Başbuğ’un Yeni Karargâhı
Ergenekon’dan mahkumiyet alan emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, dün uzun bir mektup yayınladı. Görevde olduğu dönemde Hürriyet gazetesi üzerinden operasyon yapmaya alışık olduğu için mektubu da Hürriyet’e göndermiş.
Hürriyet de seve seve manşet yapıp içeride de tam sayfa ayırmış.
Hürriyet sanığa gösterdiği bu ilgiyi “iddiaya” da gösterse objektif gazetecilik yapmış olurdu. Ama Başbuğ’u mahkum eden Andıç belgesini kutu haberlerle geçiştirdi ve içeriği o Andıç’la oluşturulan TSK içindeki Hükümete operasyon yapan grupla ilgili gerçekleri okuma fırsatı vermedi okuyucularına.
Hürriyet bildiğiniz Hürriyet…
Mektupla gördük ki Başbuğ da bildiğimiz Başbuğ…
Mektupta uzun uzun ajitasyon yapmış. Kendisine uzun uzun acındırdıktan sonra sadede gelmiş.
Aynen şöyle diyor:
“Bugün, Genelkurmay Başkanlığı makamında oturan komutan, verilen bu kabul edilemez karar karşısında, kurumsal sorumluluğu gereği olarak, Sn. Başbakan’ın da kabul etmeyerek tepki gösterdiği bu konuda, devam eden sessizliğini sürdürecek midir?”
Evet, Başbuğ’u melek gibi gösterenler sadece bu cümleyi okusa yeter. Bir mahkeme karşısında direkt olarak Genelkurmay Başkanı’nı göreve çağıran bu tip bir cümleyi kuran kişiye “Emekli Genelkurmay Başkanı” denmez, “Cuntacı” denir.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’i mahkemelerin üstüne sürmeye, hukuk devleti sınırlarının dışına çıkmaya, kendisine verilen anayasal çerçeveyi zorlamaya yani açıkçası siyasi açıklamalar yapan bir cuntacı komutana çevirmeye çalışıyor.
Zaten Başbuğ bunu emekli olduğu günden itibaren yaptı. Hatırlarsanız “Fenerbahçe Karargahı” diye pekçok yazı yazmıştım. Fenerbahçe Orduevi’nin bahçesine içinde özel seçilmiş generallerin bulunduğu ultra lüks bir bina inşa edilmişti. Bu binada “Paralel Karargah” kurulmuştu. Ve oradan üretilen stratejiler Genelkurmay üzerine çok büyük bir baskıyla uygulanıyordu. O baskı Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve tüm Kuvvet Komutanlarını istifa ettirecek sonuçlar doğurdu. İlk zamanlar Org. Özel üzerinde de kuruldu ve Balyoz sanıklarını ziyaretler gibi olmaması gereken gelişmelere neden oldu.
İnternet Andıcı davasında sanık pozisyonundaki Org. Hasan Iğsız, Albay Dursun Çiçek gibi kritik isimlerin tamamı “bize emri Başbuğ verdi” ifadesi verip Başbuğ’un tutuklanmasına neden olunca “Paralel Karargah”ın etkisi kırıldı.
Başbuğ şimdi kendine yeni bir karargah seçmiş görünüyor: Hürriyet Karargahı…
Gemi güvertesinde namluyu halka çevirip, seçilmişleri ve halkı tehdit etmeye alışık olduğu için “Amiral Gemisi” güvertesi kullanmaya da alışıktır.
Dünkü mektubunda yaptığı antidemokratik çağrıyla Başbuğ, gerçek yüzünü bir kere daha bize gösterdi ve mahkemenin verdiği kararın ne kadar yerinde olduğunu ispat etti.
Kapatma davasında AK Parti aleyhine yalan dosyalar üreten kara propaganda sitelerini neden kurdurduğu konusunda ise tek bir cümle etmemiş. Edemez çünkü en yakın adamı dahil bütün kadro emri onun verdiğini itiraf etti. Zaten sitelerin IP’lerinin TSK personeli tarafından yönetildiği de belgelenmiş durumda.
Siyasi savunma yapıp hukuki savunma yapamadı özetle onun yerine mektubunda Hükümetin kendisini kurtarmasını istemiş. Şöyle diyor: “Yasama organında, yani TBMM’de çoğunluğu ellerinde bulunduranlar ama mahkemenin yaptığı bu tarihi hatayı önlemek üzere gerekli yasal düzenlemeleri bugüne kadar yapmayanların ileride de yapmamaları halinde, onlar hakkında ne düşünülecek, neler yazılacaktır?”
Bu soruya ben cevap vereyim: Bir cuntacıyı kurtarmak için yasal düzenleme yapmayanların “demokrat” olduğu yazılacaktır.
Yeni karargahınızdan yazmaya devam edin. Gerçek yüzünüz görünsün…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.