Necip Fazıl’ın bir mısraı var; “Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın / Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın” diye..

Muhalefet, iktidar için bir ifade ve hız kaynağıdır. İşletmelerde rakip de öyle..
Akıllı ve zeki, dürüst ve cesur bir rakip, sadece ifade ve hız kaynağı değil, aynı zamanda fikir ve tecrübelerinden yararlanabileceğiniz bir kaynak da olabilir
“Akil Adamlar” projesine yönelik eleştirilere bakıyorum da, çoğu eleştiri bile değil. Yalan, iftira, tehdit, saptırma.. Pek az ciddiye alınacak şey var eleştirilerin içinde.. Ama yine de bu haliyle bile “muhalefet” gerekli ve değerli. Bir defa, karşı safta duranların kim olduğu ortaya çıkıyor.. İleri sürdükleri argümanların zayıflığı hemen kendini gösteriyor.. Bu tür rüzgarlar, ateşi yayar ve büyütür.. Bana kalırsa akil adamlar projesinin etki ve yaygınlığında CHP ve MHP’nin büyük katkısı olmuştur..
Kuşkusuz ciddi ve saygın bir muhalefet daha iyi olurdu ama, hiç konuşmamalarındansa böyle de olsa konuşmaları iyi.. Yoksa sessiz sedasız bu iş başladığı gibi bitecekti.. Hâlâ basında, kamuoyunda, sosyal mediada tartışılıyorsa bunda muhalefetin payını görmemezlikten gelemeyiz..
Sakarya’da, Yücel Sayman’ın da bulunduğu forumda muhalefetin tepkisi olmasa insanlar nasıl bu işten haberdar olacaklardı.. Yücel Sayman da ironik bir şovla tepki gösterenlere, onların anlayacakları dilden cevap verdi.. Karşı taraf da bu mesajı anlamış olmalı.. Çünki aldıkları cevap kendi dillerindendi..
Akil adamlar toplantısı başladığında zaten destek çok yüksekti.. Bazı bölgelerde %90’a yaklaşıyordu.. Ortalama %70’e yakındı.. Bir ay sonra bugün gelinen noktada, destek %70’i aşmış durumda.. CHP gidişatı gördü ve geri çekildi.. MHP ve Kemalist-sosyalist ulusalcı cephe devam ediyor..
Muhalefet başlangıçta çok kötü girdi. Önce isimler üzerinden gittiler.. Türkiye’nin tanıdığı bu 63 kişiyi tek tek karşılarına aldılar.. Ne diyecekleri, çalışma esaslarını bilemedikleri için, daha hiçbir açıklama yokken, heyet adına açıklamalarda bulundular.. “Nasihat heyeti“ dediler, “ikna heyeti” dediler, Dediklerinin hiçbiri gerçekleşmedi. Sonra da şartlanmış bir şekilde, kim ne derse desin üzerine gitmeye başladılar.. İnsaf ya hu! Evdeki hesap çarşıya uymayınca ne diyeceklerini bilemediler.. Bu 63 kişinin her birinin referansı farklı, önerisi farklı.. Zaten 7 kişiden oluşuyor her heyet ve 9 kişilik heyette dindar, sol, liberal herkes var.. Sonuçta kazanan yine barış oldu..
Heyet üyeleri ne derse desin, birileri hayır diyor ve başka bir şey de demiyor. Niye karşılar, ne istiyorlar belli değil.. Tutturmuş “Türkiye bölünüyor”! Kim bölünüyor, nasıl bölünüyor. Terör biterse niye ülke bölünür? Süreç başladığından beri çatışma olmuyor..
Kimine göre bu işin içinde bir iş olmalı. Mutlaka işin içinde Amerika vardır ve bir oyun oynanıyor. Kimilerine göre ABD olmadan hiçbir şey olamaz. Peki ne yapılması gerek, nasıl yapılması gerek. Söyleyecekleri bir sözleri de yok..
CHP ve MHP’nin sıkıntısı belli. Terör biterse, AK Parti büyük çoğunlukla hem yerel ve hem de genel seçimleri kazanır.. CHP ve MHP’nin de varlık sebebi, söyleyecekleri söz kalmaz.. Yine aynı şekilde arkasına bu rüzgarı alan Erdoğan Anayasa değişikliğini de gerçekleştirir, başkanlık koltuğuna da oturur.
Bütün sıkıntıları bu.. Bir de, Ergenekonun ucu geldi Ankara’ya dayandı.. 28 Şubat, Özal suikastı, Muhsin Yazıcıoğlu davası, Bülent Arınç suikastı davası, hepsi arkası arkasına gelecek.. Bu işin içinde, hep söylüyorum, Bürokrasi, STK, Şeyh, Fahişe herkes var.. Profesör de var hakim de, savcı da.. Sanatçı da var.. Eğer derin gerçek ortaya çıkacak olursa bu durumda birilerinin siyasi hayatı da, partisinin misyonu da sona erer..
Dikkat ederseniz derin yapının dış bağlantıları da ortaya çıkmadı daha. Yunanistan, Bulgaristan, İsrail, Suriye, Rusya, Amerika, Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Belçika vs..
Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçmesine karşı çıkan sadece CHP ve MHP değil.. Amerika da bunu istemiyor aslında.. Tabii bu iddia Erdoğan’ın Amerika’nın adamı olduğu iddiası ile çelişiyor..
Evet akil adamlar, ilk ayın ardından 2. ayın ilk yarısında yine arazide olacaklar ve sonra da raporlarını yazacaklar. Bu arada gitmedikleri il de kalmamış olacaklar..
Bana kalırsa her şeye rağmen başarılı bir süreç yaşanıyor.. Mayıs sonu rapor açıklandığında yine tartışmalar devam edecektir.. Ardından belki devam kararı verilir.. Bu heyet görevine devam etsin ya da etmesin. Barış girişimi devam edecek. STK’lar, Media bu konuyu tartışmaya devam edecek. Merkezi bir oryantasyon olmasa da bu 63 kişi, belki bu kez iki katı yerel aktörle birlikte barıştan ya da çabalarını sürdürecekler..
Bana kalırsa her şey beklenenden daha iyi. Herkes için söylüyorum, durmak yok, yola devam!. Muhalefete gelince, gideceği yeri bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz.. Kaptan Kılıçdaroğlu ve Kaptan Bahçeli, önce kendi aralarında dümeni sağa mı, sola mı kıracaklar, ona bir karar versinler, gerisi kolay. Selâm ve dua ile..