçleri, Türk ve İslâm düşmanlığını kimlik davası haline getiren bazı etnik unsurlar, Türklere soykırım isnadını ısrarla sürdürürken, dünyada soykırımlar sona erdi mi?

En sıcak hadise Arakan Müslümanları…
Dünyanın doğusunda halen gerçek bir tehcir ve katliam yaşanıyor. Dünya seyrediyor.
Olanı biteni görmemek için kör olmak yetmez!
Türklerin, Müslümanların soykırıma tabi tutulması iki asırdır kesintisiz sürüyor.
Bugün Suriye’de olup bitenleri nasıl tefsir edeceğiz? Her gün yüzlerce kişi göz göre göre öldürülüyor, şehirler güzelim tarihi eserleriyle tahrib ediliyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor.
Filistin nasıl bir “mesele”?
Bu müzmin “mesele” soykırım, katliam kelimeleri kullanılmadan tanımlanabilir mi?
Bosna’da akıtılan Müslümanların kanı kurudu mu?
Hâlâ toplu mezarlar bulunmuyor mu?
Soykırım, katliam, jenosid… Aktüel bir vakıa olmaya devam eder ve dünyaya nizamat verenlerin müdahalesine maruz kalmazken, 98 yıl öncenin tarihinden katliam üretmek, bunu kanunla tescil etmek, hatta aksi düşünceyi mahkûm etmek neyin nesi?
Kanunla, kararname ile tehcir veya soykırım yapıldığını hatırlıyan, duyan, bilen var mı?
Bu gizli ve kirli bir iş yaparken davul çalmaya benzer. O yetmez bando- mızıka çalmak gibi bir şeydir.
İşin tabiatında gizlilik vardır, karartma vardır.
Mesela 6-7 Eylül olayları… Bu yolda küçük, miniminnacık bir provadır. Katliam olmamış, talanla yetinilmiştir. Fakat bu İstanbul Rumlarının göçünü sağlamaya yetmiştir. Yapanlara göre, maksat da hasıl olmuştur!
1915’te Savaş içindeki Osmanlı hükümeti, idari, keyfi bir kararla insanları bulunduğu yerlerinden etmemiştir. Savaş dönemindeki zaruretler sonucu, ordu, kolordu ve tümen kumandanlıklarına tek veya toplu nakil ve iskân yetkisi vermiştir. Uygulamada olup bitenler ayrı bir mevzudur ve sebepleri bilinmez değildir.
Göçürme sonrasının hukuki düzenlemesi de yapılmıştır. Başka yerlere nakledilen şahısların malları ve borçları hakkında kanun çıkarılmış, haklarının korunması için hukuki zemin oluşturulmuştur.
Göçürme sırasında olup bitenler mahkeme konusu yapılmış, mahkemeler işgal döneminde İtilaf devletlerinin gözetiminde davaları sonuçlandırmış, asılanlar, ağır cezalara çarptırılanlar olmuştur.
Yani 1915’in hesabı üzerinden fazla zaman geçirilmeden, dünyanın gözü önünde görülmüştür.
Şimdi bir takım akıldaneler, soykırımı kabul etmeden, özür dilemeden dem vuruyorlar.
Bu ancak Ermenilerin masumiyeti tescil edilirse sözkonusu olabilir.
En az beş yüz bin Müslüman katledilmiştir. Tehcirde ölenlerin canı can da, Ermeni komitacıları tarafından katledilenlerinki patlıcan mı? Onların dâvasını güden neden yok?
Dün yazmıştık, 24 Nisan bir katliam yıldönümü değildir!
24 Nisan, katliam yapan Ermeni komitecilerinin tutuklanma yıldönümüdür! “Tehcir kanunu” olarak adlandırılan geçici kanun ise, bu tarihten neredeyse bir ay sonra çıkmıştır.
Türkiye’nin akıldaneleri bundan bile bihaberdir.
Gerçeği öğrenmek zahmetli, meşakkatli... Propaganda hapını yutmak ise kolay. Yüzüncü yıl tantanasını boşa çıkarmak için yapılacak çok iş var!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi