Bu bayram bir şey oldu!
Bu bayramda farklı bir şey oldu. Birbirimizden haberimiz yoktu, ama hep birlikte aynı şeyleri düşündük ve aynı şekilde hareket ettik..
Moskova’nın nüfusu 10 milyon civarında.. Moskova’da gizli ya da açık, yurttaş ya da göçmen, diğer bölgelerden gelen yaklaşık 2.5 milyon Müslüman yaşıyor.. Her yıl yaklaşık 20 bin kişi kelime-i şehadet getirerek Müslüman oluyor.. Doğum yoluyla ya da başka yollardan gelip yerleşenler hariç..
Ama Moskova’da sadece 6 cami var.. Ve bu Ramazan bayramında 6 camide yaklaşık 200 bin kişi bayram namazı kıldı.. Bazı camilerde cemaat meydanlara, caddelere taştı ve sokak aralarına kadar yayıldı..
Çin’de, Hindistan’da durum farklı değil..
Mesela Oslo da 50 bin Müslüman var, ama 50 mescid bulunuyor.. Bayramda hepsi dolu idi.
Bu sene birçok Balkan, Avrupa ülkesinde de cemaat; kadın, erkek, çoluk çocuk büyük camilere akın ettiler..
Birçok Arap ve Afrika ülkesinde zaten bayram namazları açık alanlarda kılınıyor.. Kırgızistan’ın nüfusu 5 milyon kadar.. Yüzde 80’i Müslüman. Bu sene Lenin Meydanı’nda 100 binden fazla kişi bayram namazı için saf tuttu.. Bütün engellemelere rağmen Taşkent’te yaklaşık 20 bin kişi meydanda bayram namazını eda etti..
Bazı Türki cumhuriyetlerde iftar da, sahur da camilerde ve sahra mescidlerinde yapıldı. Hatimle teraviler kılındı, toplu dualar yapıldı.. Ve bütün Müslümanlar mezhep ve tarikat farkı gözetmeden aynı mekânı paylaştılar.. Safları sık ve doğru idi.. İstikametleri belli idi..
Zanzibar’da bayram namazı onbinlerce Müslümanın katılımıyla meydanlarda kılındı. Ümmetin selâmeti için dua edildi.
Tunus’un Hammamet kentinde bayram namazı.. Hutbe için sahile Kubbetu’s-Sahra biçimli dev bir minber kurmuşlar..
Selanik’te 90 yıl sonra 3 kişi ile de olsa bayram namazı için saf tutuldu.
Adeviye muhteşemdi.
Humus’ta, Felluce’de bayram namazı coşkusu bir farklı idi. Duisburg’da ya da diğer Avrupa şehirlerinde de bu bayram namazı coşkusu farklı idi..
Biz de Sultanahmet’te aynı bütünün bir parçasıydık sanki..
Göreceksiniz bundan sonraki bayram namazlarında çok daha farklı bir coşku yaşanacak. Bu iş; İstanbul’a has, bir seferlik bir uygulama olarak kalmayacak.. 81 il ve 800’den fazla ilçede aynı şey yaşanacak..
Keşke imamlar da caminin dışına çıkıp seccadelerini oraya sererek Ulu Cami önünde bir musalla oluştursalar..
Namaza çok erken gelip namazdan sonra hemen kalkıp gitmesek.. Kurumlar bayramlaşmalarını buraya taşısalar.. Hediyeleşsek..
Bizim musallalara ihtiyacımız var.
Evleri müsait olanlar, evlerinin içinde mini mescidler, itikaf odaları, çilehaneler yapmaya başlasalar artık.
Camilerimizin zaviyeleri, 5 vakit namaz aralarında dört köşe hesabı ile günde 20 ders halkasına dönüştürülse. Zaviye böyle bir şey değil mi idi? Vakıfların “Dergâh”ları olsa! Kütüphaneler kursak, derslikler açsak, şifahanelerimiz, yetim ve dul sandıklarımız oluşsa, ne güzel olur.. Farzı kifaye sorumluluklarımızı camide pay etsek.. Gençler nargile kafelerde değil, bu dergâhlarda buluşsa..
Cuma namazları ulu camilere koşsak.. Bayram namazlarında musallaya..
İnşallah Üsküdar/Harem bir an önce aslına döndürülür.. Çamlıca, Cuma mescidi olur, Harem musalla!
Bakarsınız, Beraat Kandili’nde amin alayları düzenleriz gün gelir..
Bayramda yüz milyonlarca insan meydanlarda toplandı ve dağıldı, hiçbir olay yaşanmadı hemen hemen.. Sessiz sedasız haberleştiler ve seccadelerini alıp meydanlara koştular. Hemen hemen tek mesaj vardı. Barış, adalet, özgürlük ve vahdet.. Müslümanların kardeş olduğu vurgusu..
Bu Şam rüzgârı mı, Adeviye bereketi mi bilmiyorum ama, bildiğim bir şey varsa “gün döndü”. Bazı şeylerin vadesi doldu.. Kim bilir, bu Kudüs baharıdır belki de.. İsra uyanışıdır.. Bir yed-i beyza bizi derin uykumuzdan uyandırmaktadır.. Bir İbrahim imanı, bir Hacer sadakatı, bir İsmail teslimiyeti, bir Eyyüb sabrı, bir Musa mucizesi, bir Yusuf tevekkülü, bir Meyrem teslimiyeti, bir İsa esintisi, Muhammedî bir uyanış beynimizi ve yüreğimizi sarıp sarmalamaktadır..
Gün döndü, şafak vaktidir.. Göreceksiniz, gaybe iman edenler eliyle dünya değişecek. Önce biz değişeceğiz ve dünya değişecek. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Lebbeyk, Allahümme lebbeyk! Kabe’den yankılanan bu ses, İlâhî rızanın tecellisi için şimdi sadece Kabe duvarlarında değil, aynı sıfatlarla müsemma mü’min yüreklerde yankılanmaktadır..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.