Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Kambersiz düğün olur mu…

Kambersiz düğün olur mu…

CIA’siz Mossad’sız Gezi olur mu… Tekerlememi okuyunca hemen tepki göstermesin bazı okurlarımız. Komplo teorilerinin çokça başvurulduğu siyaset dünyamızda bunlar genelde işin sulandırılması, sağlıklı bir zeminden çekilip demogojiye açık polemiklere dönüştürülerek konunun merkezden uzaklaştırılmasına hizmet eder. Bunu biliyorum. Ancak reel politika da yıllardır az çok okumakla da iştigal ediyorum. Öte taraftan ajan denen zatın, alnında ajan ibaresiyle, öyle elini kolunu sallayarak, üzerinde hizmet ettiği ülkenin pasaportunu taşıyarak dolaşmayacağını bilmeyecek kadar da saf değilim…O zaman şu çıkarım çok da yanlış olmaz: Gezi’de herkes olabilir, vardır da. Bölgede çıkarı olan ne kadar ülke ve kim varsa orada bir şekilde var olacaktır ki o veya bu yönde çalışsın…

Uluslararası basının Gezi Parkı’ndaki olaylarla ilgili daha ilk günden itibaren yapmış olduğu taraflı haberleri ilk duyduğumda, içimden endişeyle neler olacak acaba diye geçirmiştim. İslamcı Erdoğan hükümeti karşısında laikçi Geziciler diye vermişti CNN’in Ivan Watson’ı. Öyle miydi hayır, ama bunun böyle olmadığı hiç de ilgilendirmiyordu dünyayı. Söz çıkmıştı bir kere. Sonra Reuters’ın resim eşliğinde yalan haberi, sonra BBC’nin ki geldi. Amerika’nın neocon tabir edilen kelime manasıyla yeni-muhafazakar kesimi hiç bir zaman Erdoğan’ı sevmedi. Bu tabii idi. Zira onlar Cumhuriyetçi evanjelistler dışında kimseyi sevmez, İsrail’in çıkarlarına ters düşeceğini düşündükleri hiç bir gelişmeyi de onaylamazlardı. Başından sevmediler AK Parti’yi, ağzıyla kuş tutsa bir kusur buldular, bir kulp taktılar, gözünün üstünde kaşın var dediler. Alman basını keza. Dışımızdaki Kemalistler de diyebiliriz onlara. Merak etmeyin, içimizdeki 28 Şubatçılardan da bağımsız değildi bunlar kanımca. Buralardaki uzantılarını da tahmin edebiliyorum, bu sizin için de çok zor olmasa gerek… Şimdi de sanki hepsi anlaşmışlar gibi bir ağızdan aynı tonda terör yayıyorlar…
Aslında uluslararası basın baklayı ilk günden çıkarmış oldu ağzından. Uzun zamandır bekledikleri bir durumdu bu. İstedikleri gibi olmayınca, istedikleri çerçeveye çekiverdiler tartışmayı. Ancak öyle reyting alarak, ancak öyle ilgi toplayacaklardı. Türkiye’yi de stabiliteden nasibini bir türlü alamayan Ortadoğu’ya böylece eklemleyeceklerdi.
Dış basının burada fonksiyonu diğer ülke vatandaşlarını Türkiye ile ilgili olarak bilgilendirmek değildi hiç şüphesiz. Bunun ötesinde Türkiye’ye karşı Batı ülkelerinden bir blok oluşturabilmekti. Bu gayretin ilk sonuçlarından biri ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den gelen açıklamaydı. Neyse ki Dış İşleri Bakanından cevap gecikmedi. ABD’nin geçen sene Wall Street’te yaşadığı benzer ‘işgal’ şimdi Türkiye’nin başındaydı ve Amerikan polisi hiç de öyle merhametli davranmamıştı kendi işgalcilerine. Aslında bu mukayese polis kuvvetlerinin devreye girmesi dışında benzerlik de arzetmiyordu, dolayısıyla çok da uygun değildi. Zira, Wall Street’teki eylem dünyayı sömüren borsa odaklarına karşıydı ve haklılığı kesindi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Merve Kavakçı İslam Arşivi