Daha ne İstiyorlar?
BU gürültücü vurup kırıcı kalabalıklar ne istiyor? Demokrasi ve laiklik mi? Bildikleri gibi yaşamak mı? Hürriyet mi?
Bunların hepsi yok mu Türkiyede?..
İçki yasaklanacakmış… Yalan yalan yalan… Türkiye şu anda kocaman bir meyhanedir sanki.
Zina mı istiyorlar? Türkiye şu anda M. Kemal devrinden bile ileridir zina konusunda, çünkü yeni Ceza Kanununda zina suç değildir artık.
Muhalefet yapmak hürriyeti mi istiyorlar? Bol bol yapılıyor zaten. Bir Cumhuriyet alın, bir de Sözcü, okuyun. Bundan daha sert muhalefet olur mu?
Çoğulculuk mu istiyorlar?.. Bizde âlâsı var onun.
Millet Meclisinde herkes konuşuyor, bazen havada küfürler uçuşuyor.
Atatürk, İsmet, Celal Bayar zamanında yasak olan Komünist Partisi bile kuruldu.
Atatürkü devirmek isteyen Nazım’ı en çok Atatürkçüler seviyor.
Öyle bir demokrasi var ki bizde dinsizlik, densizlik, donsuzluk bile serbest.
1924’ten bu yana Türkiyede bugünkü kadar demokrasi, çoğulculuk, serbestlik olmamıştır.
Bir adamla bir kadın beraber yaşamaya karar veriyorlar. Nikah mikah yapmadan yaşıyorlar. Çocukları oluyor, nüfusa kayd ediliyor… M. Kemal, İsmet zamanında böyle bir şey olabilir miydi?
M. Kemal ve İsmet zamanında bira bile ruhsatla satılabiliyordu. Şimdi limonata gazoz çay gibi satılıp içiliyor serbestçe.
Göklerde vızır vızır uçaklar, otoyollarda seller gibi akan lüks otomobiller, her yer beş yıldızlı otel dolu. Beş yıldızlısını beğenmeyen yedi yıldızlıda yatıyor. AVM’ler pıtrak gibi açılıyor. Lüks, israf, sefahat… Daha ne istiyorlar? Türkiyenin Küba gibi olmasını mı?
Ülkemizde yasaklar da var ama ilericiler, çağdaşlar, ateistler için değil.
Başörtülü kadın avukatlara, öğretmenlere, memurelere hala baskı yapılıyor.
İslam medreseleri hala kapalı.
Tasavvuf tekkeleri hala kapalı.
Müslümanların devletten bağımsız bir Din İşleri İdaresi yok, Yahudilerin hahambaşısı gibi bir din liderleri yok.
Bu yaygaracılar daha ne istiyor? Müslüman Türkiyede Yahudiler cumartesi, Hıristiyanlar pazar günü tatil yapabiliyorlar ama Müslüman çoğunluk cuma günü yapamıyor.
Daha ne istiyorlar? Anıtkabir bir Sezar tapınağı gibi. Müslümanı ve münkiri hepsi orada baş eğiyor, bel kırıyor..
Sadece Suudîler ve İranîler bunu yapmıyor.
Daha ne istiyorlar? Paraların pulların üzerinde Atatürk, her yerde Atatürk heykelleri, resimleri… Atatürk okulları, Atatürk üniversiteleri… Atatürk caddeleri… Sağa bak Atatürk, sola bak Atatürk…
Evet daha ne istiyorlar?
Evet tekrar açık açık soruyorum: Bu memlekette içki, fuhuş, zina, dinsizlik, densizlik, heykel, resmî ideoloji, açık saçıklık, bikini mayo, dans, bale, nikahsız karı koca hayatı, her şey varken, bunca hürriyet ve serbestlik içinde daha istiyorlar, niçin ortalığı velveleye veriyorlar?
Türkiye diktatörlüğe kayıyormuş… Kuyruklu yalan!.. Bendeniz çocukluğumda yaşadım, bizde diktatörlük İsmet zamanında vardı. Hani şu nâm-ı diğer Millî Şef. 1946’ya kadar tek parti vardı. Seçimlerde oylar açıkta verilirdi, gizli sayılırdı ve yüzde 99,9 tek parti kazanırdı. Bunu tenkit edeni ne yaparlardı x? Anasını ağlatırlardı.
