Çözüm deyince bu çözüm başka çözüm. Literatürümüze son yıl içinde Kürt meselesi ile yeni anlam kazanan kelimeyi bu sefer ben bir başka çözüm bekleyen soruna atıf yaparak kullanıyorum. Başörtülü kadınlara getirilecek çözümden söz ediyorum. Gezi idi Kahire’ydi deken yıllardır beklenen önemli bir adım çok da dikkat toplamadı. Neyse, sonuç alınsın da mühim olan o nasılsa. Belki böylesi daha da hayırlı. ‹yi saatte olsunları oylatmamak adına daha hayırlı…

Memursen’in liderliğinde başlatılan kampanya ile darbe tortusu olarak önümüze dikilen kamuda başörtüsü yasağı asılma aşamasına geliyor. ‹ki gün önce Meclis’te geçirilen torba yasası çerçevesinde 657 sayılı memurların kıyafetlerine dair düzenlemelerin de yapıldığı kanun maddesinde serbesti getiriliyor. Buna göre 1982 senesinde Evren cuntasının yaptığı değişikliklerle başlatılan devlet eliyle ayrımcılık ve zoraki sekülerleştirme sürecine de son verilmiş olacak..

Bir başka önemli adım da AK Partili bazı milletvekillerinin önayak olması ile atılacak bu konuda. O da başı örtülü olduğu için memuriyetle ilişkisi kesilmiş olanların tekrar görevlerinin başına geçebilmesi ile alakalı. Kılık kıyafetleri sebebiyle son yirmi üç yıl içerisinde görevlerinden uzaklaştırılan memurlara disiplin affı geldi. Değişiklik sadece başörtülüleri değil aynı zamanda sakallı dindarları da kapsamakta. Aralarında AK Parti milletvekili ve aynı zamanda grup başkan vekili olan Nurettin Canikli bey ve Diyarbakır milletvekili Mine Lök Beyaz’ın da olduğu bir grup vekilin verdiği önerge gereği bu değişiklik yapıldı ve torba kanununun parçası haline geldi. Buna göre yapılması gereken şu: hakları ihlal edilen başörtülü kadınlar başta olmak üzere cunta tarafından mağdur edilen kişiler önümüzdeki üç ay içerisinde daha önceden görev yaptıkları daha doğrusu “yapamadıkları” kurum ve kuruluşlara resmi olarak başvuracaklar. Bu başvurunun zamanını kaçırmamak önemli. Çalıştıkları bu kurum ve kuruluşlar da onlara görevlerini iade edecek. Veya benzer bir göreve getirecek.

Aynı değişiklik çerçevesinde gelen bir başka müjde de öğrencilere. 12 Eylül Evren cuntası döneminden bu güne üniversitelerinden disiplin cezası ile atılmış olanlar ki bunlara daha sonraki dönemde bir af çıkartıldı ve dileyenler üniversitelerine dönüp eğitimlerini tamamlayabildiler. ‹şte af vasıtası ile eğitimini tamamlamış olan bu grubun kamuda ise alınmalarında yaş sınırı söz konusu olmayacak. Düşününüz ki 12 Eylül döneminde üniversite çağında olan biri dönemin sağ-sol çatışmaları sebebiyle eğitimini bırakmak zorunda kalmışsa ve daha sonra gelen af ile tamamlamışsa bugünlerde neredeyse altmışlı yaşlara gelmiş olabilir. Bu da emeklilik zamanı demektir ki bu durumdaki bir kişiyi görevlendirmek istemeyebilir işveren kurum ve kuruluşlar. Getirilen yeni uygulama ile bunun da önüne geçilmiş olacak. Belki de bir miktar pozitif ayrımcılık bile tanınmış olacak bu gruptaki kitlelere.

Şimdi yapılması gereken gerekli başvuruların tamamlanması. Bu konuda ihmalkar davranmamak lazım. Mutlak surette hak arayışına girilmesi gerekmektedir. Nasıl ki 28 fiubat mağdurlarının biraz da yaralarını deşme pahasına da olsa müsebbiplerden şikayetçi olması gerekiyor, geri dönüşümlü hak arayışı da o denli önem arz ediyor. Bunu kendimiz için değilse de çocuklarımız ve torunlarımız için yapmalıyız.