İran’da neler oluyor..
Bölgede önemli gelişmeler oluyor.
Suriye’de sanki sona yaklaşılmış gibi.
Anlamakta güçlük çektiğimiz olaylar var. Mesela Suriye’de Rus yolcu uçağına çifte füze fırlatılması gibi.
Hizbullah’ın Zeynebiye’ye yönelik saldırı ihtimalini gündeme getirmesi ve Hariri’nin Hizbullah’a cevabı gibi.. Hizbullah’ın Zeynebiye vurgusunun arkasında bölgedeki çatışmayı derinleştirmek isteyen güçlerin bu tür bir saldırısına karşı herkesin dikkatli olması gerekir.. Bu açıdan bu açıklama son derece talihsiz bir açıklama olmuştur..
Bu arada gerçekten Ahmedinecat 7 saat gözaltına alındı mı İran da.. Mecliste konuşturulmamasının ardından yaşanan gelişmeler dikkat çekici.
Hameney’in “Suriye rejimi Şii değil, muhalefet de Sünni değil” açıklamasını nasıl okumak gerek. Zaten muhalefeti kimse sünni blok olarak tanımlamıyordu ki. Muhalefet hareketi içinde Esed rejime karşı çıkan herkes var.. Orası bir koalisyon.. Ama sormak gerek, Eğer Esed Şii değil ise Ahmedinecat ve Lübnan Hizbullahı Suriye’de kimle koalisyon kuruyor?
Eğer muhalefet batı ve ABD ile işbirliği yaptığı için “kötü”ise İran ve Esed rejimi Çin ev Rusya ile ittifak yaparken ne yapmış oluyordu?
İran’da ilginç gelişmeler oluyor ve seçime doğru daha bir çok sürpriz için de hazırlıklı olmak gerek..
Bu arada bölgeyle ilgili iki ilginç haber daha geldi.. Bölgede İran ve Lübnan hizbullahının askeri varlığı biliniyordu.. Türkiye’den ve Irak’tan girişler olduğu da.. Irak’tan hem Şii ve hem de Kürt savaşçıların girdiği biliniyor.. Türkiye daha çok Irak’tan gelenlerin yaralı ve yakınlarını bıraktıktan sonra ülkelerine geri dönerek Esed rejimine dirindikleri de bilinen bir gerçek. Bir başka gerçek de Türkiye’den Muhaberat ve Şebbiha ile ilişkili Sol-Nuseyri grubların Suriye’ye gidip geldikleri..
Son gelen haber ise 1200 kadar PKK’lının Suriye’ye girdikleri ve PYD ile temasa geçtikleri, daha sonra da çatışma bölgelerine dağıldıkları yönünde..
İddialar ne kadar doğru bilmiyorum ama öte yandan özel donanımlı Blackwater’e bağlı paralı profesyonel askerlerden söz ediyorum. “İnsan avcısı” profesyoneller bunlar..
Deniyor ki, Esed yeniden kendine kaçacak yer aramaya başladı. Hamile karısını İran’a göndermiş. Ailenin bir kısmı Dubai de, bir kısmı İngiltere de, bir kısmı Fransa da..
Bu arada Suriye’ye giriş yapan PKK’lıların, “özel kuvvetler”den olduğu da gelen bilgiler arasında. Yani daha önce ABD’ye götürüp Amerikan vatandaşlığına geçen, PKK içinde “hizmet veren” özel bir birlik..
Bunun anlamı şu: ABD kendi silahlı kuvvetleri ile olmasa da, başka bir kimlik altında.. Özel birlikle artık Suriye’ye girmiş durumda..
Ruslar bölgede zaten varlar.. Tartus’taki Rus birlikleri çekilmeye devam etseler de Suriye’deki varlıklarını sürdürüyorlar..
Herhalde İngiltere ve Fransa da en azından istibarat güçleri ile bölgede var olsalar gerek. Hizbullah, Lübnan’dan ülkeye fiilen giriş yapan bir diğer ülke..
Şimdi yeni tartışma konusu, Esed sonrası Suriye’den önce, Suriye sonrası sıradaki ülkenin hangisi olacağı.. İlk akla gelen 3 ülke, İran, Suudi Arabistan veya Özbekistan..
İran, hem içeride stabilazasyonu sağlamak, hem İslam dünyasında dikkatleri üzerine çekmek için İsrail konusunda bir atağa kalkışarak seçim öncesi bir çıkış yaparak, seçimleri erteletebilir mi?
Eğer seçimler zamanında yapılacaksa bu seçimler Ahmedinecat ve partisi için bir hezimete dönüşebilir.. Böyle bir sonuç İran’da yeni çatışmaları, hesaplaşmaları beraberinde getirecektir.. Ahmedinecat’ın bir şekilde görevini sürdürmeye devam etmesi de yeni sorunlara sebeb olacaktır.. Yani İran’da suların durulmayacağı, hatta her gün biraz daha karmaşık hale geleceğini göstermektedir..
Bu durumda sormak gerekiyor, aceba İran yönetiminin Suriye politikası, dikkatleri dışarıya çekmek için bir oyundan mı ibaretti.. Eğer Suriye rejiminin tek dayanağı İran ise, artık yolun sonuna gelinmiş demektir.. Çünki İran yönetimi şu haliyle kendisi himmete muhtaç bir dede iken nerde ki gayrıya himmet ede!
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.