Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bir Salkım Üzüm

Bir Salkım Üzüm

Vay bize… Vay halimize… Vay ki, hem ne vay… Vahlarla, tühlerle anlatılabilecek gibi değil.

Sözün bittiği yer derler ya. İşte öyle bir şey. Dünya ile uğraşırken, ahireti ıskaladığımızın resmidir aşağıdaki hadise.
Ahireti öteleyip, dünyevi duygu ve düşüncelerimizi serseri mayın gibi her yere salıveren bizlerin hali gerçekten acı.
¥
“İki gün bir değil” sitesinden gelen mesaj şöyle:
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas, 77)
¥
Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular:
“Allah’a sığınan kimseyi koruyup himaye ediniz. Allah için isteyene veriniz. Size iyilik yapana siz de iyilik yapınız.
Şayet verecek bir şey bulamazsanız karşılık vermek istediğinizi göstermek üzere kendisine dua ediniz.” (Ebû Dâvûd, Zekât 38; Nesâî, Zekât 72)
¥
Hz. Osman, bir salkım üzüm veya bir salkım hurma alarak Hz. Peygamber’e hediye etmişti.
O esnada bir dilenci gelip bu üzümü Allah Rasûlü’nden istedi. Efendimiz (s.a.v) de verdi.
Hz. Osman dilenciye yetişip salkımı ondan satın aldı ve tekrar Hz. Peygamber’e hediye etti. Aynı dilenci gelip o salkımı yine istedi ve Allah Rasûlü (sav) de verdi.
Hz. Osman da gidip dilenciden o salkımı tekrar satın aldı ve getirip Hz. Peygamber’e bir daha hediye etti. Dilenci yine gelip isteyince Fahr-i Kâinât Efendimiz latife yaparak:
–“Sen dilenci misin, yoksa tüccar mısın?” buyurdu.
Bundan sonra bir kaç gün vahiy gelmedi. Hz. Peygamber bir yalnızlık hissetti, o esnada müşrikler de Peygamber Efendimizin Rabbi tarafından terkedildiğini söylediler.
¥
Bu hâdiseler üzerine Duhâ sûresi nazil oldu. (Alûsî, XXX, 157)
“Kuşluk vaktine ve sükûna erdiğinde geceye yemin ederim ki Rabbin Sen’i bırakmadı ve Sana darılmadı. Gerçekten Sen’in için âhiret dünyadan daha hayırlıdır.
Pek yakında Rabbin Sana verecek, Sen de hoşnut olacaksın. O, Sen’i yetim bulup barındırmadı mı? Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi? Sen’i fakir bulup zengin etmedi mi?
Öyleyse sakın yetime kötü muamele edip üzme! El açıp isteyeni de sakın azarlama! Fakat Rabbinin nimetlerinden minnet ve şükranla bahset!” (Duhâ, 1-11)
¥
Çok çarpıcı bir hadise. Gerçekten Allah adına isteyen insanları bulmak ve bulduktan sonra da Allah adına vermek gerekir.
Efendimizin buyurduğu gibi Allah adına isteyenlerin; “dilenci mi yoksa tüccar mı” olduklarını bilmek artık kolay.
Bizzat bildiğimiz muhtaç insanlar varsa, zaten yardım ediyoruzdur. Bilmediklerimize de vakıflar ve dernekler aracılığıyla yardımlarımızı ulaştırabiliriz.
Ve dünyada bizlerin yardımlarına muhtaç çok insan var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi