Şeytanın Çerezi Yalan
Zor yazılardan ve zor kitaplardan birisi.
Kitabı okurken ve tanıtmak için yazarken içim burkuldu.
Kendi adıma imanımızın “iki dudak ve dilden” öte gitmediğini gördüm.
Neden? Merak edenler için buyurun.
……..
Bu haftaki kitabımızın adı; “Şeytanın Çerezi Yalan” ismini taşıyor. Eser, Işık Yayınları’ndan çıkmış. Yazarı ise Mehmet Ünal.
Lafı eğip bükmeden direkt mevzuya girmek gerekirse, “yalan söyleme” hususunda sınıfta çakmayan kimse yok desem yeridir.
Benim gibi kendisini test etmek isteyenler buyursunlar “er meydanına”. Yalnız “er”lik, “doğruluk” demektir. Pek de yiğitçe çıkmamak lâzım.
……..
“Yalan; küfrün esasıdır. Yalan, nifakın birinci alâmetidir. Yalan, Allah’ın ‘kudret’ine bir iftiradır.
Yalan; Rabbani hikmete zıttır. İnsanın fıtratındaki yüksek ahlâkı bozan yalandır. İslâm âlemini ve Müslümanları zehirleyen yalandır.
İnsanlık âleminin hallerini fesada veren yalandır. İnsanı ruhun ve kalbin hayat derecesinden indirerek, insanlığının kemale ermesine engel olan sebep yalandır.
Yalan; vicdanın ve kalbin hakikat feryatlarına kulağını tıkayarak, kulağı olduğu halde duymayanların, aslında vicdanlarının derinliklerinde her an duydukları hakikatin en yüksek sancısıdır.
……..
Yalan; Allah’ın bildiğine zıt iddiada bulunmanın adıdır. Hele bir de hiç utanmadan; mekândan münezzeh olan Allah’a mekân göstererek, gökyüzünü işaret edip; “Yukarıda Allah var” diyerek çifte yalan söylemenin kurtuluşu var mıdır bilmiyorum.
Yalan, bütünüyle ahlâkı bozmuş, dünyayı yalancıların tarlası haline getirmiş öyle korkunç bir toplumsal hastalıktır ki, hayatın kapılarını ona açıp; yurtta, yuvada, çarşıda, pazarda, parlamentoda, kışlada “serbest dolaşım” hakkı tanıyan hiçbir millet iflah olmamıştır.
Yalan; hakikate karşı bir vefasızlıktır, nankörlüktür, hiledir, aldatmadır. En kötüsü ise, kul hakkıdır. Allah’ın bildiğini kuldan saklamaya çalışmak, her şeyden önce Allah’ı aldattığını zannetme cahilliğidir.
Yalan; bir hokkabazlık işaretidir. Gerçekle yüzleşme cesareti gösteremeyenlerin sağlam tutanak zannettikleri bir örümcek ağıdır.
Yalanın büyüğü veya küçüğü, ciddisi ya da şakası olmaz. Çünkü başta küçük de olsa, yalan insanı başka bir yalana ve o da bir başkasına götürür.
……..
Evet, günümüzde maalesef; öğretmen, öğrenci, idareci, memur, evlat, ebeveyn, politikacı, halk, esnaf, müşteri, karı, koca ve daha birçok ikili ilişki, genellikle yalan ve aldatma üzerine devam ediyor ve bu sebeple de; bereketten, başarıdan ve mutluluktan çok uzak bir halde sürekli didişmeli bir ömür yaşanıyor.
Buna karşılık İslâm’ın en ehemmiyetli esası, imanın en açık özelliği, Muhammedî ahlâkın temel taşı, enbiya ve evliyanın en ayırt edici vasfı, maddi ve manevi yükselmenin biricik ölçüsü doğruluktur” diyerek yazıyı noktalayalım.
……..
Daha geniş bilgi kitapta. Bilgi için Işık Yayınları: 0216 522 11 44
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.