Fazla arpa merkepleri azdırırmış. Fazla demokrasi ve hürriyet de birilerini azdırıyor.
(İkinci yazı)
Mü’minler Kafirleri Dost ve Velî Edinemez
l. Allah Kur’anda mü’min kullarını, kafirleri dost ve velî edinmemeleri konusunda uyarıyor. Kafirleri dost ve veli edinenler gafildir, bilerek yapıyorlarsa haindir. Kafirleri dost ve veli edinmek haramdır.
2. Mü’minler agresif İslam düşmanlarıyla işbirliği yapamaz.
3. Her hâl ü kârda, İslamın temel şart ve hükümlerinden, zaruriyat-ı diniyeden Ehl-i Kitabın hatırı için en ufak bir tâviz=ödün verilemez.
4. Mü’min kardeşleriyle dost olamayanların kâfir ve münafıkları dost edinmesine şaşılır,
5. Agresif ve harbî İslam düşmanlarını dost edinmek büyük bir beyinsizliktir.
6. Hiçbir mü’minin Allahın ve Resulünün sevmediği kimseleri sevmeye ve benimsemeye hakkı yoktur.
7. Allahın sevmediği, buğz ettiği kafirlerle, onları dost ve veli edinerek işbirliği yapanlar, bazı dünyevî menfaat ve faydalar edinseler bile, aslında büyük zarara ve hüsrana uğrayanlardan olur.
8. Büyük Cemaate=Ümmet-i Muhammed’e (Salat ve selam olsun ona) mensup olmak, onun dairesi ve gölgesi içinde bulunmak rahmettir. Küçük cemaatlerin, hiziplerin, parçaların asabiyetini, militanlığını, holiganlığını yapmak azaptır.
9. İslamî gerçekleri, sahih itikadı, zaruriyat-ı diniyeyi bilenlerin; bilmeyen cahil ve gafil mü’min kardeşlerini uyarmamaları, aydınlatmamaları, bilgilendirmemeleri hıyanettir.
10. Mü’mini tekfir eden, şirkle suçlayan kişinin kendisi kafir olur.
11. Ehl-i Tevhid ve Ehl-i Kıblenin, aksi şer’an isbat edilmedikçe imanına hükm olunur.
12. Mü’minler birbirlerini tekfir edemez. Bir kimsenin küfrü ancak icazetli, vazifeli, salahiyetli müftünün fetvasıyla ve bu fetvanın yine icazetli, vazifeli ve salahiyetli kadı tarafından tasdikiyle, kadının bu şer’î ilamının Emirü’l-mü’minin tarafından imzalanmasıyla sabit olur.
13. Allah, Resulullah, Kur’an, İslam, İman, Şeriat düşmanı Deccalları ve Kezzabları benimseyenler, sevenler, destekleyenler beyinsiz değil, muzaaf beyinsizdir. Hafazanallah!
14. Mü’min Allah için sever ve Allah için buğz eder.
15. Mü’minleri birbirine düşürmek, İslama ve Ümmete yapılacak en büyük hıyanettir.
16. Gerçek, olgun, akıllı ve firasetli mü’min, kendisine kötülük yapana iyilik yapar. Kur’anın emri budur.
17. Doğudaki mü’minin ayağına diken batsa, onun acısını Batıdaki mü’minin yüreğinde hissetmesi gerekir.
18. Ümmet birliğini zedelemek, mü’minler arasında fitne ve fesat çıkartmak, iman kardeşlerini birbirine düşürmek şeytanın yapacağı iştir.
19. Mü’minlerin birbirlerini sevmeleri, bütün hayırlı işlerde birbirlerini desteklemeleri, keder ve sevinçlerine ortak olmaları, yardımlaşmaları, sahip oldukları nimetleri paylaşmaları, karşılıklı dua etmeleri, camilerde birlikte namaz kılmaları Allahın ve Resulünün emridir.