Bir kitap
Yıldız Ramazanoğlu’nun kaleminden İşgal Kadınları: Emperyalist Feminizimle Uyanış Arasında kadın çalışmalarına önemli bir katkı. Ramazanoğlu eserini, derin bir kuşku: emperyalist feminizm, Batıda Müslüman kadının temsili, bu temsilin Türkiye üzerinden bir okuması, daha geniş kapsamda İslam dünyasından birkaç tecrübenin okuması ile bölümlendirmiş. Şöyle diyor yazar: “Son on yılda İslam dünyasına yönelik saldırıların gerekçelendirilmesinde Müslüman kadının acılarını dindirme iddiası önemli bir yer tuttu. Saldırgan politikalarının yol açtığı insanlık krizini görmezden gelen hegemon devletler ‘hayat tarzımıza saldırılıyor’ feryadıyla yaşanan kıyımların üzerini örtebileceklerini hesaplarken, düpedüz başka insanların hayat tarzını değiştirmek için savaş açıyorlardı aslında….
Bu çalışmada feminist söylemlerin değil, en iyi niyetli çabalarımızın bile içine sızabilecek olan üsttenciliğin, elitistliğin, ırkçılığın, toplumsal hiyerarşiler kurmanın ve İslam karşıtlığının tehlikesi ve yol açtığı sonuçlara dikkat çekmek istedim. Kaldı ki bu konuda bizzat feminist yazarlar tarafından kaleme alınan önemli makaleler mevcut….
Peygamberimizin çağına göre en bariz özelliklerden biri kadınlara tanıdığı serbesti ve yakınındaki kadınlara gösterdiği derin hürmetti. Kadına kendine ait mali control altında tutma hakkı verildikten 13 asır sonra batılı hemcinslerimiz bu hakka kısmen ulaşabildi. Eğitim sadece erkekler için değil kadınlar için de temel hak hatta yükümlülük olarak kondu. Bu insanın kendisine bahsedilen zekayı parlatıp derinleştirmesi ve varoluşun hakikatine ulaşıp gereğini bihakkın yerine getirilmesi için gerekliydi. Daha bir çok şey. Bu yolda ancak hak ve adalet duygusu gelişmiş kadınların ve erkeklerin birlikte hareket etmesiyle yol alabileceğine her zaman inandım.
Kadın sorunsalı hakkında…. konuyu cinsiyetli olmayan bir insanlık ve vicdan düzlemine taşımanın daha insaflı olacağından yana. İşe Avrupalı düşünürlere atıfla, 3. milenyumda dünya insanının temel kriter yitimini tespit ederek başlıyor. Hem edebi hem metodolojik üslubuyla, iki arada sıkışmış ama kurtarılmaya karşı koyan kadınların sesini taşıyor satırlarına. Türkiye ve dünyanın kamusal alanlarından, sokak aralarından, ev odalarından, yadsıdığımız ve kanıksadığımız durumları, zaman zaman graffiti sertliğiyle göz önüne koyuyor. Bunu yaparken modernleşme ve gelenek arasındaki duvar çatlaklarını sıvayıp örtmeye girişmiyor.” Ramazanoğlu’nun bu çalışması önemli bir eser olarak kütüphanemizde bulunmalı. Kapı yayınlarından (212 511 53 03). (İŞBN 978-605-468369-7) çıkmış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.