Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Türk Şaron!

Türk Şaron!

Hâlâ bitkisel hayatta yaşayan ve bu yönüyle ibret-i alem olan Şaron 1982 yılında Beyrut’u işgal ettikten sonra Maruni komutanlardan Elie Hubeyka ile işbirliği halinde Sabra Şatilla katliamını irtikap emişti. 16-18 Eylül 1982’de Hubeyka’nın adamları ve Hıristiyan milisler o dönemde Beyrut Havaalanı’nın kuzeyini kontrol eden İsrail askerlerinin gözünün önünde ve onların top atışı desteğinde Sabra ve Şatilla mülteci kamplarına girmiş, yüzlerce silahsız Filistinli ve Müslüman Lübnanlı’yı hunharca katletmişti. O sıralarda bu katliam “iç hesaplaşma” olarak takdim edilmişti. Elie Hubeyka 2002 başlarında bir suikasta uğrayarak sırlarıyla birlikte mezara girdi. Lakin İsrail ile bağlantısından sonra baba Esat’a yakınlaşmıştı. Burası daha mühim. Aynen Michael Aoun meselesi gibi. Suriye ile çarpışan Aoun daha sonra Hizbullah ortaklığı üzerinden Suriye eksenine dahil olmuştu. Çoğunluk ve Sünni nefreti onları bir araya getirmişti. Sabra ve Şatilla katilamının üzerinden 31 yıldan fazla bir vakit geçti. Suriye rejimi Elie Hubeyka ve Şaron’un kaldığı yerden icraatlarına devam ediyor. Sünnilere yönelik olarak Sırp çeteler gibi her gün ve her ay büyüklü küçüklü katliam yapıyor. Toplu katliamların sayısı çoktan 20’yi aştı. Bu katliamlardan sonuncularından birisi olan sahil kesiminde ve Banyas ve Beyza köyünde gerçekleştirilen katliama Hizbullah unsurlarının da katıldığı bir gerçek. Artık ne İran ne de Hizbullah yaptıklarını saklama gereği duyuyor. Cürümlerini açıktan işliyorlar. Sadece İsrail’e karşılık veremiyorlar. Çünkü İsrail, Suriye halkı gibi değil hem üstün silahı hem de arkası ve sahibi var. ‘İsrail Hizbullah’ın rehberi’ başlıklı yazısında Nehar gazetesi yazarı Ahmet Ayyaş, Sabra ve Şatilla katliamı ile Banyas katliamı arasında bağlantı kuruyor ve bu yeni katliamda Elie Hubeyka’nın yerini çakma Hizbullah Lideri Hasan Nasrullah’ın aldığını ifade etmektedir.

¥
Bu katliamın asıl mimarı ise bir ‘Türk’ ya da Türkiyeli. Ulusalcı kesimin ortaklarından. Bir youtube belgesinde ve kasetinde önce Hizbullah mollalarının önünde bir konuşma yaparken görülüyor. Sahil halkının (Nuseyriler kastediliyor) Haçlılara ve İngiliz ve Fransızlara karşı sahili savunduklarını söyledikten sonra meseleyi Selçuklu ve Osmanlılara getiriyor. Tarihin yeni araçlarla tekerrür ettiğini ifade ediyor. Bu bizim de katıldığımız bir husustur. O bu meseleyi anlıyor da Vamık Volkan gibiler anlamak istemiyor. Tarihin tekerrüründen nefret ediyorlar. Zira tarih onlara göre felaket demektir. Tarihten sıyrılmak ise cennete dönmek! Nuseyri Şaron, Sahil halkının Selçuklulara ve Osmanlılara karşı direndiğini de söylüyor. Fransızlar ve İngilizler dolgu maddesi olarak kullandıktan sonra meseleyi Sünni devletlere getiriyor. Ona göre asıl düşman odak Selçuklu ve Osmanlı. Zaten konuşmasında açıkça bunu dile getiriyor. Sahildeki Sünni ahaliyi de bunun için katlediyor. Osmanlı’dan önce Salahaddin ve Memlüklüleri ve Baybars’ı unutmuş görünüyor. Önce görüntüleri youtube’a düşen, Beyza ve Banyas katilamının mimarının kimliği daha sonra taramalarla ortaya çıkıyor. Çıka çıkan PKK eski ortaklarından şebbiha arasında Ali Kiyali olarak tanınan Hatay nüfusuna kayıtlı Miraç Oral çıkıyor! Meğer Banyas Şaron’u bizim toprakların Şaron’u imiş. Bu katliamla birlikte muhaliflerin Akdeniz’e çıkmalarını engellediklerini söylüyor. Tersinden okuduğunuzda Nuseyri devletinin hayat alanını teminat altına aldıklarını söylemek istiyor. Youtube görüntülerinde ismi bilinmediğinden dolayı önce kendisine Nuseyri Şaron yakıştırması yapılıyor. Zira vücut hatları ve katilam teknikleri Şaron’u aratmıyor. Meğer adam daha yakından biri imiş. Suriyeli Şaron derken şebbih Şaron Türkiye kayıtlı çıktı. Nuseyri ve Hizbullah ortak güçlerine komuta eden Şaron, Miraç Oral.
¥
Yeni ulaşılan fotoğraflarında Apo ile samimi pozları görülüyor (http://www.islammemo.cc/ akhbar/syria-althawra/2013/05/07/171766.html ). Apo’nun eski gözdelerinden olduğu anlaşılıyor. Şimdi de Esat’ların gözdesi ve müşterek misyon adına Sünni katliamı yapıyor. Miraç Oral Filistin kefiyesi içinde tam bir Şaron’a benziyor. Esat da direniş edebiyatı altında Beni İsrail kralı değil mi? Maliki’nin Havice katliamından sonra hemen Beyza katliamı irtikap ediliyor ve katliamının ardından Suriye rejimi kanallarında ekrana çıkan Miraç Oral çoluk çocuk katliamı üzerinden zafere ulaştıklarını söylüyor. İsrail de tam bu sırada bir parazit yaparak Suriye rejiminin imdadına yetişiyor ve ortalığı karıştırarak katliamı haberlerini küllendiriyor. İslam dünyasına ve bu dünyanın özünü teşkil eden Sünni dünyasına karşı bir Şaron’lar ittifakı göze çarpıyor. Üzücü olan hâlâ düşmanı kurtarıcı kılığında görenlerin olmasıdır. Bu da bizim kusurumuz. Demek ki kendimizi ve düşmanlarımızı pek iyi anlatamamışız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi