Taksim’in ilk işgalcisi İnönü
Taksim Parkı’nın ilk işgalcileri, meğer CHP patentli komünist artığı solcular değilmiş.
Taksim Parkı çevresinin hikâyesi, Türk Edebiyatı Dergisi’nin Temmuz sayısında anlatıldı.
Beşir Ayvazoğlu’nun çeşitli kaynaklara dayanarak verdiği bilgiler şöyle:
“… 1930’ların sonuna kadar köklü bir değişikliğe uğramayan Taksim, asıl büyük dönüşümünü Milli Şef devrinde yaşayacaktır.
Yüksek Mimar Sedat Çetintaş’ın iddiasına göre, Taksim’den başlayıp uzanan hat üzerindeki vadinin işgal ettiği geniş sahayı kendi mülkü gibi gören Milli Şef, Henry Prost’un planında “2 Numaralı Park” adı verilerek imar edilmeye başlanan bu alanın Taşlık mevkiinde kendisine tapulanan geniş arsaya bir villa yaptırmıştı.
Açıkhava tiyatrosu ve yüzme havuzu da yine Sedat Çetintaş’a göre, “İnönü Villası”nın “İnönü Gezisi”ne bakan cephesinden görülen manzara, ileride yüksek binalarla kapatılmasın diye yapılmış.
Ayrıca villanın deniz manzarasını emniyete almak için geniş bir alan, belediye tarafından istimlak edilerek bir istinat duvarı ve üzerine bir kahve binası inşa edilmişti; Sedad Hakkı Eldem’in meşhur Şark Kahvesi.”
…………
Dolmabahçe’ye bir stadyumun yapılması kararı stadyum olarak kullanılan Taksim Topçu Kışlası’nı yıkmak için bir ön adımdı.
Zira Milli Şef, bu kışlanın bulunduğu yere ismini taşıyan bir park yapılmasını istiyordu.
İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lütfi Kırdar, Milli Şef’in arzusu ve Prost’un bu arzu yönündeki tavsiyesine uyarak, Topçu Kışlası’ını yıktırdı ve arsasını o günün şartlarına göre tanzim ettirerek park haline getirdi.
Parka bir de isim bulunmuştu: “İnönü Gezisi.” Sıra bu parka Cumhuriyet anıtını gölgede bırakacak dev bir Milli Şef heykeli dikmeye gelmişti.
Heykel 1937 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümünü yeniden düzenlemesi için görevlendirilen Rudolf Bellign’e ısmarlandı.
Bütün aksamıyla 1944 yılında tamamlanan beş metre yüksekliğindeki heykelin yedi buçuk metre yüksekliğindeki kaidesi de, Gezi’nin Taksim Meydanı’na bakan tarafında inşa edildi.
Bu gelişmeler yaşanırken İkinci Dünya Savaşı sona ermiş, dünyada demokrasi rüzgârları esmeye başlamış, Türkiye’de de Demokrat Parti kurularak çok partili hayata geçilmişti.
Bu sebeple yüksekliği kaidesiyle birlikte on iki buçuk metreyi bulan İnönü anıtı, “Taksim’de bir Cumhuriyet anıtı varken, onun yakınına daha büyük bir İnönü heykelinin dikilemeyeceği” gerekçesiyle kaidesine konulmadı.
Taksim Gezisi’nde 1944 yılından beri boş olarak duran kaide 1982 yılında sökülerek Taşlık’a, İnönü Villası’nın önündeki parka, yani Maçka Parkı’na taşındı.
Heykelin bütün parçaları, İstanbul belediyesine ait depolarda muhafaza edilen İnönü heykeli bu kaidenin üzerine yerleştirildi.”
……………..
Evet, bu bilgilerden de anlaşıldığı gibi memleketin başına tüm belalar, malum zihniyetten gelmiş. Bunlarda hiç mi vatan millet sevgisi olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.