ODTÜ mizahı!
İşe bakın! Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ni Adnan Menderes kurmuş! Acaba, buna dair bir işaret bu üniversitenin herhangi bir yerinde var mıdır?
Hiç sanmam!
Maksat “Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin kalkınmasına katkıda bulunmak”mış. Bir Amerikan projesi midir? Daha doğrusu, arka planda böyle bir şey var mıdır?
Türkiye’yi aşan, Orta Doğu ülkelerini içine alan bir projenin o sıralar tamamen Türkiye tarafından üretilmesi biraz zayıf ihtimal. Eğer bu üniversitenin dili Türkçe olsa idi, bu ihtimal kuvvet kazanırdı.
“Middle East Technical University”, yani METU Türkiye’nin ilk İngilizce tedrisat yapan üniversitesi. Lisan bilmenin İngilizce bilmekle eşdeğer hale geldiği, Amerikan tesirinin en üst seviyelerde seyrettiği bir dönemde bu üniversite kurulmuş. Amerika’dan bir hayli öğretim elemanı getirilmiş.
Burası tamam da, Orta Doğu ülkelerine hitap etme konusunda elle tutulur bir emare yok.
Doğrudan Türkiye’ye yönelik bir üniversite. Üniversitenin adında teknik var ama, sosyal bölümler de mevcut. Mesela, idarî ilimler…
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin İngilizce olanı her halde ODTÜ’nün idari ilimleridir!
Tamam teknik ilimler için yabancı dili hoşgörü ile karşılayalım. Ya idari, sosyal ilimler için? Bizce abes.
Bu üniversite veya başka bir üniversite çok iyi dil öğretmeli. İngilizce veya başka bir dil. Fakat, öğretim tamamen İngilizce veya başka dilden olmamalı.
Şöyle olması normal sayılabilir: Dışarıdan gelen hocalar, derslerini İngilizce verebilir. Öğrenciler tercümansız bu dersleri takip eder.
Elbette böyle olmuyor. Evinde Türkçe konuşulan, ilköğretimden itibaren Türkçe okuyan (istisnalar hariç) gençler, bu üniversitede tamamen İngilizce öğretim görüyorlar.
“Bunda ne gariplik var?” diyebilirsiniz. Bundaki gariplik, Türkçe’nin geri plana itilmesi, böylece de buradan mezun olan gençlerin, kendi ülkelerinde çalışırken, anlama-anlaşma problemleri ile karşılaşması.
Bu bilhassa ne zaman fark edilir?
Aynı alanda öğretim görmüş, ama Türkçe okumuş biri ile aynı işi paylaştıkları zaman.
Yabancı bir ülkede okumuş biri ne ise, ODTÜ mezunu da o! Üstüne üstlük Türkiye’deki İngilizce’nin İngiltere’de veya Ameraka’daki kadar zengin olması mümkün değil.
Siz ODTÜ’den yetişmiş, edebiyat alanında kendine yer edinmiş kaç kişi tanıyorsunuz?
Diyeceksiniz ki, “böyle bir mecburiyet yok.” Elbette yok. Hadi kendi alanında “bu güzel Türkçe’dir” diyeceğiniz eser vermiş kaç kişi var? Elbette istisnalar hariç!
Türkiye’de tercüme dilinin (tabiî İngilizce’den), bozulmasında en önemli amil bu üniversitedir desek, itirazlar yükselecektir.
Tercümeler ortada. Onların ne kadar zengin İngilizce öğrendiklerini bilmiyoruz, fakat, Türkçelerinin orta mektep seviyesinde kaldığı açık. Tercümelerde bu görülüyor. Redhouse, Türkçe İngilizce sözlükler yayınlayan bir kurum. Bu kurumun sözlükleri giderek fakirleşiyor. Türkiye’de İngilizce öğretim yokken, neden Rehous sözlükleri zengindi?
Bunun üzerinde düşünmemiz lazım.
Durup dururken mi ODTÜ’den bahsediyoruz?
Değil elbette!
Mezuniyet töreninde bir geçit yapılmış. Bu geçit sırasında ODTÜ’lü gençler mizah yeteneklerini konuşturmak istemişler.
Keşke böyle bir işe girişmeselerdi!
İşte birkaç örnek:
“Biz sana biber kullanma demedik, salça olarak yine kullan!”
“Laboratuvarlarda kızlı erkekli robot yapıyorlar!”
“Araziye ayakkabı ile girip ayran içmişler!”
“Yönetecek kamu mu bıraktınız?”
Evet, bu cümlelerde bir komiklik var. Fakat bu komiklik, Türkçe yetersizliğinden kaynaklanıyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.