Ergenekon kararları açıklandı.

Tam mânâsıyla “Mazlumun ahı devirir şahı” manzarası.
Ne diyelim; darbe teşebbüsleri olmasaydı da mahkûmiyetler yaşanmasaydı.
Mahkûm yakınlarının üzüntülerine saygı duyuyoruz…
Umarız, “darbe”nin akılların ucundan bile geçmediği günlere kavuşuruz.

“İDDİA EDİLEN” DEĞİL!..

Artık, “İddia edilen Ergenekon Terör Örgütü” denmeyecek.
Mahkeme o ismi tescilledi:
“Ergenekon Terör Örgütü.”
Eylem de:
“Darbeye tam teşebbüs!..”
•
Ergenekon davasından hatırı sayılır sayıda “beraat” kararının çıkması, bazı sanıkların elinde kıyma bıçağı taşıyan esnaf için istenenin 10’da hatta 20’de biri hapis cezalarına çarptırılması Yargı’nın sanıklara karşı art niyetli olmadığını ortaya koyuyor.
Mehmet Haberal 12 yıl 6 ay ceza aldı ve tahliye edildi.
Mustafa Balbay, 34 yıl 8 ay aldı.
Tuncay Özkan,  Hurşit Tolon, İlker Başbuğ, Hasan Iğsız, Dursun Çiçek, Doğu Perinçek, Şener Eruygur vesaireye müebbed geldi. 
Kemal Alemdaroğlu, 14 yıl ceza yedi, Sinan Aygün 13 yıl 6 ay.
Gazeteci denilenler arasında da beraat edenler var; dolayısıyla mahkemenin “toptancılık” yaptığını düşünmek için hiçbir sebep yok.

  SİSİ YAYGARASI!..

Şu mesele;
“SİSİ” zihniyetlilerin, Mahkeme’nin duruşma salonuna girişleri sınırlandırmasını “aleniyet ilkesinin çiğnenmesine” yormalarına aldırma.
Kahir ekseriyeti CHP’li olan bir dolu milletvekili “darbe sanıklarına” destek için oradaydı, gazeteciler olanı biteni anı anına verdiler, mahkeme salonu sanık yakınlarının içeri alınmasına kifayet edecek durumda değildi.
Ve en önemlisi de Yunanistan’da gezi silah ve teröristlerinin ele geçirilmesi, Silivri’deki karar duruşması esnasında kan dökme hazırlıkları yapıldığını ortaya koydu.
Bunca teröre bu kadar tedbir çok görülemez.

AK PARTİ DÖNEMİNDE PALAZLANAN KANAL’IN YAPTIĞINA BAK!..

Olacak şey değil; AK Parti döneminde elde ettiği bir dolu ayrıcalıkla büyüyen bir holdingin kanalında dün çatır çatır “Ergenekon savunusu” yapıldı.
Denge olsun diye Ergenekoncuların karşısına çıkartılan emekli savcılar, “Ergenekon davasının Türkiye için ne kadar önemli, değerli ve yerinde olduğunu” söyledikçe, döne dolaşa “ama”lar geldi.
Sözde tarafsız yayıncılık adına “karşı görüştekini” ekrana çıkartan moderatör müdür nedir, bir ara darbe zihniyetine karşı çıkan muhafazakar emekli savcıyı suçladı.
“Ama” dedi, “Ama, Ama…”
“Ben size insani birşeyden bahsetmiştim!.”
İnsani olan, “profesör” diye, “gazeteci” diye, şu veya bu unvana sahip diye “bazılarının” beraat ettirilmesiymiş!.. Tam mânâsıyla “sınıfçı” kafa!..
Adamların misafirleriyle birlikte gayet “Radikal” biçimde Ergenekonculuk yaptığını gördükçe “Aferin bu adamlara” diyesi geliyor insanın…
Darbe teşebbüsüne ilişkin binlerce ne bini yüzbinlerce belge var, ifade var, silah var, bomba var şu var, bu var….
Adamlar hala konuşuyor; hâlâ “Darbe girişimi filan olmamıştır”a getirmeye çalışıyor lafı.
Bir “gazeteci” ile filanca nasıl olurmuş da aynı karede olurmuş?..
Gazeteci etiketli bir sürü adam, sütü bozuk 28 Şubat darbecileriyle aynı karede yer almamış gibi.
Darbeciler, medya, mafya, işadamı desteğini aramazmış gibi!..
•
Bir yerde okumuştum; diyor ki bu davaları yakın takip eden meslektaşlarımızdan biri:
“Ergenekon davası bitiyor, Ergenekon değil!..”
Evet, bu zihniyet dimdik ayakta.
Şunlara bak; sanıkların savunma hakkı kısıtlanmış.
Yani yuh; Eski YöK Başkanı bilmem nenin avukatı tam 12 gün boyunca savunma yaptı.
Günlerce internetten bilmem nereden topladığı fıkraları anlattı, gençlik yıllarını, misket oynarken hangi arkadaşını nasıl “keptiğini” filan…
•
Bugün, medyadaki eski, yeni tüfeklerin tamamı “Bu AKP ne pahasına olursa olsun gitmeli!” derdinde.
Gezi olaylarına kimi zaman alenen, kimi zaman açıktan destek veren bu adamlar, bunun bir “darbe” tezgahı olduğunu bilmiyorlar mıydı?..
Bu adamlar darbeyi istemiyorlar mı?..
Bu adamlar, “Recep Tayyip Erdoğan gitsin de ne pahasına olursa olsun gitsin!” kafasında değil mi?..
•
Evet, Ergenekon’un bu aşaması bitti.
Ama Ergenekon bitmedi, dimdik ayakta!..
•
Ya millet kazanacak ya da Bağımsız Yargı Kararı ile  ismi tescillenen Ergenekon Terör Örgütü!..