Memleketimizin gündemi bir hayli kalabalık. Böylesi gündemlerin iç yüzünü anlamak için kim nerede ne yapıyor ona bakmalı ve devlet millet düşmanlarının iyi tahlil etmeliyiz.

Bu sebeple Etiyopya izlenimlerime devam etmek istiyorum.
Türkiye’nin büyüklüğünü ve Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın, dünya lideri olduğunu görmek için sınırlarımız dışına çıkmak gerekiyor.
Dünyanın hangi ülkesine gidilirse gidilsin, memleketimizin gelişmişliği, Başbakan Erdoğan ile birlikte anılıyor. İçerideki hainlerin rahatsızlığı da bu yüzden.
¥
Etiyopya’ya gelen herkese TİKA adına kucak açan ve her derdiyle ilgilenen TİKA koordinatörü Serhat Küçükkurt’un yakın ilgisi çok güzeldi.
Başbakanlığa bağlı ve Dr. Serdar Çam’ın yönetiminde bulunan TİKA, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Etiyopya devleti ve halkı nezdinde büyük bir güven kapısı.
TİKA’nın Etiyopya’daki faaliyetlerini yerinde incelemek üzere gelen TİKA Başkan Yardımcısı Harun Tuncer ile kurum uzmanlardan Ahmet Daştan’ın inceleme gezisine biz de katıldık.
Yolumuz önce, öğrencilerin yüzde yüzünün yoksul olduğu ve her sınıfta yüz öğrencinin okuduğu bir okula uğradı. Yürek yakan, göz yaşartan manzaralarla karşılaştık.
TİKA bu okula sıra, kitap ve bilgisayar yardımında bulunmuş. Çocuklar bilgisayarın nasıl olduğunu TİKA sayesinde görmüşler.
¥
Okulda yapılan hoş geldiniz töreninde misafirlere ikram edilen yiyecek ise bizim kıtlık dönemimizde kendi kendimize yettiğimiz yiyecektendi.
Yaşı ortayı biraz geçmişlerle daha yukarıdakiler bilirler. Bizim kıtlık yiyeceğimiz, ekin kavurmasıdır.
Yani buğday kavurması. Yanında patlamış mısır da vardı tabii. Aziz misafirlere bunlar ikram edilirmiş.
¥
Yine başkent Addisababa’da bir başka okulu ziyaret ettik.
Somali’deki savaştan kaçmış iki yüz ailenin çocuklarına, Etiyopya hükümeti bir okul binası vermiş, sıra ve benzeri diğer teknik imkânları da TİKA sağlamış.
Savaş ve kıtlık çocuklarının yüzü, her şeye rağmen gülüyordu. Çocuk her yerde çocuktu. Yarın endişeleri olmamaları yüzlerinden okunuyordu.
Bizde kocaman kocaman adamların yarın endişesi taşımaları, rızık korkusu çekmeleri, pek çok konuda şüphe ve elemli olmaları anlaşılır gibi değil.
Somali’den göç etmiş çocukların yüzünde gördüğüm, gözlerinden aldığım mesaj; “Ölümle kalım arasında herhangi bir korkuları olmamasıydı.”
Okul zamanını geçirmiş gençler de kendi aralarında bir takım kurmuşlardı.
Takımın adını da TİKA koymuşlar ve yaptıkları maçlar sonucunda kupa almışlar, aldıkları kupaları TİKA yetkililerine gösterirken, yaşadıkları mutluluğa diyecek yoktu.
¥
Yoksulluğun Afrika’daki adı “Beyaz Sömürü.”
Tabii bu sömürüden Etiyopyalılar bizi ayrı tutuyor ve şu ilaveyi yapıyorlar;
-“Müslümanlar sömürmez, paylaşır, dayanışır, kardeşlik hukukunu gözetir.”
Hakikaten de öyle, sadece Etiyopya’da değil, Afrika’nın her yerinde, o ülkenin halkını ve topraklarını sömürmeyen ve yardım eden tek ülke Türkiye.