Fas’tan tanıdığımız simalar
Rabat-Son yıllarda Fas ile Türkiye arasında ticari, kültür ve fikir köprüleri atıldı ve kuruldu. Fas ile Türkler arasında ilişkiler gecikmeli olarak kurulsa da gelişmeye çok açık. Hatta hiç beklenmedik bir biçimde fikir köprüleri alanında bile sıçramalar yaşandı. Fas bizim tanımadığımız farklı bir iklimi ve kültür havzasını temsil ediyor. Osmanlı döneminde Fas sınırında kalmışız. Öteye geçememişiz. İlişkilerimiz fazla derinleşememiş ve kökleşememiş. Fas Endülüs’ün her yönüyle varisi sayılır. Bu itibarla zengin bir kültür. Son yıllarda kültürel köprülerin kurulmasıyla birlikte birçok ilim ve fikir simasını tanıdık. Fas orijinal düşünür ve ilim adamlarının yatağı ve ocağıdır. Taha Abdurrahman bunlardan birisidir. Özellikle de kavramların yerli yerine oturtulması noktasında (ta’sili) gayretleri var. İnançta, ahlakta ve fikirde istikameti temsil ediyor. Geleneksel çizgimizi sürdürüyor, günümüze taşıyor ve modernizmin itibarsızlaştırdıklarına iade-i itibar sağlıyor. Bu alanda özellikle kelama iade-i itibarda bulunuyor ve Gazali çizgisini sürdürüyor, günümüze taşıyor. Keza itibarsızlaştırılan veya itibarsızlaştırılmaya çalışılan tasavvufa da iade-i itibarda bulunuyor. Tasavvuf ahlak, davranış, tezkiye olmasının yanında bunun getirdiği bir de marifet boyutu ve iklimi var. Tasavvuf yolu kendisine has bir marifet kapısıdır. Cenab-ı Hak ‘ittekullah yuallimukumullah/ Allah’dan ittika edin o size öğretsin’ buyurmaktadır. Tasavvuf ittika makamı haline gelirse elbette ki marifet kapısı olur. Ledünni ilmin merdiveni haline gelir. Taha Abdurrahman sufi deneyimini günümüzün diline uyarlıyor, yansıtıyor. Ahlak ve tezkiye her zaman lazım olduğu için onu öğreten ocağa ve ricale de ihtiyaç daimidir. Taha Abdurrahman bu gerçeğe vurgu yapıyor.
¥
Tanıdığımız ve görüştüğümüz bağımsız alimlerden birisi de Ferid Ensari idi. Fas’ın bereket kaynaklarından birisiydi. Rahmeti rahmana kavuştu ve son demlerini Türkiye’de geçirdi. Rabbani bir alimdi. Fas’ta Bediüzzaman’a bir menfez ve pencere açtı ve Son Süvari adlı eseriyle Bediüzzaman’ın hayatını destanlaştırdı. Belki de Ferid Ensari’yi Bediüzzaman’a çeken ve bağlayan yön, temsil ettiği yüce ahlak olmalıdır. Ferid Ensari’nin ötesinde Fas’ta iki köklü İslami akım var. Bunlardan birisi Tevhit ve Islah Hareketidir. Bu hareketin en önemli fikri rehberi Ahmet Raysuni olup İslam alemi tarafından tanınmaktadır. Kendisi usulcüdür (fıkıh usulu). Tevhit ve Islah hareketinin siyasi kolu ise Fas AKP’sidir. Başbakan Erdoğan heyetiyle birlikte başta Fas devletinin ve ikinci olarak da Fas AKP’sinin ve Başbakan Ben Kiran’ın davetlisi olarak bu ülkeye gitti. Ürdün gibi ülkelerden farklı olarak Fas’ta Kraliyet rejimi altında (Mahzen) İslami bir model veya deneyim yaşanıyor. Rejimi yıkmadan ona bir İslami aşı ve damga vurma söz konusu. Fas siyasi kapıdan Arap Baharına dahil olmuş oldu. Devrim geçirmeden siyasi bir manevra ile Fas İslamcılarının önünü açan, Fas rejimi (Mahzen) böylece halkın enerjisini boşaltmış ya da yönlendirmiş oldu. Fas AKP’sinin bu yönde devrime karşı paratoner olarak kullanıldığı söylenebilir. Fas AKP’sine saygımızla birlikte yine de ‘paratoner İslamcılar’ tabirine uygun bir yapı arz ettiğini söylemeliyiz. Bardağın boş tarafından baktığınızda öyle gözüküyor. Dolu tarafını da belki zamanla göreceğiz.
¥
Arap Baharının getirdiği rüzgarla birlikte kurulan hükümetlerde orada burada tanıdık bakanlarımız oldu. Mısır’da Enformasyon Bakanı Salah Abdulmaksut, eski dostlarımızdan birisi. FAS AKP’si içinde de böyle simalar var. Bunlardan birisi de Fas Adalet ve Özgürlükler Bakanı Mustafa Remid. Kendisi hukukçu ve aynı zamanda yayıncı. Sudan gibi ülkelerde tanışmış ve görüşmüştük. Nereden nereye! Fas’ın bir diğer önemli cemaati ise El Adlu ve’l İhsan Cemaati. Sistematik muhalefeti seçmiş bulunuyor. Yöntem olarak şiddete karşı olmakla birlikte rejimin yapısına da karşı çıkıyor. Karma ve uzlaşma arayışlarına karşı çıkıyor. Cemaatin kurucusu olan Abdusselam Yasin vefat etti. Abdusselam velut yazarlardan birisi. Onlarca kitabı var. Bunun ötesinde yapıları sufileri benziyor. Tasavvuftan mülhem bir anlayış. Hatta onları asrın ‘devrimci sufileri’ olarak anmak veya ifade etmek de mümkündür.
Elbet Fas bu isimlerden ibaret değil . Muhammed Abid Cabiri, Türk okurların yakından tanıdığı isimlerden birisi. Gerçek bir ansiklobedist. Ahmet Emin’in daha modern bir versiyonu. Yorulurcasına okuyan ve yorulurcasına yazan bir isimdi. Fas ile Türkiye birbirini yeni yeni tanıyor. Başbakan Erdoğan’ın bu tarihi ziyareti bu tanışma faslında yeni bir ufuk, sayfa açacak, etap ve kilometre taşı olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.