Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Sayın Başbakanım!..

Sayın Başbakanım!..

Yazacaklarımın bazı çevreler tarafından “yağcılık ve yandaşlık” olarak algılanacağını biliyorum, lakin böyle olmadığını en iyi siz bilirsiniz…

Çünkü ne sizden, ne iktidarınızdan fert ve aile olarak hiçbir beklentimiz olmadı, hiçbir çıkar elde etmedik, hiçbir çıkarın arkasında koşmadık. Bu duruşumuz bundan sonra da böyle devam edecek.
Sizi insan olarak çok seviyorum, Başbakan olarak da çok takdir ediyorum.
28 Şubat generalleriyle medya, siyaset ve üniversite kompradorlarının perişan ettiği Türkiye’yi, uçurumun kenarından aldıktan sonra hem ekonomik, hem de itibar açısından hatırı sayılır ülkeler arasına soktunuz…
Kıyamete kadar ödenmeyeceğini düşündüğümüz IMF borçlarını sıfırladıktan başka, kredi bile açtınız…
İflas etmiş ülkemi, üstelik Amerika ve Avrupa ekonomik krizlerle boğuşurken, büyük yatırımlar (havaalanı ve köprü, Marmaray gibi) yapabilen iki ülkeden (öbürü Çin) biri haline getirdiniz (gelir dağılımında adalet açısından aynı şeyi maalesef söyleyemem)…
Özellikle, Türkiye’yi ortaçağ ülkeleriyle eşitleyen askeri darbelere karşı tutumunuz, hele de 27 Nisan müdahalesi sonrasında yaptığınız açıklamayla kelleyi koltuğa alışınız, bütün milleti derinden etkiledi…
İlk kez bir Başbakan Türkiye’nin önüne hedefler koydu: 2023 ve 2071…
Hedefi olmayan devletin ve insanın patinaj yapacağını, ilk kez siz fark ettiniz. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren biri dini (İ’lâ-i Kelimetullah), diğeri milli (Kızılelma=Roma’nın fethi) olmak üzere iki büyük hedefe kilitlendiğini ve o hedefler istikametinde ilerleyip yükseldiğini siz gördünüz… Çünkü siz, hedefini kaybedenin kaybolacağını çok iyi biliyorsunuz…
Yine Türkiye Cumhuriyeti başbakanları arasında ilk kez siz Osmanlı coğrafyasındaki devletlerle iyi ilişkilere girdiniz. Ne Ortadoğu’yu dışladınız, ne Avrupa’yı; zaman zaman istenmeyen sonuçlarla karşılaşsanız da (Suriye olayı gibi) ısrarla, ihlâsla hedefinize yürüdünüz.
Bu netameli coğrafyada hesapların aynen tutması zaten mümkün değildi. Karşılaşılan bazı sürprizleri soğukkanlılıkla göğüslediniz. Hedefinizden sapmadınız.
Bu soğukkanlı duruşunuz bana Yavuz Sultan Selim’in (ki çok isabetli bir kararla yeni köprüye ismini verdiniz) “Galibiyete ve mağlubiyete aynı soğukkanlılıkla yaklaşabilen idarecinin Allah yolunu açar” sözünü hatırlattı, büyük hatalardan korunmanız için hep dua ettim.
Sizin döneminizde de ulaşılamaz bakanlar, milletvekilleri, müsteşarlar, bürokratlar yine oldu, ama siz hiçbir zaman “ulaşılamaz” olmadınız, gurura kapılmadınız, güç gösterisi yapmadınız.  
 İmam-hatiplerin önünü tekrar açtınız, itibarını iade ettiniz, başlarını yerden kaldırdınız… Rakı içmediği ya da namaz kıldığı için ordudan atılan binlerce mağdur subay ve astsubaya özlük haklarıyla birlikte itibarlarını da iade ettiniz…
Başörtülüler-şimdilik de olsa-mağduriyetten kurtuldu, sayenizde rahatça okullarına gidiyor, bazı devlet kurumlarında çalışabiliyor, avukatlar duruşmalara girebiliyorlar…
Söyleniş zamanı ve tarzı açısından “Hast…” (afedersiniz) anlamına aldığım meşhur “van minute” (bir dakika) restinizle İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’i eşekten düşmüşten beter ettiğiniz gün, yüreğim serinledi…
Böyle bir restle ilk kez karşılaştığı yüz ifadesinden öylesine belliydi ki, nutku tutuldu. İsrail’in “üstünlük” efsanesi tek kelime ile çöktü. Ardından Mavi Marmara konusunda özür geldi.
Barış ve kardeşlik yolunu açtınız. Kırk yıldır süren ve kırk bin cana mal olan terör, dört aydır sessiz: Dört aydır dağlardan cenaze yerine çiçek topluyor, piknik yapıyoruz. Bütün bunlar omurgalı duruşunuz sayesinde oldu, sağolun!
Şimdi, başarı kitabınızın kapağı olacak üç istirhamım var:
1. Artık Ayasofya’yı ibadete açın, tarihe geçin, kıyamete kadar rahmetle, minnetle hatırlanın (bu konuda gizli anlaşmalar varsa lütfen millete açıklayın)…
2. Taksim Gezisi’ndeki ağaçları kestirmeyin. AVM yaptırmayın. Unutmayın ki, biz, kurak günlerde sokaktaki ağaçları sulayan ve yabancı gezginler tarafından hayretle, takdirle bahsedilen çevreci bir ecdadın torunlarıyız.
3. Dar gelirli kesimi rahatlatacak tedbirleri bir an önce alın.
Saygı ve teşekkürlerimle…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi